Dünya Ekonomisi
ABD’de Finansal Endişeler ve Tasarruf Eğilimleri
Finansal Endişeler ve Tasarruf Eğilimleri Son dönem anket sonuçları, Amerikalıların finansal açıdan bölünmüş bir tablo çizdiğini ortaya koyuyor. Katılımcıların yaklaşık…

Finansal Endişeler ve Tasarruf Eğilimleri
Son dönem anket sonuçları, Amerikalıların finansal açıdan bölünmüş bir tablo çizdiğini ortaya koyuyor. Katılımcıların yaklaşık üçte biri, geçtiğimiz yıl içerisinde mali durumlarının kötüleştiğini belirtirken, özellikle genç kuşakların daha iyimser bir tablo çizdiği görülüyor. Gen Z olarak adlandırılan gençler, hem mevcut durumlarını hem de tasarruf kabiliyetlerini daha olumlu değerlendiriyor.
Buna karşın, kadınların finansal konularda erkeklere kıyasla daha olumsuz düşündüğü ortaya çıkıyor. Bu farklılığın temelinde, hâlâ süregelen ücret eşitsizlikleri ve kadınların ev içi bakım sorumlulukları nedeniyle daha düşük gelirli işlerde çalışmak zorunda kalmaları yatıyor. Bu nedenle tasarruf oranlarında kadınların erkeklere göre daha düşük seviyelerde kalması şaşırtıcı olmuyor.
Gelir gruplarına bakıldığında ise, yıllık 50 bin doların altında kazananların bütçe açığıyla karşılaştıklarında borçlanmak yerine öncelikle harcamalarını kısmayı tercih ettikleri görülüyor. Yüksek gelirli gruplarda ise kredi kartı ya da kişisel kredi kullanımına daha fazla yönelim olduğu tespit ediliyor. Bu durum, enflasyonun ve artan yaşam maliyetlerinin düşük gelirli haneler üzerindeki baskısını gözler önüne seriyor.
Altın Yatırımında Dikkat Edilecek Adımlar
Altın fiyatlarının tarihi zirvelere yakın seyretmesi, yatırımcıların bu değerli metale olan ilgisini artırıyor. Altına yatırım yapmadan önce uzmanların dikkat çektiği dört temel adım bulunuyor.
İlk olarak, yatırımcının amacını netleştirmesi gerekiyor. Altın, diğer varlıklar düşüş yaşarken değerini koruyabilen bir araç olduğu için en çok çeşitlendirme ve enflasyona karşı koruma amacıyla tercih ediliyor. İkinci adım ise portföyde altına ne kadar yer ayrılacağına karar vermek. Altının uzun dönemli inişli çıkışlı döngüleri olduğundan, düşük oranlı bir dağılım riskleri azaltırken, daha yüksek oranlı bir dağılım güçlü dönemlerde daha yüksek kazanç potansiyeli sunabiliyor.
Üçüncü adım, yatırım aracının seçimi. Fiziksel altın güven hissi verse de likidite sorunu ve hırsızlık riski barındırıyor. Altın madenciliği şirketlerinin hisseleri ise daha yüksek oynaklık taşıyor. Altın ETF’leri yatırımcılara kolay erişim sağlasa da fon yönetim ücretleri dikkate alınmalı. Daha karmaşık bir seçenek olan altın vadeli kontratları, kaldıraç ve likidite avantajı sunsa da yüksek risk içeriyor. Son adım ise zaman perspektifinin belirlenmesi. Altın fiyatlarındaki dalgalanmalar kısa vadede belirsizlik yaratırken, uzun vadeli elde tutmak hedeflere ulaşmayı kolaylaştırabiliyor.
Sosyal Güvenlik Sisteminde 90. Yıl
1935 yılında hayata geçirilen Sosyal Güvenlik sistemi, bu yıl 90. yaşına girdi. Büyük Buhran döneminde ekonomik güvence sağlamak amacıyla kurulan bu sistem, bugün milyonlarca yaşlı, engelli ve işsiz bireyin hayatında kritik bir rol oynuyor. Ancak geleceğe yönelik endişeler de gündemde.
Sıkça dile getirilen “fonların tükeneceği” iddiası uzmanlara göre gerçeği yansıtmıyor. Mevcut yapıya göre, Sosyal Güvenlik fonlarının 2033 yılında tükenmesi öngörülüyor. Bu durumda sistem tamamen bitmeyecek, fakat yalnızca maaşlardan kesilen vergiler ve faiz gelirleriyle finanse edileceği için ödemeler mevcut seviyenin yüzde 77’sine düşecek. Uzmanlar, böylesi büyük bir kesintiye Kongre’nin izin vermeyeceği görüşünde birleşiyor.
Sistemin geleceğini tehdit eden en önemli unsur ise nüfusun yaşlanmasından çok gelir eşitsizliği. Sosyal Güvenlik vergisi, belirli bir kazanç sınırına kadar uygulanıyor. Bu sınırın üzerindeki gelirler vergilendirilmediği için yüksek kazançlı bireylerden beklenen katkı sağlanamıyor. Bu da fonların dengesizliğini artırıyor. Ayrıca, Sosyal Güvenlik’in bütçe açığına katkı sağladığı yönündeki iddialar da doğru değil. Sistem, bütçeden kaynak kullanılmadan tamamen maaş kesintileriyle finanse ediliyor.
Veteranlar İçin VA Konut Kredileri
Amerika’da askeri personel ve gazilere yönelik VA konut kredileri, finansal hayatta önemli bir ayrıcalık sunuyor. Bu krediler, bankalar ve kredi birlikleri tarafından sağlansa da devletin garantisiyle destekleniyor. VA kredilerinin en dikkat çeken avantajı, peşinat şartının olmaması. Ayrıca özel mortgage sigortası zorunluluğu bulunmuyor ve kapanış masrafları daha düşük olabiliyor.
VA kredileri yalnızca tek seferlik bir hak değil; birden fazla kez kullanılabiliyor. Ancak şartlardan biri, satın alınan evin ilk etapta ana ikametgâh olarak kullanılması. Daha sonra taşınıldığında evin kiraya verilmesi mümkün. Böylece veteranlar hem barınma ihtiyacını karşılayıp hem de ek gelir elde edebiliyor.
Bu krediler, uzun vadede servet biriktirme aracı olarak da öne çıkıyor. Özellikle askerlik hizmetinden sonra sivil hayata geçen bireylerin konut edinimini kolaylaştırarak orta sınıfa erişimlerini hızlandırıyor. Bununla birlikte, kredi alımında dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de “VA fonlama ücreti”. Bu ücret, kredinin türüne ve peşinat durumuna bağlı olarak değişiyor ve kredinin belirli bir yüzdesi üzerinden hesaplanıyor. Yine de krediye eklenebilmesi, veteranların ilk aşamada nakit yükünü azaltıyor.
Acil Durum Fonları ve Yatırım Stratejileri
Kişisel finans yönetiminde sıkça sorulan bir diğer konu da borç ve tasarruf önceliği. Uzmanlar, borç ödemekle acil durum fonu oluşturmak arasında ikileme düşen bireylerin “ikili bir yaklaşım” benimsemesini öneriyor. Öncelikle birkaç bin dolarlık bir güvenlik yastığı oluşturmak, ardından yüksek faizli borçların ödenmesine yönelmek en dengeli yol olarak görülüyor.
Acil durum fonu için genellikle en az 1000 dolar önerilse de yapılan araştırmalar, 2000 dolar seviyesindeki birikimin finansal kaygıları önemli ölçüde azalttığını gösteriyor. Emeklilik yatırımlarında ise işveren destekli 401(k) planı bulunmayanlar için bireysel emeklilik hesapları (IRA) öne çıkıyor. Ayrıca yan gelir elde edenler için solo 401(k) planları, yüksek katkı limitleriyle dikkat çekiyor.
Yatırım tercihlerinde robo-danışmanların sunduğu düşük maliyetli, otomatik çözümler de cazip görülüyor. Ancak aktif olarak yatırım yapmak isteyen bireyler, kendi portföylerini yönetmeyi tercih edebiliyor. Burada en önemli kriter, maliyetlerin düşük tutulması ve çeşitlendirilmiş fonların tercih edilmesi oluyor.