Sosyal Medya

Para-banka-finans

Recep Erçin yazdı: Faiz politikası vatandaşı neden ıskaladı?

Para parayı çeker derler ya enflasyonist dönemde de enflasyonla mücadele ederken de cefası dar gelirliye sefası zengine olan bir model söz konusu.

Recep Erçin yazdı: Faiz politikası vatandaşı neden ıskaladı?

21 Nisan 2024’te “Bankalar ‘locals’den alıp zengine veriyor” başlıklı köşe yazımda büyük montanlı mevduatlar ile küçük montanlı mevduatlar arasındaki faiz farkına dikkat çekmiştim.

 

Yazının tamamını Google’da tarama yaparak bulabilirsiniz. Ancak yazındaki şu tespiti buradan alıyorum:

 

BDDK verilerine göre yurt içinde yerleşik mudi sayısı 168 milyon 94 bin.

 

Toplam mevduat tutarı da 8.53 trilyon TL.

 

Bir milyon TL ve üzerinde mevduata sahip olanların sayısı 1.36 milyon ve toplam mevduat varlıkları yaklaşık 6.6 trilyon TL.

 

Yani toplam mudi sayısının binde 8’i toplam mevduatın yüzde 77’sine sahip.

 

250 bin TL ile 1 milyon TL arasında Türk parası mevduata sahip mudi sayısı da 3.8 milyon bunların varlığı ise bir trilyon liradan biraz fazla.

 

Para parayı çeker derler ya enflasyonist dönemde de enflasyonla mücadele ederken de cefası dar gelirliye sefası zengine olan bir model söz konusu.

 

*

 

Bundan sonra 24 Nisan 2024’te kaleme aldığım “Sıkı para politikası neden işe yaramıyor?” başlıklı yazımda “Kredi kartı ile mutfak alışverişini yapabilen, kredi çekip düğün masraflarını karşılayabilen, araba veya ev alması artık hayalden öte geçemeyen dar gelirli sınıfın bir şekilde biriktirdiği üç kuruşa da hak ettiği faiz verilmiyor. Bilhassa küçük çiftçi, ürünü hasat edip parasını bir kamu bankasına koyduğunda, bankanın TL mevduat sıkıntısı olmadığından, en dip faize mahkum oluyor” yorumunu yaptım ve bankacı arkadaşlardan gelen neden ayrışan oranlarda faiz uygulandığına ilişkin yorumları da okurlarımıza aktardım. Hatta o yazıda vadesizde duran yani faiz neması almayan mevduatın büyüklüğüne de işaret ettim. Aynı yazıda “Liralaşma hususunda sade vatandaşa, enflasyona karşı ezilmediğini hissettirecek oranda faiz verilmediği sürece, bu harcama furyası devam eder” diye ekledim.

 

*

 

12 Mayıs 2024 tarihinde “Uydur uydur yaz; ne âlâ memleket!” başlıklı köşe yazımda da, “Tasarrufların büyük kısmı belli bir azınlığın elinde olduğundan yüksek faiz ortamından bu mutlu azınlık istifade ederken çok daha geniş bir kesimi temsil eden üç kuruş birikimi olan küçük mudilere neredeyse beklenen enflasyonun altında faiz verildiği dönemler oldu. Burada haksız bir sermaye aktarımı söz konusu. Haliyle tasarruflarını bankada tutma niyeti olan geniş halk kitleleri uygun faizi alamayınca seçim öncesi spekülasyonların da etkisiyle yastık altı altın ve dövize kaydı. Biz de bu gerçeği kaleme alarak otoritenin dikkatini çekmek istedik. Nihayetinde Merkez Bankası yılın ikinci enflasyon raporunun birinci kutusunda ‘Yüksek ve Düşük Montanlı Mevduata Uygulanan Faiz Farkı ve Nedenleri’ başlığı ile konuyu ele aldı” diyerek banka yönetimi ve uzmanlarına teşekkür ettim.

 

*

 

Mayıs 2024’te yayımlanan TCMB ikinci enflasyon raporunun ilgili kutusunda; “Bankaların mevduata uyguladıkları faiz oranları mevduat büyüklüklerine göre belirgin olarak ayrışmakta ve küçük tutarlı mevduata büyük tutarlı mevduata göre daha düşük faiz oranı uygulanmaktadır. Yüksek ve düşük tutarlı mevduat faiz oranları arasındaki farkın enflasyon beklentilerinin bozulduğu ve para politikasının sıkılaştığı dönemlerde yükseldiği izlenmektedir. Mevduat büyüklüğüne göre faiz ayrışmasının boyutu, analiz edilen tüm dönemlerde bankaların büyüklüğüne duyarlıyken, bankaların likiditesi de söz konusu ayrışmada etkili olabilmektedir. Son olarak, söz konusu ayrışmanın politika düzenlemelerine de duyarlı olduğu ve özellikle Türk lirasına geçiş hedeflerinin uygulanmakta olduğu 2022 yılı son çeyreği sonrasında faiz farklılaşmasının arttığı gözlenmektedir. Düşük tutarlı mevduata sahip yatırımcıların yüksek tutarlı mevduata benzer faizler alması, yatırımcının tüketim yerine tasarruf tercihini artırarak enflasyon görünümüne olumlu katkıda bulunacaktır” tespitleri yer aldı.

*

 

25 Ocak 2025 tarihinde Merkez Bankası sitesinin ekonomi notlarında yayımlanan Tuba Pelin Sümer, Ayça Topaloğlu-Bozkurt imzalı “Mevduat Büyüklüğüne Göre Faizlerdeki Ayrışmayı Etkileyen Faktörler” başlıklı çalışmada da, “Türkiye örneğinde yüksek ve düşük tutarlı mevduat veri setinden yararlanılarak elde ettiğimiz betimsel ve ampirik bulgularımız, yüksek ve düşük tutarlı mevduat hesaplarının faiz oranları arasındaki farkın enflasyon beklentilerinin bozulduğu ve para politikasının sıkılaştığı dönemlerde yükseldiğine işaret etmektedir. Literatürle uyumlu olarak, bankaların büyüklüğünün ve likit olma durumlarının (piyasa fonlaması payının) da mevduat büyüklüğüne göre faiz farklılaşmasında etkili olduğu görülmektedir. Ayrıca, analiz döneminde uygulanan TL mevduat payının artırılmasına yönelik politikaların faiz farkının yükselmesine neden olduğu bulunmaktadır. Yine literatürle ilişkili olarak, banka spesifik değişkenlerden, mevduat dışı fonlama payı ve maliyeti, sermaye yeterlilik rasyosu ve kredi büyümesi de dönemsel olarak mevduat faizlerinde etkili olmaktadır. Bununla birlikte, kur korumalı hesapların mevduattaki payı düştükçe ve enflasyon beklentileri iyileştikçe söz konusu faiz farkının azalacağı değerlendirilmektedir. Düşük tutarlı mevduata sahip yatırımcıların yüksek tutarlı mevduata benzer faizler alması, yatırımcının tüketim yerine tasarruf tercihini artırarak enflasyon görünümüne olumlu katkıda bulunacaktır” denildi.

 

*

 

Özetle TCMB uzmanlarının da tespit ettiği üzere; elinde yüksek tutarda mevduat tutan azınlık nispeten yüksek faiz geliri (50-60) ile beklenen enflasyon paralelinde kendini korumaya alırken, düşük tutarlı mevduata sahip geniş bir kitle daha az mevduat faizi ile (yüzde 34-40) geçen süreçte enflasyona (2024 yıl sonu yüzde 44,38) ezdirilmiştir. Bu durum da zaten harcama ve tasarruf gücü yüksek varlıklı kesimin daha çok zenginleşmesine neden olurken, tasarruf gücü düşük ve harcama eğilimi yüksek kesimin enflasyonist talep yaratmasını sağlamıştır. Bu bakımdan parasal sıkılaşma tasarruf eğilimi düşük kitleleri tasarrufa yöneltmede pek etkili olamamıştır. Bu konu da vatandaşların tasarruf eğilimleri ve aynı dönemde düşük montanlı mevduatların reel anlamda gelişimi incelenerek değerlendirilmeye muhtaçtır.

 

Yazarın  Linked-In paylaşımıdır

BAKMADAN GEÇME

  • FT ÖZEL | ABD ve AB Tarife Görüşmelerini Başlatmak İçin Uzlaştı

    Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri, Başkan Donald Trump’ın uygulamaya koyduğu gümrük tarifelerinin en sert etkilerini önlemek için ticaret görüşmelerini ciddiyetle başlatma kararı aldı. Böylece taraflar arasında aylardır süren çıkmaz kırılmış oldu. Daha önce Trump’ın ekibinden müzakere randevusu almakta zorlanan AB, nihayet masaya oturmayı başardı.

  • ANALİZ: İstanbul Barış Görüşmeleri, Ukrayna ve Rusya Arasındaki Derin Uçurumu Ortaya Koydu

    2022’de Moskova’nın Ukrayna’yı tam ölçekli işgalinden bu yana taraflar arasında yapılan ilk üst düzey yüz yüze görüşmeler, bir ateşkese giden yolda hâlâ ne kadar uzakta olduklarını gözler önüne serdi. Her ne kadar bin savaş esirinin karşılıklı olarak takas edilmesi konusunda prensipte anlaşma sağlanmış olsa da, temel meselelerdeki görüş ayrılıkları derinliğini koruyor.

  • FÖŞ’den Günün Yorumu: BM’den Küresel Ekonomiye Uyarı: Tehlikeli Bir Eşikten Geçiyoruz

    Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı, 2025 yılı için küresel ekonomiye dair oldukça karamsar bir tablo çizdi. Artan ticaret gerilimleri ve politika belirsizliklerinin dünya genelindeki ekonomik beklentileri önemli ölçüde zayıflattığı vurgulanırken, özellikle ABD’de yükselen tarifelerin küresel tedarik zincirlerini bozması, üretim maliyetlerini artırması ve yatırımları geciktirmesi bekleniyor.

  • Moody’s’in Not İndirimi Piyasaları Sarstı: Wall Street Stratejistlerinden İlk Tepkiler

    Bloomberg: ABD’nin kredi notunun Moody’s tarafından düşürülmesi sonrası Wall Street’te hisse senetleri gerilerken, tahvil getirileri yükseldi. Moody’s, artan borç yükü ve faiz maliyetlerini gerekçe göstererek ABD’nin notunu “Aaa”dan “Aa1”e düşürdü.

  • CHP/Karatepe: Düşen İşsizlik Değil, Umut!

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Hazine ve Maliye Politikalarından Sorumlu Yalçın Karatepe, TÜİK’in açıkladığı işsizlik verilerini ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamalarını sert bir dille eleştirdi. Karatepe, geniş tanımlı işsizliğin yüzde 28,5 seviyesinde olduğuna dikkat çekerek, “Sessizliğe başarı süsü vermek, yoksulluğa istihdam demek, halkla alay etmektir” dedi.

  • İŞ YATIRIM: Para Nereye Gidiyor?

    Yabancı Sermaye Girişi Artarken Yerli Yatırımcı Dövizden Uzaklaşıyor 9 Mayıs haftası itibarıyla finansal piyasalarda sermaye akımlarına ilişkin olumlu işaretler değerlendirilmektedir.…

  • Yabancı alacaklılara  yapılan ödemeler rekor kırıyor

    Yeterli döviz girişi sağlanamadığında ya da herhangi bir nedenden ötürü dış sermaye ülkeden çıkmaya başladığında TL değer kaybeder, çıkışın boyutuna göre ekonomi krize sürüklenebilir.

  • ANALİZ: Borsa İstanbul Görünümü – Satışlar Devam Edebilir mi?

    Piyasalarda Belirsizlik ve Sert Satışlar Borsa İstanbul’da 16 Mayıs 2025 tarihinde yaşanan sert satış dalgası, özellikle kritik 9.500 puan seviyesinin…

  • İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Kapanış Raporu

    İş Yatırım global hisse senetleri, emtia ve tahvil pazarında haftayı değerlendirdii

  • CDS piyasası İmamoğlu’nu unuttu

    Merkez Bankası’nın rezerv birikimine yeniden başlaması ve PKK’nın kendini feshetmesi gibi gelişmelerin ardından Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), yaklaşık iki ay sonra ilk kez 300 baz puanın altına geriledi.

  • İmamoğlu’ndan AKP’ye korkunç suçlama: İstanbul’da 15 yılda 85 milyar dolar rant sağladınız

    Tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Yeşil alanları, deprem toplanma alanlarını, askeri alanları imara açtınız, birilerine özel imar verdiniz, şehri katlettiniz, trafiği mahvettiniz. Sadece 15 yılda 130 projede kamu alanlarından ve imar hareketliliğinden birilerine sağladığınız rant tam 85 milyar dolar." dedi.

  • ŞOK: Moody’s ABD’nin Kredi Notunu Düşürdü

    ABD’nin 36 trilyon dolara ulaşan kamu borcu, Moody’s tarafından verilen en yüksek kredi notuna mal oldu. Moody’s, 1919’dan bu yana korunan “Aaa” notunu bir kademe indirerek “Aa1” seviyesine çekti ve ülkenin görünümünü “negatif”ten “durağan”a revize etti.

  • Gönül Tol’dan ABD’ye Uyarı: Trump, Erdoğan’ın Dopingli Benzeri

    Middle East Institute Türkiye Programı Direktörü Gonul Tol, Amerikan demokrasisinin tehdit altında olduğuna dair uyarısını açıkça dile getiriyor: Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'de 20 yılda inşa ettiği otoriter rejimi, Donald Trump birkaç yıl içinde kurabilir—belki de sürece çoktan başladı.

Benzer Haberler