Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

NGFS’in Kısa Vadeli İklim Senaryoları: Finansal Riskler Kapımızda

Senaryolar, finansal kurumların ani ve şiddetli ama olası koşullar karşısında dirençlerini test etme aracıdır. Ancak NGFS’in sunduğu senaryolar birer tahmin değil; karbon bütçeleri, teknolojik olanaklar ve politika hedefleri doğrultusunda şekillenen tutarlı gelişim yollarıdır.

NGFS’in Kısa Vadeli İklim Senaryoları: Finansal Riskler Kapımızda

Kısa vadeli iklim senaryoları neden önemli?

İklim değişikliğinin finansal riskleri artık uzun vadeli bir sorun değil, hemen şimdi ele alınması gereken acil bir konu. Finansal karar alıcıların, yatırımcıların ve düzenleyici kurumların geleceğe dönük kararlarında senaryolar vazgeçilmez hale geliyor. Bu bağlamda, Merkez Bankaları ve Finansal Denetleyiciler Ağı (NGFS) tarafından yayınlanan kısa vadeli iklim senaryoları, finansal sistemlerin karşı karşıya olduğu riskleri daha doğru analiz edebilmek adına önemli bir adım sunuyor.

Senaryolar, finansal kurumların ani ve şiddetli ama olası koşullar karşısında dirençlerini test etme aracıdır. Ancak NGFS’in sunduğu senaryolar birer tahmin değil; karbon bütçeleri, teknolojik olanaklar ve politika hedefleri doğrultusunda şekillenen tutarlı gelişim yollarıdır.

2030’a kadar dört temel senaryo

NGFS, önümüzdeki beş yılı kapsayan dört ana senaryo oluşturdu:

  1. Paris’e Giden Otoyol (Highway to Paris): Karbon vergilerinden elde edilen gelirlerin yeşil yatırımlara aktarıldığı, teknolojik olarak düzenli bir geçiş süreci öngörülüyor.

  2. Ani Uyanış (Sudden Wake-Up Call): Politikalarda ve yatırımcı tercihlerinde ani değişikliklerin yaşandığı, “iklim Minsky anı” olarak adlandırılan finansal kırılmaları tetikleyebilecek bir geçiş modeli.

  3. Gerçekliklerin Ayrışması (Diverging Realities): Gelişmekte olan ülkelerde yaşanan fiziksel iklim risklerinin küresel tedarik zincirleri üzerinden gelişmiş ekonomilere sıçrayarak geçiş sürecini sekteye uğrattığı bir senaryo.

  4. Felaketler ve Politika Durgunluğu (Disasters and Policy Stagnation): Fiziksel risklerin ticaret ve finansal bağlantılar aracılığıyla yayılması sonucu küresel ekonomik istikrarsızlığın derinleştiği bir dünya.

Bu senaryolar; 50 sektör ve 46 ülke/ekonomi için makroekonomik göstergeler, parasal politika değişkenleri, hisse senedi, şirket ve devlet tahvillerinin değerlemeleri gibi finansal risk değişkenlerine dayalı şoklarla modelleniyor.

Yeni modelleme çerçevesi: Üç güçlü araç bir arada

NGFS’in kısa vadeli iklim senaryoları, üç modelin entegrasyonuyla oluşturuldu:

  • GEM-E3: Enerji, çevre ve ekonomi bileşenlerini ayrıntılı analiz edebilen bir genel denge modeli.

  • EIRIN: Enflasyon ve para politikası senaryoları sunabilen bir makro-finansal model.

  • CLIMACRED: Şirket ve devlet tahvillerinin iklim senaryolarına göre değerlemesini sağlayan bir kredi risk modeli.

Denetim ve risk değerlendirmesi için yenilikler

  1. Beş yıllık zaman çerçevesi: 2030’a kadar olan etkilerin analiz edilmesi, senaryoları regülasyon ve stres testleri açısından daha kullanılabilir hale getiriyor.

  2. Birleşik felaket etkileri: Aynı yıl içinde sel, fırtına, kuraklık, orman yangını gibi aşırı hava olaylarının bir arada yaşanabileceği kabul ediliyor.

  3. Fiziksel ve geçiş risklerinin birlikte ele alınması: 2023 IMF projeksiyonları kullanılarak kalibre edilen senaryolarda, Covid-19 pandemisi ve Ukrayna savaşının yol açtığı enerji krizine de yer veriliyor.

  4. Küresel yansımalar ve geri besleme etkileri: Tedarik zincirlerinin bozulması, ticaret akışlarının değişmesi ve finansal bağlantılar yoluyla risklerin dünya çapında yayılabileceği öngörülüyor.

İklim riski artık maddi ve kısa vadeli bir sorun

Aşırı hava olayları bölgesel GSYH’de ciddi kayıplara yol açabilir. NGFS’in “Felaketler ve Politika Durgunluğu” senaryosuna göre, Afrika’da %12,5, Asya’da ise %6’ya kadar GSYH kayıpları yaşanabilir. Tarım, kömür üretimi ve enerji gibi sermaye yoğun sektörlerde temerrüt ihtimali hızla artıyor.

Geçiş maliyetleri daha da yükselebilir

“Gerçekliklerin Ayrışması” senaryosunda bölgesel iklim olaylarının tedarik zincirlerini sekteye uğratarak geçiş maliyetlerini artırdığı görülüyor. Örneğin, Avrupa’da 2030 yılı itibariyle GSYH %1,7 azalırken, Kuzey Amerika’da bu oran %0,8 oluyor. Buna karşılık, “Paris’e Giden Otoyol” senaryosunda Avrupa ekonomisi %0,1 büyüme gösteriyor.

Geç kalmak pahalıya mal olabilir

Küresel olarak düşük karbon ekonomisine erken ve düzenli geçiş, ekonomik kayıpları minimize ediyor. “Paris’e Giden Otoyol” senaryosunda küresel GSYH kaybı %0,4 ile sınırlı kalırken, geç kalınan “Ani Uyanış” senaryosunda bu kayıp %1,3’e yükseliyor. 2027’de gerçekleşen ani geçişin etkisiyle küresel GSYH %1,2 azalıyor, işsizlik oranı ise 1,3 puan artıyor.


Kaynak: Network for Greening the Financial System (NGFS)

Çeviri ve uyarlama: WS37

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler