Politika
Trump: Demokratlar ‘Köpekler’ gibi Yola Geldi
Kapanmanın Sertleşen Siyasi Dili Amerika Birleşik Devletleri’nde federal hükümet kapanması 39. güne girerken, Washington’daki pazarlıklar yeni bir gerilim hattına taşındı.…
Kapanmanın Sertleşen Siyasi Dili
Amerika Birleşik Devletleri’nde federal hükümet kapanması 39. güne girerken, Washington’daki pazarlıklar yeni bir gerilim hattına taşındı. Sert açıklamalarıyla bilinen eski Başkan Donald Trump, muhalefete yönelik ağır ifadeler kullanarak Demokratların “köpekler gibi hizaya geldiğini” öne sürdü.
Bu çıkış, kapanmanın yükünü günlük hayatında hisseden geniş halk kesimlerinde ve Kongre koridorlarında tartışmayı daha da kızıştırdı. Krizin derinleşmesi; memur maaşlarından havaalanı güvenliğine, ulusal parklardan bazı sosyal yardımlara kadar birçok hizmette aksama riskini büyütüyor.
“Filibuster” Nedir ve Neden Tartışılıyor?
Gündemin merkezindeki başlık, Senato’daki “filibuster” kuralı. Kural, 100 üyeli Senato’da bir tasarının oylamaya geçebilmesi için 60 oyla “görüşmelerin sonlandırılması” şartını getiriyor. Bu mekanizma, azınlığın uzun konuşmalarla süreci uzatmasına ve çoğunluğu frenlemesine imkân tanıyor. Uygulama, Amerikan siyasal düzeninde “denge ve denetleme” araçlarından biri olarak görülse de, kriz dönemlerinde kilitlenmeyi kronikleştirebiliyor. Tartışmanın alevlenmesinin nedeni, bazı çevrelerin hükümetin açılması ve bekleyen yasaların hızla geçmesi için bu eşiğin kaldırılmasını istemesi. Karşıt görüş ise filibuster’ın kaldırılmasının çoğunluğa “sınırsız güç” vereceği ve demokrasinin köklü bir fren mekanizmasının ortadan kalkacağı endişesini öne çıkarıyor.
Günlük Hayata Yansıyan Faturalar
Kapanma uzadıkça kamu hizmetlerinin temposu düşüyor. Kritik görülen güvenlik ve sağlık gibi alanlar asgari kadroyla sürse de, birçok memur maaşını alamıyor, bazı idari işlemler gecikiyor. Havaalanlarında güvenlik ve kontrol süreçlerinin aksaması, uçuş planlamalarını zorlayabiliyor. Ulusal parklarda hizmetler kısıtlanıyor; gıda kuponları ve belirli destek programlarında gecikmeler yaşanabileceği konuşuluyor. Uzayan her gün, kapanmanın siyaseten “kimin kazandığı” tartışmasından çok, “toplam ekonomik ve toplumsal maliyetin” büyümesi anlamına geliyor.
Krizin Derin Nedeni: Sağlık Politikası Kavgası
Kilitlenmenin arka planında, uzun yıllardır süren sağlık sistemi tartışması bulunuyor. Obama dönemiyle birlikte yürürlüğe giren ve orta-alt gelir gruplarına daha ulaşılabilir planlar sunmayı hedefleyen sağlık reformu, federal destekler yoluyla primlerin bir kısmını hafifletiyor. Reformun savunucuları, ABD’de özel sağlık sigortasına dayalı modelin zaten pahalı olduğunu, devlet katkısının azalmasının milyonlarca kişinin sigortasız kalma riskini ve hane bütçelerindeki sağlık giderlerini artıracağını belirtiyor. Muhalifler ise kamu kaynaklarının özel sigorta pazarına “dolaylı aktarım” yaptığı gerekçesiyle rahatsız; devlet desteğinin kesilmesini, kaynakların doğrudan vatandaşa nakit olarak verilmesini veya kamu yükünün azaltılmasını savunuyor. Ancak eleştirmenlere göre bu yaklaşım, tekil ödemelerin yüksek maliyetli işlemler karşısında hızlıca erimesi nedeniyle kalıcı bir çözüm üretmiyor.
Senaryo Masasında Neler Var?
Masada, geçici bir bütçeyle mevcut düzenin belirli süre daha devam etmesi seçeneği bulunuyor. Bu durumda hükümet yeniden açılır, pazarlıklar belli bir takvime bağlanır. Ancak özellikle sağlık desteklerinin boyutu ve kapsamı, tarafların kırmızı çizgileri arasında yer alıyor. Diğer senaryo, filibuster eşiğinde reform yapılması veya belirli yasa başlıklarında istisna tanınması. Buna karşı yönelen güçlü itirazlar, Senato’nun geleneksel işleyişinin zedelenmesi ve her iktidar değişiminde “sınır tanımayan yasama dalgaları” yaşanması riskine işaret ediyor. Üçüncü yol ise, tarafların sağlık politikası başlıklarını parçalara bölerek kısmi uzlaşma alanları yaratması: örneğin kronik hastalıklar, çocuk sağlığı, düşük gelirli haneler ve kırsal bölgeler için hedefli ve sınırlı destek paketleri gibi. Bu tür “parça parça” anlaşmalar, bütçenin en azından kritik kalemlerde işlemesini sağlayabilir.
Kamuoyu Baskısı ve Seçim Hesabı
Siyasi aktörlerin masadaki hamleleri, yalnızca ilke ve ideolojiyle değil, seçim takvimleriyle de şekilleniyor. Uzayan kapanma, seçmenin sinir uçlarına temas eden bir gündem yaratır. “Kimi suçlamalı?” sorusuna verilen cevap, sahadaki anlatı gücüyle doğrudan ilişkilidir. Bir yandan “harcamaları şişiren” taraf olmak istenmez; öte yandan “halkın temel hizmetlerini aksatan” taraf görünümü de siyasal faturayı ağırlaştırır.
Bu nedenle taraflar, tabanlarını konsolide ederken kararsız seçmende tepki doğurmayacak, mümkünse “makul orta yol” izlenimi verecek bir dille hareket etmeye çalışır. Sert üslup, kısa vadeli mobilizasyon sağlasa da, uzlaşma gerektiğinde manevra alanını daraltır.
