Sosyal Medya

Ekonomi

ANALİZ: Faiz İndirimi Tartışmaları Yeniden Gündemde

2025 yılının ikinci Enflasyon Raporu sunumu sonrası finansal piyasalarda oluşan beklentiler, faiz patikasına dair belirsizlikleri yeniden gündeme taşımaktadır. Yatırım Finansman…

ANALİZ: Faiz İndirimi Tartışmaları Yeniden Gündemde

2025 yılının ikinci Enflasyon Raporu sunumu sonrası finansal piyasalarda oluşan beklentiler, faiz patikasına dair belirsizlikleri yeniden gündeme taşımaktadır. Yatırım Finansman Strateji ve Yatırım Danışmanlığı Yönetmeni Merve Bölen’in değerlendirmelerinde, Merkez Bankası’nın para politikasında sabırlı ve veri odaklı bir yaklaşımı benimsemeye devam ettiği, ancak teknik likidite koşullarının faiz indirimi yönlü algıyı kısa vadede desteklediği belirtilmiştir.

Likidite Fazlası Gecelik Faizleri Aşağı Çekti

Merkez Bankası’nın son haftalarda hızlandırdığı döviz alımları, piyasada TL likidite fazlası oluşturmuştur. Bu durumun etkisiyle fonlama ihtiyacının sıfıra yaklaştığı ve ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin politika faizi olan %50 seviyesinin altına gerilediği gözlemlenmiştir. Gecelik referans faiz oranı (TLRF), 22 Mayıs tarihinde %45,8 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu, kısa süre içerisinde 300 baz puanlık teknik bir gevşemeye işaret etmektedir. Bölen, bu düşüşün doğrudan bir faiz indirimi değil, Merkez Bankası’nın piyasadaki TL fazlasına karşılık verdiği teknik bir sonuç olduğunu vurgulamaktadır.

Haziran ve Temmuz İçin Faiz İndirimi Olasılığı Tartışılıyor

Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon tahmini %35,4 olarak belirlenmiş, Mayıs ayı için aylık %1,6’lık artış öngörülmüştür. Ancak piyasa beklentisi %2,36 seviyesinde bulunmaktadır. Gerçekleşecek enflasyonun %2’nin altında kalması durumunda, enflasyon görünümünde aşağı yönlü bir sürprizin yaşanabileceği ve bu durumun para politikasında yeni bir faiz indirimi tartışmasını başlatabileceği değerlendirilmiştir. Özellikle rezerv birikiminde gözlemlenen hızlanma ve yabancı ilgisinin devam etmesi halinde, faiz indirimi olasılığı Haziran toplantısında yeniden gündeme gelebilir.

Ancak Merve Bölen, bu indirimin Haziran yerine Temmuz ayına bırakılmasının politika kredibilitesi açısından daha güçlü bir sinyal olacağını ifade etmektedir. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Üyesi Cevdet Akçay’ın da sunum sonrasında yaptığı değerlendirmelerde, faiz indirimi yerine seçici kredi genişlemesi ya da makro ihtiyati araçlarda esneklik sağlanabileceği yönünde görüş bildirdiği aktarılmıştır.

Akçay’ın, “faizleri aşağı çekip kredi limitlerini sabit tutmak” ile “faizleri yüksek tutup kredi erişimini gevşetmek” arasında tercih yapılabileceğini belirttiği ve mevcut koşullarda ikinci seçeneğin öne çıkabileceğini ifade ettiği görülmüştür. Bu yaklaşımın, dezenflasyonun sağlam temeller üzerine oturtulması açısından tercih edilebileceği değerlendirilmiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kredi Garanti Fonu (KGF) konusundaki destekleyici açıklamalarının, yüksek faiz ortamında finansmana erişimi zorlaşan reel sektör firmaları açısından olumlu bir gelişme olarak algılandığı belirtilmektedir. KGF’nin özellikle iç pazara bağlı sektörler olan perakende, inşaat ve otomotiv gibi sektörlerde kredi imkanlarını artırabileceği ve bu şirketlerin değerlemelerine pozitif katkı sunabileceği değerlendirilmektedir.

Küresel Gelişmeler ve Veri Takibi Piyasada Temkinli İyimserliği Destekliyor

Yurt dışında ise Almanya’dan gelecek büyüme verileri, ABD’den açıklanacak yeni konut satışları ve Fed yetkililerinin konuşmaları izlenmektedir.

İran–ABD arasındaki nükleer müzakerelerin 5. turuna ilişkin haber akışları da küresel risk iştahını etkileme potansiyeline sahip gelişmeler arasında değerlendirilmektedir.

İLGİLİ HABERİŞ YATIRIM: Para Nereye Gidiyor?İŞ YATIRIM: Para Nereye Gidiyor?

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler