Dünya Ekonomisi
Robin Brooks: “Japonya Tehlikeli Borç Yanılsamasından Vazgeçmeli”
Getiri eğrisini bastırmaya yönelik politikalar yenin sert değer kaybına yol açtı ve Japonya artık mali alanını tamamen tüketmiş durumda. Yeni Başbakan Sanae Takaichi’nin, vergi artışları, harcama kesintileri veya kamu varlıklarının satışı gibi radikal bir kırılma adımı atması gerektiği uyarısı öne çıkıyor.
Brookings Institution kıdemli araştırmacısı Robin Brooks, Japonya’nın yıllardır düşük faiz ortamının yarattığı “borç sorunu yokmuş” yanılgısından çıkması gerektiğini vurguluyor. Brooks’a göre Japonya’nın dev kamu borcu gerçek, düşük faizler ise yapay. Getiri eğrisini bastırmaya yönelik politikalar yenin sert değer kaybına yol açtı ve Japonya artık mali alanını tamamen tüketmiş durumda. Yeni Başbakan Sanae Takaichi’nin, vergi artışları, harcama kesintileri veya kamu varlıklarının satışı gibi radikal bir kırılma adımı atması gerektiği uyarısı öne çıkıyor.
Japonya’nın astronomik borcu gerçek, düşük faizler değil
Japonya uzun süredir gelişmiş ekonomiler arasında en yüksek kamu borcu/GDP oranına sahip ülke. Ancak 10 yılı aşkın süredir devam eden düşük faiz ortamı, kamu borcunun sürdürülebilir olduğuna dair tehlikeli bir algı yarattı.
Robin Brooks’a göre bu yanılgının temelinde Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) yıllardır uyguladığı dev tahvil alımları ve getiri eğrisi kontrolü (YCC) politikası var. BoJ uzun vadeli tahvil faizlerini hedefte tutmak için piyasaya büyük miktarda müdahale etti ve faizler “doğal” seviyelere yükselemedi.
Pandemi sonrası küresel faiz şoku Japonya’nın sistemini çökertti
Covid-19 sonrası küresel enflasyon dalgası merkez bankalarını eş zamanlı faiz artırımlarına yöneltti.
ABD, İngiltere ve Avrupa’da uzun vadeli tahvil faizleri hızla yükselirken Japonya’da faizleri sabit tutma ısrarı, ülkeyi farklı bir krize sürükledi: yenin tarihî değer kaybı.
Brooks bu durumu şöyle özetliyor:
“Getirileri suni olarak baskıladığınızda borç krizi yaşamazsınız; bunun yerine döviz krizi yaşarsınız.”
2022’de yen tüm büyük para birimlerine karşı sert şekilde değer kaybetti. Hatta bir noktada Japonya Maliye Bakanlığı yen alımı yapmak zorunda kalırken, BoJ aynı anda tahvil faizlerini baskılamak için piyasaya müdahale ediyordu. Brooks bu durumu “politik tutarsızlığın tarihi örneklerinden biri” olarak nitelendiriyor.
Japonya getiri artışını kabul etti ama faizler hâlâ gerçek seviyesinde değil
BoJ, baskılanmış getiri eğrisinin sürdürülemez hale gelmesi üzerine politika değişikliğine gitti. Uzun vadeli faizler son iki yılda hızla yükseldi:
-
30 yıllık tahvil faizi: %0,7 (2021 sonu) → %3,3 (bugün)
Tüm bu artışa rağmen Brooks’a göre Japonya faizleri hâlâ piyasanın belirleyeceği doğal seviyenin çok altında:
-
Japonya’nın borcu çok yüksek,
-
Almanya’nın borcu ona göre çok düşük,
-
Buna rağmen iki ülkenin uzun vadeli faizleri neredeyse aynı.
Brooks, bunun hâlâ BoJ’un büyük ölçekli tahvil alımlarının gölgesinde gerçekleştiğini vurguluyor.
“Japonya mali alanını tamamen tüketti”
Yeni Başbakan Sanae Takaichi, selefinden ayrışmak için yeni mali teşvik paketi açıkladı. Ancak Brooks, bunun ters yönde bir adım olduğunu savunuyor:
“Japonya artık kullanılabilir mali alanını tüketti. Harcamaya değil, toparlanmaya odaklanması gerekiyor.”
Brooks’a göre yenin istikrarı ve faizlerin sağlıklı seviyeye gelmesi için ülkenin önünde sadece üç seçenek var:
-
Vergi artırımı
-
Kamu harcamalarını düşürmek
-
Devasa kamu varlıklarını satmak (özelleştirmeler)
Piyasa neden Japonya’nın ‘net borcuna’ inanmıyor?
Japonya’nın net kamu borcu (devlet varlıkları çıkarıldığında) %130 civarında, yani brüt borçtan çok daha düşük. Ancak Brooks, yatırımcıların bu ölçüye önem vermediğini söylüyor:
“Çünkü kimse hükümetin bu varlıkları satmaya niyet edeceğine inanmıyor. Çıkar grupları çok güçlü.”
Başka bir deyişle: varlıklar kâğıt üzerinde var, ama piyasada hiçbir değeri yok.
Küresel ‘debasement trade’ Japonya için kırılma fırsatı
Brooks’a göre dünya şu anda yüksek borçlu ülkelerin enflasyon yaratarak borcu eritme riskine karşı hassas.
Bu nedenle:
-
Altın ve diğer değerli metallere talep rekor seviyede
-
Düşük borçlu ülkelerin tahvillerine güçlü giriş var (ör. İsviçre)
Bu ortam, Japonya için pozitif bir sürpriz yaratma fırsatı sunuyor:
“Takaichi küçük de olsa reform sinyali verirse, piyasalar bunu büyük ödüllendirir. Tam zamanı.”
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]
