Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Trump’tan Wall Street Journal’a 10 Milyar Dolarlık Dava

ABD’de siyaset ve medya gündemi, Donald Trump’ın Wall Street Journal’a (WSJ) açtığı devasa tazminat davasıyla yeniden hareketlendi. Davanın merkezinde, WSJ’nin…

Trump’tan Wall Street Journal’a 10 Milyar Dolarlık Dava

ABD’de siyaset ve medya gündemi, Donald Trump’ın Wall Street Journal’a (WSJ) açtığı devasa tazminat davasıyla yeniden hareketlendi. Davanın merkezinde, WSJ’nin Trump’ın 2000’li yıllarda Jeffrey Epstein’a yazdığı iddia edilen bir doğum günü mektubu hakkındaki haber bulunuyor. Trump, iddiaların tamamen uydurma olduğunu savunarak gazeteye, sahibi Rupert Murdoch’a ve haberi yazan gazetecilere toplamda 10 milyar dolarlık bir tazminat talebiyle dava açtı. Tartışmalar sadece hukuk boyutunda değil, kamuoyunun yıllardır cevap beklediği Epstein belgeleri ve medya özgürlüğü gibi temel başlıklarla da genişliyor.

Trump Cephesi: “Yalan Haber, İftira ve Manipülasyon”

Trump cephesi, WSJ’nin haberinde yer alan mektubun asılsız olduğunu ve kendisinin böyle bir yazı kaleme almadığını savunuyor. Haberde, Epstein’ın 50. yaş günü için dönemin yakın çevresinden mektuplar toplandığı ve Trump’ın gönderdiği mektupta müstehcen çizimler yer aldığı öne sürülmüştü. Trump ise hem bu mektubun varlığını hem de içeriğini kesin bir dille reddediyor. Ayrıca, mektubun orijinalinin kendisine gönderilmediğini ve imzasının gösterilmediğini belirtiyor.

Trump’ın açtığı dava sadece gazeteye değil, Rupert Murdoch’a da doğrudan yöneltilmiş durumda. Bu, bugüne kadar Trump’a yakınlığıyla bilinen medya patronuna yönelik beklenmedik bir hamle olarak değerlendiriliyor. Dava aynı zamanda bir oturma başkanın, görevdeyken ana akım bir medya kuruluşuna karşı açtığı nadir örneklerden biri olarak kayda geçti.

Epstein Belgeleri Üzerindeki Baskı Artıyor

Trump’ın WSJ’ye açtığı davanın yanı sıra, Epstein davasına ilişkin belgelerin kamuoyuna açıklanması yönündeki baskılar da giderek artıyor. Adalet Bakanlığı, Trump’ın talimatı üzerine Epstein dosyasındaki büyük jüriden (grand jury) alınan tanık ifadelerinin kamuoyuyla paylaşılması için mahkemeye başvuruda bulundu. Ancak uzmanlar, bu belgelerin açıklanmasının aylar sürebileceğini ve içerik açısından sınırlı olacağını belirtiyor. Söz konusu ifadeler yalnızca davaya taraf olan kişileri kapsıyor; videolar, e-postalar, FBI raporları ve uçuş kayıtları gibi belgeler bu kapsamın dışında tutuluyor.

Öte yandan, eski Epstein avukatı Alan Dershowitz, belgelerin tamamının şeffaflık adına kamuoyuna açılması gerektiğini savunuyor. Dershowitz, yalnızca suçlamaları değil, suçlayanların iddialarının doğruluğunu değerlendirebilmek için de tüm belgelerin açıklanmasının şart olduğunu belirtiyor.

Gabbard’dan “İhanet Komplosu” İddiası

Gündemin diğer sıcak başlığı ise Trump yönetiminin istihbarat direktörü Tulsi Gabbard’ın, Obama dönemine dair gündeme getirdiği “ihanet komplosu” iddiası. Gabbard, Obama yönetiminin 2016 seçimleri sırasında Rusya’nın seçimlere müdahalesi iddiasını desteklemek amacıyla istihbarat raporlarını kasıtlı olarak manipüle ettiğini öne sürdü. Gabbard bu iddialarını desteklediğini söylediği bazı belgeleri Adalet Bakanlığı’na sunacağını açıkladı.

Ancak söz konusu belgelerin içeriği henüz kamuoyuyla paylaşılmış değil. ABD Senatosu’nun iki partili istihbarat komitesi daha önce Kremlin’in 2016 seçimlerine sosyal medya ve propaganda yoluyla müdahale ettiğini kabul etmişti. Gabbard’ın bu iddiası, bu bulgulara doğrudan karşı bir tez oluşturuyor ve yeni bir siyasi tartışma başlatmış durumda.

Medya ve Sansür Tartışmaları Derinleşiyor

Trump’ın WSJ’ye açtığı dava, medya özgürlüğü açısından da endişelere yol açıyor. Eleştirmenler, bu tür davaların gazetecilik faaliyetleri üzerinde “soğutucu etki” yaratabileceğini, medya kuruluşlarının haber yapma konusunda daha temkinli davranmasına yol açabileceğini belirtiyor. Bazı yorumcular, bu davanın geri tepebileceği ve Trump’ın geçmişine dair daha fazla belgenin mahkeme sürecinde ortaya çıkabileceği uyarısında bulunuyor.

Ayrıca bu gelişmeler, ABD’de medya ile siyaset arasındaki karmaşık ilişkiyi de yeniden gündeme taşıdı. Özellikle Trump’a yakınlığıyla bilinen Fox News’in Epstein haberlerini büyük ölçüde görmezden gelmesi, Rupert Murdoch’un medya gücü içinde nasıl farklı çizgiler izlediğini ortaya koyuyor.

Tüm bu gelişmelerin ortasında kamuoyu, Epstein dosyasındaki “gizli gerçeklerin” ne kadarının ortaya çıkacağını merak ediyor. Yıllardır cevapsız kalan birçok soru varlığını korurken, yeni hukuki ve siyasi adımların bu sorulara yanıt getirip getirmeyeceği belirsizliğini sürdürüyor.

Epstein Davasında Gözler Ghislaine Maxwell’e Çevrildi

Diğer yandan Epstein’ın eski ortağı ve şu an hapiste bulunan Ghislaine Maxwell’in Kongre’de ifade vermesi gündemde. Maxwell’in, Epstein’la ilişkili tüm seyahatleri ve bağlantıları düzenleyen kişi olduğu biliniyor. Bazı senatörler, Maxwell’in şartlı dokunulmazlıkla tanıklık yapmasının kamu yararına olacağını savunuyor. Maxwell ise ifade vermeye istekli olduğunu açıkladı.

Bu gelişme, Epstein dosyasının kamuoyunda daha da görünür hale gelmesine neden olabilir. Maxwell’in tanıklığı, yalnızca Epstein değil, dosyada adı geçen ve kamuoyunda tartışma yaratan diğer kişilere dair de kritik bilgiler içerebilir.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler