Genel
BBC: İsrail-İran Savaşında En Kötü Senaryolar Ne Olabilir?
İsrail’in İran’daki nükleer tesisleri hedef almasının ardından başlayan sıcak çatışma, şimdilik sadece iki ülke arasında sınırlı görünse de, gidişatın bölgesel ve küresel bir savaşa dönüşme riski taşıdığı konusunda uluslararası kamuoyu endişeli. Peki ya itidal çağrıları yanıtsız kalırsa? BBC, en kötü senaryoları masaya yatırdı.

İsrail’in İran’daki nükleer tesisleri hedef almasının ardından başlayan sıcak çatışma, şimdilik sadece iki ülke arasında sınırlı görünse de, gidişatın bölgesel ve küresel bir savaşa dönüşme riski taşıdığı konusunda uluslararası kamuoyu endişeli. Peki ya itidal çağrıları yanıtsız kalırsa? BBC, en kötü senaryoları masaya yatırdı.
ABD Savaşa Sürüklenirse Ne Olur?
Her ne kadar Washington, saldırılarda rolü olmadığını belirtse de, İran yönetimi İsrail’in eylemlerinde ABD’nin açık veya örtülü onayı olduğunu düşünüyor. Bu durum, İran’ın ABD’ye ait Irak’taki özel kuvvet üsleri, Körfez’deki askeri tesisler ya da diplomatik misyonlarını hedef alabileceği anlamına geliyor.
İran destekli milisler – Hamas ve Hizbullah kadar güçlü olmasa da – Irak’ta hâlâ silahlı ve aktif. ABD, olası saldırı endişesiyle bölgedeki bazı personelini geri çekmiş durumda. Ancak olası bir Amerikan vatandaşının hedef alınması, özellikle Tel Aviv’de gerçekleşirse, Başkan Donald Trump’ı doğrudan askeri müdahaleye zorlayabilir.
Trump, “sonsuz savaşlara” karşı olduğunu belirtmişti; ancak İsrail ile güçlü ilişkileri olan Cumhuriyetçiler arasında, İran’da rejim değişikliği çağrıları artıyor.
ABD’nin savaşa doğrudan dahil olması, bölgesel çatışmayı felakete dönüşecek küresel bir krize çevirebilir.
Körfez Ülkeleri Hedef Olursa
İran, İsrail’in askeri altyapısını hedef alamazsa, yönünü daha savunmasız Körfez ülkelerine çevirebilir. Suudi Arabistan, BAE ve Katar gibi ülkeler hem enerji altyapısı açısından hem de ABD üslerine ev sahipliği yapmaları nedeniyle potansiyel hedefler arasında.
2019’da Suudi petrol tesislerine yönelik saldırı ve 2022’de Husi milislerin BAE’yi hedef alması hâlâ hafızalarda. İran, bu ülkeleri İsrail’i dolaylı yoldan desteklemekle suçluyor.
Gulf ülkeleri saldırıya uğrarsa, ABD hava kuvvetlerini hem kendileri hem de İsrail için göreve çağırabilirler. Bu da çatışmanın coğrafyasını genişletebilir.
İsrail İran’ın Nükleer Programını Durduramazsa
İsrail’in öncelikli hedefi İran’ın nükleer kapasitesini imha etmek. Ancak nükleer tesislerin derin yer altı sığınaklarında yer alması ve 60% zenginleştirilmiş 400 kg uranyumun saklandığı bilinmeyen alanlara taşınmış olması, bu hedefi zora sokuyor.
Nükleer bilim insanları öldürülse bile, İran’ın sahip olduğu teknik bilgi yok edilemez.
İsrail’in saldırısı başarısız olursa, bu durum İran’ı nükleer silahlanma konusunda daha kararlı ve hızlı hareket etmeye itebilir. Yeni askeri liderlerin daha radikal olması ihtimali de bu riski artırıyor.
Bu durum, İsrail’i sürekli saldırı ve misilleme döngüsüne hapsedebilir. İsrail’in kendi deyimiyle: “çimleri biçmek” stratejisi devreye girer.
Hürmüz Boğazı ve Kızıldeniz Riski
İran’ın en güçlü kozlarından biri Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi. Bu boğazdan geçen petrol ticaretinin kesintiye uğraması, küresel enerji piyasalarında şok yaratabilir.
Ayrıca Yemen’deki İran destekli Husiler de Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik saldırılarını artırabilir. Bu, enerji arzını ve küresel ticareti çift yönlü tehdit eder.
Artan petrol fiyatları zaten yüksek olan küresel enflasyonu körükleyebilir. Bu da Trump’ın başlattığı tarife savaşlarının etkileriyle birleşerek küresel yaşam maliyeti krizini derinleştirebilir.
Dahası, petrol fiyatlarındaki yükseliş en çok Vladimir Putin’in işine yarar. Rusya’nın Ukrayna savaşını finanse etmesi için Kremlin kasasına milyarlarca dolar daha akabilir.
İran Rejimi Çökerse Ne Olur?
İsrail’in nihai hedefinin yalnızca nükleer tesisleri değil, aynı zamanda İran’daki rejimi değiştirmek olduğu yönünde ciddi iddialar var. Netanyahu, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada İran halkına seslenerek, “Size özgürlük yolunu açıyoruz,” dedi.
Ancak İran’daki rejimin çökmesi, beraberinde kaotik bir boşluk bırakabilir. Irak ve Libya örnekleri hâlâ çok taze: Merkezi otoritenin çökmesi, iç savaş, radikalleşme ve göç dalgaları doğurabilir.
Rejim değişikliği sadece İran’ı değil, tüm bölgeyi sarsabilir.
Tüm Gözler Tahran ve Washington’da
BBC’ye göre önümüzdeki günlerde bu krizle ilgili en kritik iki soru şunlar:
-
İran ne ölçüde ve nasıl misilleme yapacak?
-
ABD, İsrail’e herhangi bir fren uygulayabilecek mi?
Bu iki sorunun yanıtı, savaşın nereye evrileceğini ve dünya ekonomisinin nasıl etkileneceğini belirleyecek.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]