Dünya Ekonomisi
The Economist Uyarıyor: Dünya Ekonomisinin Teflon Direnci Aşınıyor
Küresel ekonomi son on yılda savaşlara, otoriter liderlere ve salgına rağmen dayanıklılığını korudu. Ancak The Economist’e göre bu “Teflon” benzeri direnç artık zayıflamaya başlıyor. Artan borç yükü, bozulan arz zincirleri ve siyasi müdahaleler yeni bir kırılganlık dönemine işaret ediyor.

Küresel ekonomi son on yılda savaşlara, otoriter liderlere ve salgına rağmen dayanıklılığını korudu. Ancak The Economist’e göre bu “Teflon” benzeri direnç artık zayıflamaya başlıyor. Artan borç yükü, bozulan arz zincirleri ve siyasi müdahaleler yeni bir kırılganlık dönemine işaret ediyor.
Ekonomik Direnç Şimdiye Kadar Ayakta Tuttu
Popülist liderlerin yükselişi, pandemiler ve büyük savaşlar… 2011’den bu yana yaşanan tüm bu çalkantılara rağmen küresel GSYİH yılda ortalama %3 oranında büyümeyi başardı. Gelişmiş ülkelerde işsizlik oranları rekor düşük seviyelere inerken, S&P 500 ve MSCI küresel hisse endeksleri tarihi zirvelere ulaştı.
Bu direnç sayesinde küresel ekonomi, durgunluk ve işsizlik gibi iki büyük tehdidi uzun süre bertaraf etti. Ancak artık bu sağlam zemin sarsılmaya başladı.
Başarının Arkasındaki Faktörler: Genişleyici Politika ve Esnek Tedarik
Küresel finans krizinden sonra gelişmiş ülkeler agresif mali teşviklere yöneldi. Düşük faiz oranları, bu tür müdahaleleri daha uygulanabilir hâle getirdi. Gelişmekte olan ülkeler ise para politikalarını güçlendirdi; 2000 yılında sadece 5 olan enflasyon hedefleyen merkez bankası sayısı 2022’de 34’e çıktı. Döviz kurları serbest bırakıldı, borçlar yerel para biriminde ihraç edildi.
Tedarik zincirleri de şaşırtıcı derecede hızlı adapte oldu. Pandeminin başında yaşanan maske ve çip krizleri kısa sürede çözüldü. Son dönemde ABD ve İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına rağmen petrol fiyatlarının yükselmemesi, arzın esnekliğini bir kez daha gösterdi.
Artan Riskler: Borç, Müdahale ve Politik Popülizm
Ancak bu dayanıklılığın bedeli ağırlaşıyor. Pandemi döneminde gelişmiş ülkeler GSYİH’lerinin %10’undan fazlasını harcayarak talebi destekledi. Avrupa’da enerji krizinde ortalama %3 daha harcandı. Faizler pandemi döneminde %1 iken şimdi %3,7’ye yükseldi.
Fakat seçmenlerin devletten müdahale beklentisi sürüyor. Bu da mali disiplini zorlaştırıyor. ABD geçtiğimiz yıl ekonomisi büyürken bile GSYİH’sinin %7’si oranında bütçe açığı verdi. İngiltere’nin engelli yardımlarını kesme girişimi başarısız oldu; Fransa’daki emeklilik reformları ise şimdiden çıkmazda.
Bu tablo, hükümetlerin bir sonraki krizde müdahale kapasitesini kısıtlıyor.
Koruyucu Politikalar Tedarik Zincirlerini Zayıflatıyor
Artık devletler sadece talebi değil, arzı da kontrol etmeye çalışıyor. 2022’de zengin ülkeler 1.000 sanayi politikası uygulamasına imza attı — bu rakam 2017’de sadece 100’dü. Trump gümrük tarifelerini kullanırken, Avrupa Komisyonu yerli alım zorunlulukları ve sübvansiyonlara yöneldi. Hatta okul yemeklerinin sadece yerel gıdalardan hazırlanması planlanıyor.
Ancak pandemi gösterdi ki, çeşitlendirilmiş tedarik zincirleri, yerel üretimden daha dayanıklı. En büyük yeniden sanayileşme başarısı olan ABD kaya gazı sektörü de devlet değil, girişimciler sayesinde gelişti.
Sonuç: Dirençli Ama Kırılgan Bir Dönem
Tarih, ekonomik genişleme dönemlerinin sonsuza dek sürmediğini gösteriyor. Süre uzadıkça siyasi riskler, yanlış kararlar ve piyasa müdahaleleri bu döngünün sonunu hızlandırıyor. Trump 16 Temmuz’da Powell’ı görevden almasının “düşük ihtimal” olduğunu söylese de, Merkez Bankası bağımsızlığının zedelenmesi, son 10 yılın istikrarını yerle bir edebilir.
Şimdiye kadar ekonomi herkesi şaşırttı. Belki bir süre daha dayanabilir. Ama The Economist’e göre “Teflon tabaka” artık inceliyor.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]