Sosyal Medya

Genel

ARAŞTIRMA: ‘Z Kuşağı İçin Esneklik, Yüksek Maaştan Daha Öncelikli…’

Bağımsız araştırma şirketi AGS Global iş dünyasında Z kuşağının artan etkisini ve liderlerin bu kuşağa bakış açısını mercek altına alan "Liderlerin Z Kuşağı Karnesi" başlıklı gündem araştırmasını yayınladı...

ARAŞTIRMA: ‘Z Kuşağı İçin Esneklik, Yüksek Maaştan Daha Öncelikli…’

Bağımsız araştırma şirketi AGS Global iş dünyasında Z kuşağının artan etkisini ve liderlerin bu kuşağa bakış açısını mercek altına alan “Liderlerin Z Kuşağı Karnesi” başlıklı gündem araştırmasını yayınladı. Araştırmaya göre liderler, Z kuşağının teknoloji yetkinliklerini “en büyük pozitif özellik” olarak görse de, “düşük sadakat” ve “yönetim zorlukları” ile mücadele ediyor.

22-29 Ekim 2025 tarihleri arasında şirket sahibi ve C level 144 iş insanının katılımıyla gerçekleştirilen araştırmanın en dikkat çekici bulgusu, Z kuşağının öncelikli beklentilerinde yaşanan değişim olarak öne çıktı.

Araştırmaya göre, Z kuşağı çalışanlar Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin %36,1’inde orta düzeyde, %25’inde ise yoğun şekilde varlık gösteriyor.

Ancak liderlerin sadece %11,1’i en iyi anlaştıkları kuşağı Z kuşağı olarak niteliyor. Buna göre her 2 iş liderinden birinin hala en iyi anlaştığı kuşak Y kuşağı yani 1981-1996 arası doğumlular. 5 iş insanından biri ise tüm kuşaklarla iyi anlaştığı fikrinde.

Liderlerin En Büyük Zorluğu: Düşük Sadakat ve Yüksek Devir Hızı

Rapor, Z kuşağının iş dünyasına kattığı pozitif yönlerin yanı sıra liderlerin karşılaştığı zorlukları da gözler önüne seriyor. Liderlerin %75’i Z kuşağının “teknolojiye ve dijital araçlara olan doğuştan yetkinliklerini” en belirgin pozitif özellik olarak görse de,, en az katkı sağladıkları husus ise geri bildirime açıklık ve kendilerini sürekli geliştirmeye verdikleri önem (%5,6) olarak öne çıkıyor.  Sosyal sorumluluk, çeşitlilik ve kapsayıcılık ise zayıf kaldıkları bir diğer unsur (%8,3).

Bununla birlikte, her 10 liderden 6’sı Z kuşağının düşük sadakatini ve sık iş değiştirme eğilimini yönetmesi en güç tutumlar olarak değerlendiriyor.

Z Kuşağını Çekmenin Yolu “Net Esneklik Politikası”

Liderlere göre Z kuşağında %72,2 ile “esnek çalışma saatleri ve uzaktan/hibrit çalışma özgürlüğü”, %69,4’lük “yüksek maaş ve güçlü maddi yan haklar” beklentisinin önüne geçmiş durumda. %52,8 ile “iş-yaşam dengesi konusundaki net ve tavizsiz beklentiler” ve %47,2 ile “otoriteye, hiyerarşiye ve geleneksel iş yapış biçimlerine uyumda zorlanma” diğer Z kuşağıyla özdeşleşen özellikler.

Bu öncelik sıralaması, Z kuşağı yeteneklerini şirkete çekme stratejilerinde de kendini gösteriyor. Liderlere “Z kuşağını şirketinize çekmek için en etkili 2 vaat nedir?” sorusu yöneltildiğinde, %52,8’i “net bir esnek/hibrit çalışma politikası sunmak” yanıtını veriyor. Bu vaat, güçlü ve eğlenceli bir iş veren markası imajı çizmek (%38,9) ve %36,1’de kalan “sektör ortalamasının üzerinde bir maaş paketi sunmanın” belirgin bir şekilde önünde yer alıyor.

Şirkette Tutmak İçin “Maaş Artışı” ve “Ruh Sağlığı Desteği” Kritik Önemde

İş dünyası temsilcilerine göre, Z kuşağının gelecekte C-level pozisyonlara yükselebilmesi için %61,1 gibi ezici bir çoğunlukla en çok “stratejik düşünme, uzun vadeli planlama ve istikrarlı bakış açısı” becerilerini geliştirmesi gerekiyor.

Araştırma, Z kuşağını şirkete çekmek için esnekliğin, şirkette tutmak için ise maddi ve manevi desteğin öne çıktığını gösteriyor. Liderlere göre, Z kuşağı çalışanların kalıcılığını artırmak için en kritik stratejiler %50 ile “performansa dayalı sık ücret artışları ve bonuslar” ve %47,2 ile “çalışanın ruh sağlığına ve mutluluğuna odaklanan destek programları” olarak sıralanıyor.

Gelecek Öngörüsü: Verimlilik Konusunda Kararsız, İnovasyon Konusunda Umutlular

Liderler, Z kuşağının önümüzdeki 5 yıl içinde şirket verimliliğine etkisi konusunda iki fikri özellikle sahiplenmiş tam durumda. Katılımcıların %30,6’sı bu etkinin “olumsuz” (bağlılık ve disiplin sorunları) olacağını düşünürken, eşit oranda %30,6’sı “olumlu” (yeni bakış açıları) olacağını öngörüyor.

Ancak konu inovasyon olduğunda, liderler belirgin şekilde daha iyimser. Katılımcıların %50’si Z kuşağının “yeni fikirler getireceğini”, %16,7’si ise “ezber bozan yaklaşımlarıyla inovasyonu tetikleyeceğini” düşünüyor.

Yeni Dönemde “İşveren Markası” Olmaya Giden Zol Z Kuşağını Anlamaktan Geçiyor

AGS Global Kurucusu Ahmet Güler araştırma sonuçlarını şöyle değerlendirdi:

Z kuşağı artık iş dünyasında sadece konuşulan değil, kurumsal yapıları dönüştüren bir gerçeklik haline geldi. Bu kuşak, klasik aidiyet ve hiyerarşi kavramlarının ötesinde; özgürlük, anlam ve esneklik arayışıyla tanımlanıyor. Araştırmamız gösteriyor ki, Z kuşağı için yüksek maaş artık tek başına bir çekim unsuru değil; zaman ve mekân özgürlüğüyle desteklenmeyen bir iş modeli onların dünyasında sürdürülebilir değil. Bu durum, işveren markalarının değer önerilerini yeniden şekillendirmesini ve ‘çalışma biçimi’ politikalarını artık stratejik bir rekabet unsuru olarak ele almasını zorunlu kılıyor.”

Güler sözlerini şöyle tamamladı:

“Z kuşağını şirkete çekmenin yolu net bir esneklik vaadinden, şirkette tutmanın yolu ise maddi güvence kadar ruhsal iyi oluşa yapılan yatırımdan geçiyor. Bu kuşak, performansa dayalı geri bildirim, ruh sağlığı desteği ve kendini ifade edebileceği çalışma ortamı bekliyor. Liderler bu kuşağın kısa vadeli değil, uzun vadede stratejik düşünebilen bireyler haline gelmesine yatırım yaptıkça, inovasyon kapasitesini katlayacak bir dönüşüm fırsatı yakalayacaklar. Z kuşağını anlamak, geleceğin kurum kültürünü inşa etmenin ilk adımı.”

BAKMADAN GEÇME

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

  • Asya Kalkınma Bankası’ndan Türkiye’ye Dev Finansman: Deprem Bölgeleri İçin Destek Verecekler

    Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerin ardından toparlanma sürecini hızlandırmak, enerji ile imalat sektörlerindeki yatırımları desteklemek amacıyla Asya Kalkınma Bankası’ndan (AKB) toplam 325 milyon dolarlık kaynak sağladığını açıkladı.

  • Çin’de İhracat Kontrollerinin Gevşemesi Nadir Metal Sevkiyatlarını Artırdı

    Çin, ihracat kontrollerinde gevşemeye gitmesinin ardından önceki dönemlere kıyasla daha fazla nadir metal ürünü ihraç etti. Kasım ayında nadir metal ürünleri ihracatı bir önceki aya göre yüzde 13 artış gösterdi. Daha esnek ihracat rejiminin, elektrikli araçlar, savunma sanayii ve yüksek teknoloji üretiminde kritik öneme sahip minerallerin yeniden küresel piyasalara akışını hızlandırdığı ifade ediliyor.

  • Almanya İhracatında Sınırlı Güven Artışı, Sektörel Beklentiler Farklılaşıyor

    Almanya’nın ihracat sektörüne ilişkin güven, sınırlı da olsa toparlanma sinyalleri verdi. ifo İhracat Beklentileri Endeksi, aralık ayında kasım ayındaki eksi 3,8 puandan eksi 3,1 puana yükseldi.

  • Yükselen Getiriler Yabancı Yatırımcıyı Japon Tahvillerine Çekti

    Yabancı yatırımcılar, yükselen getirilerin sunduğu cazibe sayesinde geçen hafta Japon tahvillerinde son sekiz ayın en güçlü alımını gerçekleştirdi. Japonya Maliye Bakanlığı’nın Perşembe günü yayımladığı öncü verilere göre, yabancıların net tahvil alımı 1,41 trilyon yen (yaklaşık 9,1 milyar dolar) seviyesine ulaştı. Bu tutar, 11 Nisan haftasından bu yana kaydedilen en yüksek rakam oldu. Artan ilgi, 11 Aralık’ta yapılan 20 yıllık tahvil ihalesinde de gözlemlendi; talep-karşılama oranı son beş yılın en yüksek düzeyine çıktı.

Benzer Haberler