Sosyal Medya

Ekonomi

Güldem Atabay: TCMB karar günü öncesi uyarılar

Haftanın son iki gününde önemli iki dönemeçle kısa vadenin kaderini belirleyecek nitelikte olaylar var. CHP'nin kurultay davasından çıkacak karar gelecek hafta piyasa yönünün belirleyecek. İkincisi de TCMB’nin tahmin patikasına girmeyen, özellikle hayal kırıklığı yaratan Ağustos-Eylül enflasyonları ardından PPK’dan bugün çıkacak karar. 

Güldem Atabay: TCMB karar günü öncesi uyarılar

Haftanın son iki gününde önemli iki dönemeçle kısa vadenin kaderini belirleyecek nitelikte olaylar var. CHP’nin kurultay davasından çıkacak karar gelecek hafta piyasa yönünün belirleyecek. İkincisi de TCMB’nin tahmin patikasına girmeyen, özellikle hayal kırıklığı yaratan Ağustos-Eylül enflasyonları ardından PPK’dan bugün çıkacak karar.

Şimşek’in de ilan ettiği üzere 2025 sonu enflasyonu %30’un altında olmayacak, beklentimiz sene başından bu yana %32-33 aralığında. 2026 sonu için ise %16 beklentiye ulaşmak imkansıza yakın, %25-28 arası bir TÜFE enflasyonu daha gerçekçi.

Böyle bir ortamda faizin inmemesi gerekirken, piyasa beklentisi 100-150 baz puan faiz indirimi yapılacağı şeklinde. 100 baz puan ve altında yapılacak bir indirimin ise önümüzdeki dönemde enflasyon katılığı elle tutulur hale geldikçe piyasaya olumlu etkisi sınırlı kalacaktır. TL’yi yerinden oynatmamaya gayret eden TCMB ve Şimşek politikalarının ana dayanağı carry trade işlemlerinin devamı yaşamsal önemde.

TCMB’nin yerleşiklerin döviz talebini karşılamak için son 1,5 aylık sürede rezervlerinden 18 milyar dolara yakın bir miktarı satması dikkat çekici. Son haftadaki altın fiyatındaki geri çekilmenin etkisinin de brüt rezervlerde kabaca 7 milyar dolar kayıp olması beklenebilir. Bu rakamlar TCMB’nin TL üzerindeki kıskacının mecburen gevşeyeceği anlamına gelmese de piyasalardaki olumlu havanın zehirlenmeye başladığının göstergesi olarak dikkatle izlenmeli.

 

TEPAV Makroekonomi Çalışma Grubu, Para Politikası Değerlendirme Notu’nun yeni sayısı bizim için de iç ses niteliğinde.Finansal istikrara yönelik risklerin arttığını, Banka’ya faiz indirmemesi gerektiğini hatırlatıyor. TEPAV Mayıs 2024’ten bu yana enflasyonda önemli bir düşüş gerçekleşmesine rağmen, enflasyonla mücadelenin sürdürülebilirliği ve kalıcı olarak düşük bir enflasyon düzeyine ulaşılmasının giderek zorlaştığını vurguluyor. Uygulanan programın önemli eksikliklerine ek olarak son dönemde yaşanan siyasi gelişmelerin artırdığı belirsizliklere işaret ediyor.

Enflasyonla gerçek mücadele için de bir yol haritası sunuyor:

–        Hem içeride hem de dışarıda belirsizliklerin yüksek seyrettiği bir dönemde, kontrol edebileceğimiz belirsizlikleri azaltmak çok daha fazla önem kazanmıştır. 

–        Acil öncelik, adil ve hızlı çalışan bir yargı sistemi oluşturmak, hukukun üstünlüğünü sağlamak ve demokratik değerleresaygı göstermektir. Bu yapılmadıkça, önemli ekonomik sorunları çözmek mümkün görülmemektedir. 

–        Geniş kesimlerce benimsenecek ve “ülkede önemli değişiklikler oluyor” heyecanını uyandıracak yeni bir kalkınma stratejisine ihtiyaç vardır. Bu stratejiye dayalı yapısal tedbirlerle güçlendirilecek bir program şüphesiz enflasyonla mücadeleyi de kolaylaştıracaktır. 

–        Öncelikle maliye politikasının enflasyonla mücadeleyi desteklemesi önemlidir. Bu bağlamda kapsamlı bir vergi reformuyapılması, kayıt dışılıkla etkin mücadele edilmesi, kamu harcamalarının etkinlik ve verimlilik gözetilerek yeniden yapılandırılması, koşullu gelir garantilerinin gözden geçirilmesi gibi bütçe açığını azaltıcı önlemlerin hayata geçirilmesi zorunludur. 

–        İlaveten, hükümetin yönetilen ve yönlendirilen fiyatlara ilişkin aldığı kararlar enflasyonla mücadeleyi destekleyici yönde olmalıdır. Enflasyonda atalet yaratan fiyatlama davranışları konusunda yapısal sorunların giderilmesi, rekabet ortamının iyileştirilmesi ve şirketler kesimiyle uzlaşma çabalarına girişilmesi gerekmektedir. 

–        Makroekonomik istikrarı sağlayıcı politikaların yanı sıra politik baskı altında kalmaları halinde makroekonomik dengelerin bozulmasına yol açan TCMB, TÜİK ve BDDK gibi kurumları bağımsız kılacak, verimliliği artıracak, yeşil dönüşüm sürecini hızlandıracak ve eğitimin niteliğini yükseltecek yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi önem taşımaktadır.

 

TEPAV bu hafta, enflasyondaki direncin nedenini açıklayan bir not daha yayımlandı.  Program Direktörü Prof. Dr. Hakkı Hakan Yılmaz’ın çalışması, Türkiye’de enflasyonun sadece para politikasıyla değil, doğrudan kamu maliyesiyle şekillendiğini açıkça göstermesi açısından çok önemli.

 

Yılmaz’a göre, 2024 ve 2025’te görülen tablo, kamu harcamalarındaki artışın enflasyon üzerindeki baskısının 2026’da daha görünür hale geleceğini gösteriyor. Özellikle cari ve operasyonel kamu harcamaları ile dolaylı vergiler (KDV, ÖTV) arasındaki güçlü ilişki, yüksek enflasyon dönemlerinde daha da belirginleşiyor. Bu nedenle Yılmaz, maliye politikası dikkate alınmadan yapılan enflasyon tahminlerinin gerçekçi olmadığını savunuyor.

 

Yılmaz’ın hesaplamalarına göre, deprem harcamaları dışlandığında kamu harcamaları yıllık bazda %41,8, vergi gelirleri ise %46,8 arttı. 2026 yılında bu trend devam ederse, harcamalar GSYH deflatörüne göre 4–7 puan, vergiler ise 12 puan daha yüksek gerçekleşecek. Bu fark, kamu maliyesi genişlemesinin fiyatlar genel düzeyine doğrudan yansıması anlamına geliyor.

 

Yılmaz bu nedenle 2026 yılı için açıklanan enflasyon hedefinin (%16) tutmasının mümkün olmadığı sonucuna varıyor.

 

Ortalama enflasyon ile bütçe gelir ve harcamaları arasındaki farkın 11 puana kadar çıkabileceğini, asgari hesaplamalarda bile 7–9 puan aralığında kalacağını öngörüyor. Yani maliye politikasındaki gevşeklik, fiyat istikrarı hedefini boşa çıkarıyor.

 

Yılmaz’a göre, eğer mali program daha kararlı biçimde uygulanabilseydi, bu yıl enflasyon 5–6 puan daha düşük olabilirdi. Dolayısıyla, vergi artışlarına dayalı kısa vadeli çözümler yerine, kamu harcamalarının kalitesini artıran ve mali disiplini merkeze alan bir yaklaşım olmadan 2026 hedefi imkânsız görünüyor.

 

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler