Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

ANALİZ: Avustralya Neden ABD’den Uzaklaşıyor?

ABD ve Avustralya Arasındaki İlişkilerde Kriz Derinleşiyor mu? ABD’nin geçtiğimiz ay Orcus güvenlik paktını yeniden gözden geçireceğini açıklaması, Washington ile…

ANALİZ: Avustralya Neden ABD’den Uzaklaşıyor?

ABD ve Avustralya Arasındaki İlişkilerde Kriz Derinleşiyor mu?

ABD’nin geçtiğimiz ay Orcus güvenlik paktını yeniden gözden geçireceğini açıklaması, Washington ile Canberra arasındaki uzun süredir devam eden ittifakta yeni bir çatlak yarattı. ABD’li bazı savunma yetkililerinin, bu paktın Trump’ın “Önce Amerika” politikasıyla uyumsuz olduğunu ve ABD’nin Tayvan ihtilafı gibi olası çatışmalarda Avustralya’ya denizaltı tedarik etmemesi gerektiğini savunması, Avustralya’da endişeyle karşılandı. Zaten son yıllarda gerilim yaşayan ABD-Avustralya ittifakı bu gelişmeyle birlikte daha da zayıflamış görünüyor.

Orcus’un geleceği belirsizliğini korurken, iki ülke arasındaki ilişkilerin hangi yöne evrileceği sorusu gündemdeki yerini koruyor. Son gelişmeler, yalnızca savunma alanında değil, ticaret ve stratejik bağımsızlık konularında da Avustralya’nın ABD ile farklı önceliklere sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Seçim Sonrası Avustralya’nın ABD ile İlişkileri Nereye Gidiyor?

2025 Avustralya seçimleri, ülkenin iç ve dış politikasında önemli bir kırılma noktası oldu. Seçim öncesi yapılan anketlerde, Muhafazakâr Liberal-Ulusal Koalisyon lideri Peter Dutton’ın mevcut Başbakan Anthony Albanese’nin İşçi Partisi’ni geride bırakacağı öngörülüyordu. Ancak seçimlere yaklaşıldıkça İşçi Partisi oylarını artırdı ve Temsilciler Meclisi’ndeki 150 sandalyeden 94’ünü kazanarak ezici bir zafer elde etti.

Kampanya sürecinde Albanese, rakibi Dutton’a kıyasla daha popülerdi. Dutton’ın Donald Trump’a yakınlığı ve Trumpvari politikaları, kamuoyunda olumsuz yankı buldu. Dutton, Trump’ı “büyük bir düşünür” olarak tanımlarken, kampanyasında kamu hizmetlerinde büyük kesintiler ve suçlu yabancıların sınır dışı edilmesi gibi tartışmalı öneriler sundu. Ancak Avustralya kamuoyu, Trump yönetimini benimsemeye hazır değildi. 2025 Nisan ayında yapılan bir anket, Avustralyalıların %66’sının ülkenin savunma ve ulusal güvenlik konularında ABD’den daha bağımsız olması gerektiğini düşündüğünü gösterdi. Üstelik aynı ay Trump, “Kurtuluş Günü Tarifeleri” adı altında Avustralya ürünlerine %10 vergi koyacağını açıklamıştı.

Bu gelişmeler, Albanese hükümeti ile Trump yönetimi arasında zaten zayıf olan kişisel bağları daha da gerdi. İki ülke arasındaki ilişkileri zora sokan ana başlıklar ise ticaret ve savunma konuları olarak öne çıkıyor.

Ticaret ve Savunma Harcamaları İlişkileri Zorluyor

ABD ile Avustralya arasındaki ticarette, ABD’nin Avustralya’ya karşı ticaret fazlası vermesi nedeniyle dostane bir yaklaşım beklenebilirdi. Ancak Trump yönetimi, Avustralya’yı da ticari yaptırımlarla tehdit etti. Albanese, ABD’ye yönelik sıfır tarife çağrısında bulundu. İki ülke arasındaki ekonomik gerginliği artıran bir diğer faktör ise Çin oldu. Çin, Avustralya’nın en büyük ticaret ortağı konumunda ve ABD, Avustralya’dan Çin’le ticari ilişkilerini azaltmasını istiyor. Ancak Avustralya, Çin’le olan ekonomik bağlarını koparmak istemiyor. ABD’nin Çin’e uyguladığı tarifelerin Çin ekonomisini zayıflatması, Avustralya’nın ihracat gelirlerini de olumsuz etkileyebilir.

Savunma harcamaları konusunda da önemli görüş ayrılıkları bulunuyor. ABD, Avustralya’nın savunma harcamalarını hızla artırarak GSYH’sinin %3,5’ine çıkarmasını talep ediyor. Oysa Avustralya mevcut bütçesine göre bu oranı yalnızca %2,25’e yükseltmeyi planlıyor. Bu farkın temel nedeni kamuoyu desteğinin eksikliği. 2025 Nisan ayında yapılan bir ankete göre Avustralyalıların yalnızca üçte biri savunma harcamalarının artırılmasını destekliyor. Avustralya’da Rusya benzeri yakın bir tehdit algısı bulunmadığı için Avrupa’daki savunma harcama artışlarına benzer bir kamuoyu baskısı oluşmuyor.

Başbakan Albanese, savunma bütçesinin ülkenin ihtiyaçlarına göre belirlenmesi gerektiğini ve GSYH’ye oranlama gibi keyfi sınırların verimsiz olduğunu savunuyor. Ancak Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong’un son açıklamalarına göre, ABD bu taleplerinden en azından kısa vadede geri adım atmış gibi görünüyor.

Orcus Anlaşması: Savunma İttifakında Kırılma Noktası mı?

ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya arasında 2021 yılında imzalanan Orcus güvenlik paktı, Avustralya’nın ABD’den 3 ila 5 adet nükleer güçle çalışan saldırı denizaltısı satın almasını öngörüyordu. Bu denizaltılar, Avustralya’nın savunma kapasitesini büyük ölçüde artıracak ve uzun menzilli operasyon kabiliyeti kazandıracaktı. Ancak ABD’nin savunma sanayisindeki gecikmeler ve maliyet artışları nedeniyle teslimat takvimine ilişkin endişeler artmıştı.

Trump yönetimi altında Orcus’un geleceği yeniden sorgulanmaya başlandı. ABD Savunma Bakan Yardımcısı Elbridge Colby’nin liderliğinde yürütülen 30 günlük inceleme sonucunda, ABD’nin Tayvan gibi potansiyel çatışmalara hazırlık amacıyla bu denizaltıları kendisine saklaması gerektiği yönünde görüşler dile getirildi.

Bu gelişme, Avustralya’da daha geniş bir bağımsız savunma stratejisi tartışmasını da yeniden alevlendirdi. Eski Başbakan Malcolm Turnbull, Avustralya’nın milyarlarca dolarlık ödemeler yaptığı halde denizaltıların teslim edilmemesinin “soygun” niteliğinde olduğunu savundu. Turnbull, Avustralya’nın kendi savunma kapasitesini geliştirmesi gerektiğini belirtti. Orcus kapsamında 2050’lere kadar toplam maliyetin 368 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Albanese hükümeti, bu endişelere yanıt olarak Avrupa Birliği ile yeni bir savunma ve güvenlik anlaşması için müzakerelere başlayacağını duyurdu. AB daha önce Kanada ve Birleşik Krallık’la benzer anlaşmalar yapmıştı.

Gelecek Senaryoları: ABD ile İlişkiler Daha da Kötüleşir mi?

ABD-Avustralya ilişkilerinde kısa vadede iyileşme olasılığı düşük görünüyor. Trump’ın Orcus’tan çekilme ihtimali gerçekleşirse bu durum ilişkileri daha da kötüleştirebilir. İki liderin karşılıklı ilişki kurma yönünde ciddi bir adım atmaması da bu tabloyu destekliyor. Albanese bu yılki NATO Zirvesi’ne katılmadı, Trump ise geçen ay G7 Zirvesi’nde İran-İsrail gerilimi nedeniyle Albanese ile görüşmeyi iptal etti. Hâlâ yüz yüze bir görüşme gerçekleşmedi.

Temmuz ayındaki ticaret müzakerelerinde tarafların bir anlaşmaya varması durumunda ilişkilerde kısa süreli bir yumuşama yaşanabilir. Ancak ABD, Avustralya’dan Çin’le ticaretini azaltmasını isterse, bu görüşmelerin de tıkanma ihtimali yüksek. Çin, Avustralya ekonomisinin temel dayanaklarından biri olmaya devam ediyor ve Canberra’nın bu bağı koparması pek olası görünmüyor.

Bu gelişmeler, küresel düzeyde artan belirsizlik ortamına da ekleniyor. Savaşlar, ekonomik gerilimler ve jeopolitik kırılmaların arttığı bir dönemde, ABD’nin artık küresel siyasette istikrar sağlayıcı bir güç olmaktan uzaklaştığı yorumları yapılıyor. Amerikan etkisinin, popülerliğinin ve liderlik rolünün gerilediği bir dönemde, ABD’nin geleneksel müttefikleriyle ilişkileri de zayıflıyor.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler