Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

JP Morgan: Fed’in Beklenen Faiz İndirimi Piyasalarda Riskleri Artırabilir

JPMorgan Asset Management Küresel Stratejisti David Kelly, bu hafta açıklanması beklenen faiz indiriminin siyasi baskılardan kaynaklı bir adım olarak algılanması halinde ABD hisse senetleri, tahviller ve dolar için risk oluşturabileceğini söyledi.

JP Morgan: Fed’in Beklenen Faiz İndirimi Piyasalarda Riskleri Artırabilir

Özet:


JPMorgan Asset Management Küresel Stratejisti David Kelly, bu hafta açıklanması beklenen faiz indiriminin siyasi baskılardan kaynaklı bir adım olarak algılanması halinde ABD hisse senetleri, tahviller ve dolar için risk oluşturabileceğini söyledi.


Faiz İndirimi Tartışmaları

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) dokuz aylık aranın ardından faiz indirimine başlaması bekleniyor. Ancak JPMorgan’ın deneyimli stratejisti David Kelly, bu kararın ekonomik projeksiyonlarla uyumsuz ve siyasi baskılara boyun eğmiş bir adım olarak görülmesi halinde piyasalar açısından olumsuz etkiler doğuracağı uyarısında bulundu.

Kelly, “Piyasalar köpüklü, böyle bir dönemde faiz indirimine gitmek talebi artırmaktan çok zayıflatabilir ve uzun vadede hisse senetleri, tahviller ve dolar üzerinde olumsuz sonuçlar yaratabilir” dedi.


Tahvil ve Hisse Senetlerinde Sert Hareketler

ABD 10 yıllık Hazine tahvil getirileri mayıs sonunda %5’e yaklaşmasının ardından son haftalarda %4 seviyelerine geriledi. Zayıflayan işgücü piyasası verileri, bu ay çeyrek puanlık indirimi ve 2026’ya kadar sürecek yeni bir faiz indirim serisini fiyatlamaya neden oldu.

Bu süreçte ABD borsaları da güçlü bir ralli yaşadı. 14 trilyon dolarlık yükseliş, endeksleri rekor seviyelere taşırken yatırımcıların “60/40 portföy stratejisi” yaklaşık %20 getiri sağladı.

ABD tahvilleri bu yıl %5,6 değer kazanırken, Bloomberg Dolar Endeksi temmuz başında 2022’den bu yana en düşük seviyesini görmesinin ardından dengelenmiş durumda.


Trump’ın Baskısı ve Fed İçi Çatlaklar

Başkan Donald Trump aylardır Fed Başkanı Jerome Powell’ı faizleri düşürmeye zorluyor. Hafta sonu yaptığı açıklamada da “büyük bir indirim” beklentisini dile getirdi.

Fed içinde de görüş ayrılıkları yaşanıyor. Trump tarafından atanan üyelerden Christopher Waller ve Michelle Bowman, temmuzda faizin sabit tutulmasına karşı çıkmıştı. Waller, Trump’ın Powell sonrası Fed başkanı adayları arasında öne çıkarken, tarife kaynaklı enflasyon endişelerini küçümseyip işgücü piyasasındaki bozulmaya dikkat çekiyor.

Kelly’ye göre, “FOMC üyeleri hem yönetimden hem de birbirlerinden gelen baskıları tam anlamıyla görmezden gelebilselerdi, kararlarda her iki tarafta da daha fazla karşı oy çıkardı.”


Fed’in Projeksiyonları ve Çelişkiler

Kelly, piyasaların faiz indirimlerini fiyatlamasına rağmen Fed’in büyüme ve enflasyon projeksiyonlarının bu adımı desteklemediğine dikkat çekti.

Çarşamba günü açıklanacak yeni projeksiyonlarda büyüme ve istihdamda yalnızca sınırlı bir revizyon, enflasyonda ise %2 hedefinin üzerinde kalmaya devam eden bir seyir öngörülüyor.

Kelly, “Bu yılın son çeyreğinde enflasyon Fed hedefinin 1,2 puan üzerinde ve yükseliyor olabilir. İşsizlik ise hedefin yalnızca 0,3 puan üzerinde ve stabil kalabilir. Eğer tablo buysa Fed neden faiz indirsin?” diye sordu.


Tarife Savaşları ve Ekonomi Üzerindeki Gölge

Fed tartışmalarının arka planında Trump yönetiminin ticaret politikaları da yer alıyor. 2 Nisan’da açıklanan “kurtuluş günü” tarifeleriyle ABD’nin küresel ticaret ortaklarına sert vergiler uygulanacağı duyurulmuştu. İlk aşamada Çin’e %145’e kadar varan gümrük tarifeleri gündeme gelmiş, ancak müzakereler sürerken askıya alınmıştı.

ABD’nin 2024’te Çin’le 300 milyar dolara yaklaşan ticaret açığı, 2025’in ilk yedi ayında 128 milyar dolara gerileyerek hızla küçülüyor. Bu tablo, Fed’in kararlarının yalnızca iç talep ve enflasyon değil, aynı zamanda küresel ticaret dinamikleriyle de yakından bağlantılı olduğunu gösteriyor.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler