Sosyal Medya

Borsa

İŞ YATIRIM: Para Nereye Gidiyor?

Yerleşik Sermaye Hareketlerinde TL Ağırlığı Güçleniyor: Mevduat, Tahvil ve Fon Akımları Üzerinden Okuma 2025 yılı Mayıs ayının ortasına ilişkin finansal…

İŞ YATIRIM: Para Nereye Gidiyor?

Yerleşik Sermaye Hareketlerinde TL Ağırlığı Güçleniyor: Mevduat, Tahvil ve Fon Akımları Üzerinden Okuma

2025 yılı Mayıs ayının ortasına ilişkin finansal veri akışında, hem yabancı yatırımcı davranışı hem de yerleşik portföy tercihlerine dair önemli değişimler gözlemlenmektedir. TCMB rezervlerinde yaşanan toparlanma, TL vadeli mevduatlara yönelik güçlü talep ve tahvil alımlarının devamı, Türkiye finansal sisteminde liralaşmanın ve iç talep odaklı dengelenmenin sürdüğüne işaret etmektedir.

Yabancı Sermaye Girişleri Tahvil Üzerinden Güçleniyor

11–16 Mayıs haftasında yurt dışı yatırımcıların Türkiye tahvil piyasasına olan ilgisinde belirgin bir artış gözlemlenmiştir. Tahvil tarafında toplam 3 milyar doları aşan girişin, yaklaşık 1,8 milyar dolarlık bölümü kesin alım olarak kaydedilmiştir. Bu seviye, uzun süredir görülmeyen bir büyüklük olarak değerlendirilmekte, Mart ve Nisan ayındaki çıkışların büyük ölçüde geri alındığını göstermektedir. Aynı dönemde hisse senedi tarafında da 250 milyon dolarlık giriş yaşanmıştır. Son beş haftadır hisse senetlerine düzenli yabancı ilgisinin sürdüğü, ancak bu girişlerin daha sınırlı kaldığı bildirilmektedir.

Buna karşın, Eurobond tarafında yabancı yatırımcıların istikrarlı çıkışı devam etmektedir. Mart ortasından bu yana Türkiye Eurobond pozisyonlarında kademeli azalma gözlemlenmiştir. Özel sektör tahvillerinde ise daha sınırlı hareketlerin yaşandığı, bu alanda da ağırlıklı olarak çıkış yönlü bir eğilim olduğu ifade edilmektedir. Buna rağmen, genel portföy verileri doğrultusunda yabancı yatırımcıların Türkiye’ye yönelik risk iştahında artış yaşandığı değerlendirilmiştir.

TL Vadeli Mevduata Yönelim Hız Kazanıyor, Dolarizasyon Zayıflıyor

Yerleşik yatırımcıların portföy tercihlerinde Türk lirası lehine dönüşümün belirginleştiği görülmektedir. Söz konusu hafta içerisinde TL vadeli mevduat hesaplarında 265 milyar TL’lik artış kaydedilmiştir. Bu artışın hem bireysel yatırımcılar hem de kurumsal şirketler tarafından desteklendiği belirtilmiştir. Gerçek kişilerin döviz biriktirme yönünde eğilim göstermemesi, döviz mevduat hesaplarındaki artışın ise sadece tüzel kişiler kaynaklı ve euro cinsinden olması, dolarizasyon endişesini azaltıcı bir unsur olarak değerlendirilmiştir.

Sistemdeki toplam mevduat dağılımı incelendiğinde, TL vadeli mevduat oranının bir puandan fazla artarak %58,8 seviyesine yükseldiği, döviz mevduat oranının ise %39,4’ten %38,4’e gerilediği kaydedilmiştir. Kur korumalı mevduatın (KKM) ise istikrarlı biçimde küçülerek %2,7’ye kadar gerilediği bildirilmiştir. Bu tablo, liralaşma stratejisinin güçlendiğini ve mevduat yapısında Türk lirası ağırlığının arttığını göstermektedir.

Tahvil ve Fon Tercihleri Dengeli Seyrediyor

Devlet iç borçlanma senedi (DİBS) tarafında yerleşik yatırımcılar arasında sınırlı satışlar yaşanmakla birlikte, hane halkının tahvil alımlarını sürdürdüğü görülmektedir. Son haftada bireysel yatırımcıların yaklaşık 10 milyar TL değerinde tahvil alımı gerçekleştirdiği, şubat ortasından bu yana bu toplamın 110 milyar TL’ye ulaştığı belirtilmektedir. Özel sektör tahvillerinde de yerleşiklerin alım yönlü hareketi artarken, Eurobond tarafında yerleşik yatırım fonları kaynaklı sınırlı girişler kaydedilmiştir.

Menkul kıymet yatırım fonlarında ise toplam 44 milyar TL’lik giriş yaşanmıştır. Bu girişin yaklaşık 21 milyar TL’si para piyasası fonlarına yönelmiş, 23 milyar TL’si ise döviz mevduat içeren serbest fonlara kaydedilmiştir. Hisse senedi ve borçlanma aracı fonlarından ise sınırlı çıkışlar gözlemlenmiştir. Özellikle altın fonlarında dikkat çekici bir çıkış kaydedilmiştir. Hisse senedi fonlarında yaklaşık 400 milyon TL’lik net çıkış yaşandığı belirtilmiştir.

Rezervlerde Güçlü Toparlanma ve Harcama Eğilimlerinde Sektörel Ayrışmalar

TCMB rezervlerinde 19 Mart’tan bu yana yaşanan kaybın önemli ölçüde geri alındığı görülmektedir. 28 Nisan itibarıyla dip seviyeye ulaşan brüt rezervlerin son günlerde hızla toparlandığı ve yaklaşık 155 milyar dolara ulaştığı ifade edilmektedir. Swap ve altın etkilerinden arındırılmış kayıplar dikkate alındığında, net rezervlerin yaklaşık 42 milyar dolar seviyesine yükseldiği hesaplanmaktadır. Swap hariç net rezervlerin 22 milyar dolar civarında olduğu, günlük 1–2 milyar dolar artışın sürdürülebildiği bildirilmektedir.

Kartlı harcamalar cephesinde ise yıllık bazda %47 oranında bir artış kaydedilmiştir. Tüketici harcamalarında özellikle eğitim, sağlık ve bireysel emeklilik gibi fiyat ataleti yüksek kalemlerin pozitif ayrıştığı gözlemlenmiştir. Buna karşın, elektrikli ve elektronik eşya harcamalarında belirgin zayıflama sürmektedir. Bu durumun yüksek faiz ortamı nedeniyle ertelenen dayanıklı tüketim eğilimiyle bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Sigorta ve havayolu sektörlerinde de zayıf büyüme oranları dikkat çekmiştir. Giyim, telekomünikasyon ve mobilya harcamalarında ise sınırlı toparlanmalar kaydedilmiştir.

Sonuç olarak, Mayıs ortası itibarıyla hem makroekonomik göstergeler hem mikro düzeyde yatırımcı davranışları, Türkiye ekonomisinde TL’ye olan yönelimin güçlendiğini ve rezerv tarafında pozitif ayrışmanın sürdüğünü göstermektedir. Harcama eğilimleri ve fon tercihlerinde yaşanan ayrışmalar, tüketici davranışlarının faiz rejimi ve risk algısı ekseninde yeniden şekillendiğine işaret etmektedir.

 

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler