Dünya Ekonomisi
ABD-Çin Arasında Yeni Tarife Krizi: Gözler Bu Haftaki Görüşmede
ABD ile Çin arasında ticaret gerilimi yeniden tırmanırken, iki ülke üst düzey yetkilileri gelecek hafta Malezya’da yüz yüze görüşmeye hazırlanıyor.…

ABD ile Çin arasında ticaret gerilimi yeniden tırmanırken, iki ülke üst düzey yetkilileri gelecek hafta Malezya’da yüz yüze görüşmeye hazırlanıyor. Görüşmenin amacı, karşılıklı olarak açıklanan yeni gümrük tarifelerinin devreye girmesini önlemek ve ticaret savaşında yeni bir tırmanışa engel olmak olarak değerlendiriliyor.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng ile 22 Ekim Haftasında Malezya’da bir araya geleceklerini duyurdu. Bessent, iki ülke arasında süren anlaşmazlıkların “yıkıcı bir ticaret savaşına dönüşmeden çözülmesi gerektiğini” vurgularken, Çin tarafı da görüşmelerin “yapıcı ve derinlikli” geçtiğini belirtti. Tarafların üzerinde çalıştığı mevcut tarife ateşkesi anlaşmasının 10 Kasım’da sona erecek olması, görüşmeyi kritik hale getiriyor.
Yeni Görüşme Turu: Taraflar Zemin Arıyor
Son aylarda dört farklı Avrupa kentinde buluşarak ticaretteki gerilimi azaltmaya çalışan iki ülke heyeti, bu kez rotayı Asya’ya çeviriyor. Malezya, her iki ülkeyle de güçlü ticaret bağlarına sahip olması nedeniyle tarafsız bir buluşma noktası olarak görülüyor. Ancak ülke, ABD’nin ulusal güvenlik incelemesi kapsamında yarı iletken ürünlerine uygulanabileceği belirtilen yüzde 100’lük ek tarife tehdidiyle de karşı karşıya.
Bu arka plan, görüşmelere yalnızca ABD-Çin ilişkilerinin değil, bölgedeki ihracatçı ülkelerin geleceğinin de bağlandığını gösteriyor. Malezya, Çin ve ABD’ye büyük miktarda elektronik ürün ve yarı iletken ihraç eden önemli bir üretim üssü olarak, bu ticari dalgalanmalardan doğrudan etkileniyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın “sürdürülemez” olarak tanımladığı yüksek tarifeler ise görüşmelerin odak noktasında. Trump, Çin’in nadir toprak elementlerine getirdiği yeni ihracat kısıtlamalarına tepki olarak Çin mallarına yüzde 100 ek vergi uygulamayı planladığını açıklamıştı.
Nadir Toprak Gerilimi ve Küresel Etkiler
Ticari anlaşmazlığın merkezinde, teknoloji endüstrisi için hayati öneme sahip nadir toprak elementleri bulunuyor. Çin, bu elementlerin üretiminde dünya pazarının büyük bölümünü elinde tutuyor. Bu metaller, cep telefonlarından elektrikli araçlara kadar birçok ileri teknoloji ürünün üretiminde kullanılıyor.
Pekin yönetiminin ihracat kısıtlamalarını genişleterek beş yeni element eklemesi ve yarı iletken sektörüne yönelik denetimleri sıkılaştırması, Washington’da büyük tepki uyandırdı. ABD yönetimi, bu adımı küresel tedarik zincirlerine yönelik “stratejik bir tehdit” olarak değerlendiriyor.
Trump, Çin’in geri adım atmaması durumunda yalnızca yeni gümrük vergileri değil, aynı zamanda “kritik yazılımların ihracatına tam yasak” getirebileceğini de söyledi. ABD Hazine Bakanı Bessent ve Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer, Çin’in bu politikalarının küresel üretim dengelerini bozduğunu belirterek, “tedarik zincirlerinin güvenliğini tehlikeye attığını” ifade etti.
Xi-Trump Görüşmesi İçin Beklentiler Artıyor
Tüm bu gerginliğe rağmen Washington ve Pekin arasındaki diplomasi trafiği hız kesmiş değil. Trump, iki hafta içinde Güney Kore’de Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüşeceğini doğruladı. ABD Başkanı, “Adil bir anlaşmaya varabilirsek, Çin’le ilişkilerimiz yeniden dengelenebilir” ifadelerini kullandı.
Bu açıklama, Wall Street’teki panik havasını kısmen yatıştırdı. Haftanın son işlem gününde Amerikan borsaları, sabah saatlerinde yaşanan düşüşü öğleden sonra telafi etti. Son dönemde yükselen faiz oranları ve bölgesel bankalara ilişkin kredi endişeleriyle sarsılan piyasalarda, Trump’ın “ılımlı mesajı” kısa vadeli bir rahatlama yarattı.
Washington’da düzenlenen kabine toplantısında Bessent, Çin ile yürütülen görüşmelerin “açık ve dürüst bir zeminde” sürdüğünü söyledi. Çin tarafı da aynı şekilde görüşmeyi “yapıcı” olarak nitelendirdi ve mümkün olan en kısa sürede yeni bir müzakere turu başlatılacağını bildirdi.
WTO’dan Uyarı: Ayrışma Küresel Ekonomiyi Zarar Görür
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iweala, ABD ve Çin arasında artan ticaret gerilimine ilişkin sert bir uyarıda bulundu. Okonjo-Iweala, iki dev ekonominin “tam bir ayrışma” sürecine girmesi halinde küresel üretimin uzun vadede yüzde 7 oranında küçülebileceğini söyledi.
DTÖ yetkilisi, örgütün her iki tarafla da iletişim halinde olduğunu ve tansiyonun düşürülmesi için diplomatik girişimlerde bulunduğunu belirtti. Ancak hem Washington hem de Pekin’den gelen açıklamalar, tarafların hâlâ temkinli bir zeminde ilerlediğini gösteriyor.
ABD, Çin’in devlet destekli sanayi politikalarının küresel ticaret düzenine zarar verdiği görüşünde. Hazine Bakanı Bessent, IMF ve Dünya Bankası’na gönderdiği son bildiride, Çin’in üretim fazlası yaratıp bunu “ucuz ihracat” yoluyla dünya piyasalarına sürdüğünü öne sürdü. Bu durumun, özellikle gelişmekte olan ülkelerde üretim dengelerini bozduğunu savundu.
Pekin ise Washington yönetimini çok taraflı ticaret sistemini zayıflatmakla suçluyor. Çin Ticaret Bakanlığı, ABD’nin aldığı önlemlerin Dünya Ticaret Örgütü’nün “ayrımcılık yasağı” ilkesiyle bağdaşmadığını, bu nedenle yeni hukuki girişimlerde bulunacaklarını açıkladı.
Taraflar Diplomatik Zemin Arıyor
Gerilim sürse de, hem Washington hem de Pekin cephesinde doğrudan temasın sürdürülmesi gerektiği yönünde bir irade görülüyor. Çin tarafı, “en kısa sürede” yeni bir müzakere turu başlatmaya hazır olduğunu duyurdu. Bessent ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Görüşmeler açık, doğrudan ve detaylı şekilde devam edecek” dedi.