Piyasa
DERLEME: AKP basını mutlak butlan kararı için ne yorum yaptı? Politik risk primi düşüyor mu?
Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin CHP kurultayı hakkında verdiği “mutlak butlan yoktur” kararı, AKP’ye yakın basında farklı yorumlarla karşılandı. Yalçın Bayer kararı Özgür Özel’in hanesine artı puan yazarken, Okan Müderrisoğlu kararın CHP içi hesaplaşmayı sona erdirmediğini vurguladı. Türkiye Gazetesi yazarı İsmail Kapan ise, asıl mücadelenin yolsuzluk davaları üzerinden süreceğini savundu.
Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin CHP kurultayı hakkında verdiği “mutlak butlan yoktur” kararı, AKP’ye yakın basında farklı yorumlarla karşılandı. Yalçın Bayer kararı Özgür Özel’in hanesine artı puan yazarken, Okan Müderrisoğlu kararın CHP içi hesaplaşmayı sona erdirmediğini vurguladı. Türkiye Gazetesi yazarı İsmail Kapan ise, asıl mücadelenin yolsuzluk davaları üzerinden süreceğini savundu. Piyasalar açısından ise politik riskin azaldığına dair net bir işaret görülmüyor; Erdoğan’ın Mansur Yavaş hakkındaki soruşturma izni kararı, risk priminin yönünü belirleyebilir.
Kripto-AKP ajanı Atilla Yeşilada
Ankara mahkemesinin verdiği beraat kararı, AKP’ye yakın duran yazarları tatmin etmedi. İlk olarak, kurultaya hile karıştırdığı iddia edilen CHP önde gelenlerinin davası sürüyor; oradan Özgür Özel başta olmak üzere birçok parti üyesi için suçlu kararı çıkabilir. İkinci nokta ise, dava CHP’nin tüzel kimliğine karşı açılmış olmasa da, yolsuzluk davalarının sürecek olması. Edindiğimiz intiba, bu davaların belediyeleri ele geçirme operasyonu kadar, CHP’yi halkın nezdinde küçük düşürme amacını güttüğü yönünde.
Piyasalar açısından bakarsak, politik riskin gerilediği de söylenemez. Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel ve kilit rollerdeki CHP milletvekilleri ile belediye başkanları hakkında açılan o kadar dava var ki, Erdoğan istediği zaman hukuk yoluyla partiyi “idam sehpasına” götürme seçeneğini elinde tutuyor. Bu davaların zamanlaması ise müphem. Erdoğan bir süre partiyi rahat bırakırsa, Türk mali varlıklarda aşırı iskonto edilen politik risk primi düşebilir. Erdoğan’ın stratejisi hakkında ilk ipucu Ankara’dan gelecek. İçişleri Bakanlığı henüz Mansur Yavaş için soruşturma izni vermedi. Verirse, politik risk primi yeniden yükselebilir.
Yalçın Bayer – Hürriyet: “Mutlak butlan” | Karar çıktı, kim kazandı, kim kaybetti?
Bu kararla Özgür Özel kazançlı çıktı. Ama CHP’nin tüzel kişiliği hâlâ arafta; kim ne derse desin zarar gördü. Bu durum CHP’nin arınmasına bağlı. Arınamazsa, Türkiye’de siyaset sil baştan olabilir. Özgür Özel’i her an Kemal Kılıçdaroğlu’nun bürosunda görürsek şaşırmayın. Temiz siyaseti tescil edilen Kemal Bey, hâlen CHP içinde önemli bir denge unsuru olarak duruyor. Genel Başkanlığı kaybetti ama parti içinde “temiz ve şeffaf siyasetin temsilcisi” konumunu koruyor.
Okan Müderrisoğlu – Sabah
Nihayet her türlü spekülasyon, tahmin ve yorum son buldu. CHP’nin 3–5 Kasım 2023 tarihli 38. Olağan Kurultayı bağlamındaki iddialar bir noktaya bağlandı. Bağlandı ama gerçekten “temize çekildi” mi?
Mahkeme, Türk yargısına dair önyargıları kırmakla kalmadı; anlaması gerekenler için çarpıcı bir ders verdi.
Kanımca, CHP kurultayının şaibeli olduğu iddia edilen kısmı ceza yargılamasına bırakılırken, 42. Asliye Hukuk Mahkemesi davanın konusuz kaldığına hükmetti. Nihai değerlendirme kamu vicdanına kaldı.
Siyasi partilerin kongre ve kurultayları, ceza yargılaması dışında adliye koridorlarına taşınmamalı. Bu mesele, seçim hukuku temel alınarak Yüksek Seçim Kurulu’nda karara bağlanmalı. Nitekim YSK da CHP’nin İstanbul İl Kurultayı’yla ilgili verdiği kararlarla, olması gereken çerçeveyi çizdi.
CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’na yönelik iddiaların sahibi de suçlanan tarafı da CHP’lilerdi. Her ne kadar dosyalar yargıya taşınmış olsa da, bu hesaplaşma CHP’nin iç işiydi. “CHP’deki aile sorunlarının iktidarın işine yaradığı” tezi sadece günlük söylemden ibaretti. Çünkü CHP’nin konsolide bir kemik tabanı zaten mevcut. Ötesi ise emanet ve tepki oylarının konjonktürel yönetimiyle ilgili — yani seçim takvimi açıklanınca ancak son düzlükte görülebilecek bir detay.
İsmail Kapan – Türkiye Gazetesi: “Mutlak butlan yok, peki ne var?”
Parti içinde başlamış olan ve hayli tırmandırılmış bulunan karşılıklı ithamların bir sonucu mutlaka olacaktır. Rüşvet ve yolsuzluk iddiaları sürerken, birilerinin “minder dışına kaçma” teşebbüsü boşa çıkabilir. Şu anki tabloda Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu cephesi önde görünüyor.
Dün açıklanan mahkeme kararı “ilaç gibi geldi” denilebilir. Ancak başta İstanbul Büyükşehir olmak üzere, CHP’li bazı belediyeler aleyhine açılmış çok ciddi boyutlarda yolsuzluk ve usulsüzlük davaları bu ekibin en büyük problemi olarak duruyor. Yüzlerce şüpheli ve sanık var; yüze yakın itirafçı bulunuyor ve bunların önemli bir kısmı bizzat CHP’li.
Yani tıpkı kongre–kurultay iptal davalarında olduğu gibi yine “CHP’liler CHP’lilere karşı” durumu yaşanıyor. Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin butlan kararı vermemesi, Özgür Özel ve ekibinin sıkça dile getirdiği “Saray’ın yargısı CHP’ye operasyon çekiyor” söylemini ters yüz etmiş durumda. Böylece Özel ve ekibinin yargı cenahına karşı yürüttüğü propaganda boşa düştü.
Tabii Özel ve ortaklarının burada duracağı anlamına gelmez. Bu defa devam eden yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık ve kamuyu zarara uğratma gibi suçlara karıştıkları iddia edilen arkadaşlarını savunmak adına salvo yapmaya devam edecekler. Nitekim “Aziz İhsan Aktaş Suç Örgütü” hakkındaki 579 sayfalık iddianameyi “tel tel dökülüyor” diyerek eleştirdiler.
CHP içinde Özgür Özel’i İmamoğlu’nun “posta güvercini” olmakla suçlayanlar, esas taarruzu başlatmak için en büyük iddianameyi bekliyor.
Bu arada CHP’li belediyelerdeki yolsuzluk ve rüşvet olayları için yeni itirafçıların ortaya çıkması konusunda da derin endişeler söz konusu. Kulislerde dolaşan bilgilere göre, Beşiktaş eski Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın ifşaatta bulunması hâlinde ortalığın fena karışacağı dillendiriliyor. Akpolat’ın yalnız bırakılması durumunda bazı kişileri “yakacağı” yönünde tehditlerde bulunduğu iddia ediliyor.
CHP kongreleri ve 38. Olağan Kurultay’da su yüzüne çıkan iç mücadele, şu ana kadar parti içindeki çatlakları derinleştirdi. Gelinen noktada karşılıklı tasfiye operasyonlarının kaçınılmaz olacağı değerlendiriliyor.
CHP, en iddialı olduğu yerel yönetimlerde hizmet üretmek yerine tam tersi bir tabloyla, başarısızlık ve kaynakları değerlendirememe eleştirileriyle karşı karşıya. İzmir gibi uzun yıllardır CHP yönetiminde olan şehirlerde çöp dağları vatandaşları isyan ettiriyor. İçme suyu temininde keza aynı beceriksizlik söz konusu. CHP, 31 Mart 2024 seçimlerinde bir kısım “emanet oyların” katkısıyla sağladığı başarıyı ve uzun yıllar sonra ilk defa birinci parti olma fırsatını kendi eliyle heba etti.
Kılıçdaroğlu’nun 13 yıllık sönük yönetiminin ardından bu fırsatı yakalayan Özgür Özel bir türlü liderlik konumuna çıkamadı. CHP’yi yolsuzluk ve usulsüzlüklerle anılır hâle getiren kadroların sorumluluğu onun sırtında duruyor.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]
