Dünya Ekonomisi
Citi Group: ABD Tarifelerinin Küresel Ekonomiye Etkisi – Fırtına Öncesi Sessizlik
Rapora göre, 2025 yılı için küresel büyüme tahmini yüzde 2,3’e çekildi; bu oran 2024’te yüzde 2,8 seviyesindeydi. Gelişmiş ekonomiler bu yavaşlamadan daha sert etkileniyor ve büyüme sadece yüzde 1’in hemen üzerinde kalıyor. Gelişmekte olan ekonomilerde ise yavaşlama daha sınırlı.

Citi Research’ün yeni yayımladığı “Küresel Ekonomik Görünüm ve Strateji” raporunda, Başekonomist Nathan Sheets liderliğindeki analist ve ekonomist ekibi, ABD’nin uygulamaya koyduğu gümrük tarifelerinin küresel ekonomi üzerindeki kalıcı etkilerini değerlendiriyor. Rapora göre, 2025 yılı için küresel büyüme tahmini yüzde 2,3’e çekildi; bu oran 2024’te yüzde 2,8 seviyesindeydi. Gelişmiş ekonomiler bu yavaşlamadan daha sert etkileniyor ve büyüme sadece yüzde 1’in hemen üzerinde kalıyor. Gelişmekte olan ekonomilerde ise yavaşlama daha sınırlı.
2026’da toparlanma öngörülse de, bu toparlanmanın oldukça zayıf olacağı ve küresel büyümenin sadece yüzde 2,4’e çıkacağı tahmin ediliyor.
Dirençli Bir Küresel Ekonomi Ama…
Citi uzmanları, mevcut tabloya rağmen küresel ekonominin tarifelerin getirdiği belirsizliği şu ana kadar başarılı şekilde absorbe ettiğini ve faaliyetlerde sadece hafif bir yavaşlama yaşandığını belirtiyor. Küresel PMI verileri güçlü seyrini korurken, dünya borsaları da nisan ortasındaki dip seviyelerden toparlanarak son zirvelere yaklaşıyor.
Ancak bu direncin nedeni, tarifelerin henüz tam olarak devreye girmemesi. Şirketler ve hanehalkı, tarifeler devreye girmeden önce harcamalarını öne çekti. Otomobil ve elektronik ürünlerde tüketim artarken, şirketler stoklarını hızla artırdı. Bu nedenle ABD ithalatı mart ayında ekim ayına göre yüzde 30’a yakın artış gösterdi. Yani tarifeler beklenenin aksine ABD’nin dış talebini azaltmak yerine kısa vadede artırdı.
Ancak Etki Gecikmeli Gelebilir
Tarifelerin tam etkisi hissedildiğinde harcamalar iki yönlü baskı altına girebilir: Satın alma gücü düşecek ve önceden yapılan harcamaların “geri ödemesi” başlayacak. Bu da ABD’de tüketimi ve büyümeyi zayıflatabilir.
Beyaz Saray’dan Pratik Adımlar
Rapor, Beyaz Saray’ın tarifeleri uygularken gösterdiği pragmatik yaklaşımı da olumlu bir gelişme olarak vurguluyor. 90 günlük karşılıklı tarife ertelemesi, elektronik ürünler için muafiyetler ve Çin ile ticaret savaşını yumuşatma adımları bu çerçevede değerlendiriliyor. Temmuz başında sona erecek ertelemeden önce çok sayıda ticaret anlaşmasının imzalanması bekleniyor.
Bu gelişmeler ışığında Citi, 2025 küresel büyüme tahminini 0,2 puan yukarı çekti; 2026 için ise artış 0,1 puanla sınırlı kaldı. Ancak “fırtına öncesi sessizlik” uyarısını yineleyen uzmanlar, yılın ikinci yarısında büyümenin belirgin şekilde yavaşlamasını ve aşağı yönlü risklerin artmasını bekliyor.
Enflasyon Düşüşte, Ancak ABD Ayrışıyor
Küresel enflasyon düşüş eğilimini sürdürüyor. Manşet enflasyon yeniden yüzde 2 seviyesine indi. Çekirdek enflasyon da düşse de pandemi öncesi seviyelere henüz inmiş değil. Citi, küresel büyümenin zayıf seyri ve petrol fiyatlarının düşük kalması nedeniyle enflasyonun baskı altında kalmaya devam edeceğini öngörüyor.
Ancak ABD’de tarifelerle birlikte enflasyonun yeniden yukarı yönlü hareket etmesi bekleniyor. Diğer ülkelerde ise talep daralması nedeniyle enflasyonun daha da düşmesi mümkün.
Tarifelerde Belirsizlik Sürüyor
Küresel piyasalarda son aylarda iki yönlü bir belirsizlik yaşanıyor: Tarifelerin uygulanmasındaki zigzaglar nedeniyle oluşan politika belirsizliği ve genel ekonomik görünümdeki riskler. Trump yönetiminin tarifeleri, son on yılların en agresif ticaret adımı olarak değerlendiriliyor ve küresel entegrasyonun ardından bu tür şoklara karşı daha hassas hale gelen ekonomileri ciddi şekilde etkiliyor.
Olumlu gelişme olarak, ticaret anlaşmalarının artmasıyla politika belirsizliğinde azalma görülüyor. Önümüzdeki haftalarda ABD’nin Japonya, Güney Kore, Hindistan, Suudi Arabistan, Avustralya ve Vietnam gibi ülkelerle yeni anlaşmalar yapması bekleniyor. ABD’nin bu ülkelerden beş başlıkta taviz talep ettiği belirtiliyor: (1) ABD ihracatına düşük tarifeler, (2) ABD malı ürünlerin alımı, (3) döviz kuru politikaları, (4) Çin’den yapılan yeniden ihracatların sınırlandırılması, (5) tarife dışı engellerin kaldırılması.
ABD Tarifeleri %15’e Yükselebilir
Citi, ABD’nin genel tarife oranının ortalama yüzde 15’e çıkabileceğini öngörüyor. Bu oran, Trump’ın göreve başladığı 2017’de yalnızca yüzde 2,5’ti. Tarifelerin ABD GSYH’sini önümüzdeki 4-6 çeyrekte 1 puan azaltması bekleniyor. Küresel ekonomi üzerindeki etkisi ise yaklaşık yarım puan düzeyinde olacak.
Merkez Bankaları Nasıl Tepki Verecek?
ABD’de tarifeler “stagflasyonist” bir etki yaratabilir: Hem fiyatlar artacak hem de büyüme baskı altına girecek. Bu durumda Fed’in faiz politikası belirsizliğe giriyor: Enflasyonu kontrol altına almak için faiz artırmak mı, yoksa büyümeyi desteklemek için faiz indirmek mi?
Citi, Fed’in sabırlı kalacağını ve ancak büyüme belirgin şekilde yavaşlarsa faiz indirimi yapacağını öngörüyor. Bu şartların son çeyrekte oluşması bekleniyor, ancak bazı senaryolarda bu adım daha erken de gelebilir.
Diğer merkez bankaları içinse tablo daha net: Tarifelerin neden olduğu dış talep daralması, para politikasında gevşemeyi zorunlu kılıyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) bu yıl şimdiye dek toplamda 175 baz puan faiz indirdi ve 75 baz puan daha indirim bekleniyor. İngiltere Merkez Bankası da bu ay faiz indirimlerine başladı. Japonya ve Brezilya Merkez Bankalarının faiz artırımlarını ertelemesi de bu eğilimi destekliyor.
Ancak yine de bazı merkez bankalarının neden daha agresif davranmadığı tartışılıyor. Bu çekingenliğin nedeni; belirsizlik ortamında tarifelerin nihai etkisini görmek istemeleri, büyümenin hâlâ güçlü seyretmesi, döviz kuru baskıları ve Fed’e paralel hareket etme eğilimi olabilir. Ancak Citi’ye göre zamanla bu bankalar kendi yollarını çizmek zorunda kalacak.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]