Genel
Başkanlık Sisteminin Ardından Büyük Kaçış: Yurt Dışı Konut Patlaması
2016’da yurt dışına konut için tek kuruş harcamayan Türkiye, 2017–2025 arasında 8 milyar doları aşkın para ödeyerek dünyanın dört bir yanında ev almaya yöneldi. Bu eğilim yalnızca ekonomik tercihi değil, giderek derinleşen umutsuzluğun ve gelecek kaygısının toplumsal izdüşümünü ortaya koyuyor.
Türkiye’nin 2017 referandumu ve 2018’de başkanlık sistemine geçişi, siyaset ve ekonomi kadar toplumun yönelimlerini de derinden değiştirdi. Bürokratik tıkanıklığı çözeceği, ülkeyi “şahlandıracağı” iddiasıyla sunulan sistem, tersine bir göç dalgasını tetikledi. 2016’da yurt dışına konut için tek kuruş harcamayan Türkiye, 2017–2025 arasında 8 milyar doları aşkın para ödeyerek dünyanın dört bir yanında ev almaya yöneldi. Bu eğilim yalnızca ekonomik tercihi değil, giderek derinleşen umutsuzluğun ve gelecek kaygısının toplumsal izdüşümünü ortaya koyuyor.
Başkanlık Sistemi: Vaat Edilen Şahlanış Yerine Derin Çöküş
Türkiye 2018’de başkanlık sistemine geçtiğinde, iktidar bunu “bürokratik yüklerden kurtuluş”, “hızlı karar alma” ve “ekonomide sıçrama” vaadiyle savunuyordu.
Ancak tablo kısa sürede tersine döndü:
-
Ekonomik krizler kronik hale geldi.
-
Hukuk ve adalet sistemi ciddi güven kaybına uğradı.
-
Eğitim ve sağlık gibi temel alanlar nitelik olarak geriye gitti.
-
Yabancı yatırım girişi keskin biçimde düştü.
Sonuç: Türkiye’den fiziki ve zihinsel kaçış başladı.
İlk dikkat çekici veri ise gayrimenkul istatistiklerinde ortaya çıktı.
Yurt Dışına Ev Alma Eğilimi Başkanlıkla Başladı
2016’da Türkiye’nin yurt dışında konut için yaptığı harcama sıfırdı.
Ancak referandum yılı olan 2017’de bu rakam bir anda 341 milyon dolara fırladı.
Bu artış tesadüf değildi.
Sistem değişikliğinin Türkiye’nin geleceğine yönelik belirsizlik yarattığı değerlendirmesi yaygınlaştı, varlıklı kesim “alternatif yaşam ve yatırım planlarını” devreye soktu.
Sonraki yılların seyrine bakıldığında trend çok net:
| Yıl | Yurt Dışı Konut Harcaması |
|---|---|
| 2017 | 341 milyon $ |
| 2018 | 332 milyon $ |
| 2019 | 196 milyon $ |
| 2020 | 213 milyon $ |
| 2021 | 371 milyon $ |
| 2022 | 628 milyon $ |
| 2023 | 1 milyar 782 milyon $ |
| 2024 | 2 milyar 153 milyon $ |
| 2025 (10 ay) | 2 milyar 222 milyon $ |
Dokuz yılda toplam: 8 milyar dolar (yaklaşık 340 milyar TL)
Bu tablo yalnızca “ev alma davranışı” değildir — Türkiye’nin toplumsal psikolojisinin kırılma noktasıdır.
“Giderlerse gitsinler”den Toplumsal Göçe
Sağlık çalışanlarına yönelik “Giderlerse gitsinler” çıkışı, aslında büyük bir kırılmanın sembolü oldu.
Bu söz, sadece doktorları değil; mühendisleri, girişimcileri, gençleri, iş insanlarını ve beyaz yakalıları etkiledi.
Sonuç:
-
Nitelikli iş gücü göçü hızlandı.
-
Şirket sahipleri üretim merkezlerini yurt dışına kaydırmaya başladı.
-
Yeni mezun gençlerde yurt dışına çıkma isteği rekor seviyeye yükseldi.
Gayrimenkul istatistikleri bu toplu yönelişi açık şekilde yansıtıyor.
2022’den Sonra Büyük Kopuş: “Ne olursa olsun gitmeliyim” psikolojisi
Türkiye’de ekonomik ve siyasi tansiyon yükseldikçe, yurt dışında ev alma eğilimi katlanarak büyüdü.
2022’de yaşanan sıçrama bunun göstergesi:
Yurt dışı konut için ödenen para bir yılda ikiye katlanarak 628 milyon dolara çıktı.
2023 ve 2024’te ise tablo artık bir “toplumsal göç refleksine” dönüştü:
-
2023: 1,78 milyar $
-
2024: 2,15 milyar $
2025’in sadece ilk 10 ayında ise 2,22 milyar dolar daha harcandı.
Bu, yurttaşların yalnızca ekonomik yatırım yapma çabası değil;
“Geleceğimi bu ülkede göremiyorum” diyen milyonların sessiz haykırışı.
Bu Rakamlar Ne Anlama Geliyor?
Bu parayı ödeyenler çoğunlukla varlıklı kesim olsa da, ülkeden ayrılanlar yalnızca onlar değil:
-
Sanayiciler üretimini dışarı taşıyor.
-
Girişimciler yatırımlarını Avrupa’ya, ABD’ye veya Körfez’e kaydırıyor.
-
Gençler burs bulup okumaya gidiyor ve dönmüyor.
-
Mavi yaka çalışanlar her fırsatta göç yollarına başvuruyor.
-
İşsizler ve orta sınıf, kaçak yolları bile göze alıyor.
Kısacası:
Başkanlık sistemi bekleneni değil, tam tersini yaptı: Türkiye’yi göçe zorlayan bir düzeneğe dönüştü.
Toplumsal Bir Yorgunluk ve Umut Erozyonu
Yurt dışına konut için harcanan 8 milyar dolar, aslında:
-
Türkiye’nin kaybolan beyin gücünü,
-
kaçan sermayeyi,
-
dağılan toplumsal güveni,
-
zayıflayan gelecek umudunu
temsilen okunmalı.
Bu rakamlar, insanların biriktirdiği servetten çok daha fazlasını gösteriyor:
Türkiye’nin birikmiş hayallerinin de bavullara doldurulup başka ülkelere taşındığını.
Sonuç: Başkanlık Sistemi Beklentileri Karşılamadı, Göç Dalgasını Büyüttü
Türkiye’nin 2018’den bu yana yaşadığı politik, ekonomik ve sosyal kırılmalar,
ülkeyi yöneten sistemin yarattığı derin belirsizlikle birleşince yurt dışına yöneliş kalıcı hale geldi.
Bugün Türkiye, “dünyanın parmakla gösterilen ülkeleri” arasına girmek bir yana;
kendi vatandaşlarını kaybeden ülkeler liginde tehlikeli biçimde yükseliyor.
Yazar: Recep Genel, NEFES Gazetesi
