Dünya Ekonomisi
Trump Çin’i deflasyona itiyor
ABD’nin uyguladığı yüksek gümrük tarifeleri Çin'in dış talebini boğarken, Pekin yönetimi ihracatçıları iç pazara yönlendirmeye zorluyor. Ancak bu strateji, halihazırda zayıf tüketim ve aşırı kapasite nedeniyle baskı altında olan Çin ekonomisinde deflasyon riskini derinleştiriyor

Çin’de Deflasyon Derinleşiyor: Tarifeler, Zayıf Talep ve Aşırı Kapasite Ekonomiyi Sarsıyor
ABD’nin uyguladığı yüksek gümrük tarifeleri Çin’in dış talebini boğarken, Pekin yönetimi ihracatçıları iç pazara yönlendirmeye zorluyor. Ancak bu strateji, halihazırda zayıf tüketim ve aşırı kapasite nedeniyle baskı altında olan Çin ekonomisinde deflasyon riskini derinleştiriyor. Goldman Sachs, 2025 yılı boyunca Çin’de perakende enflasyonunun %0’a gerileyeceğini ve toptan eşya fiyatlarının %1,6 düşeceğini tahmin ediyor.
İhracatın Daralmasıyla Gelen Fiyat Savaşları
ABD’ye yönelik siparişlerin sert düşüş göstermesi üzerine Çin, ihracatçılarını ürünlerini iç pazarda satmaya teşvik ediyor. Yerel yönetimler ve JD.com, Tencent, Douyin gibi büyük e-ticaret platformları bu girişimi destekliyor. Örneğin JD.com, ihracatçılara destek amacıyla 200 milyar yuanlık (yaklaşık 28 milyar dolar) bir fon ayırdı ve ABD’ye gönderilmek üzere üretilmiş ürünlere %55’e varan indirimler uyguluyor.
Ancak bu stratejinin yan etkisi, Çinli firmalar arasında sert fiyat rekabeti oldu. Barclays Bank’ın kıdemli Çin ekonomisti Yingke Zhou, “Bu durum, şirketlerin kârlılığını eritiyor ve istihdamı tehdit ediyor” diyor. Özellikle gelir güvencesi eksikliği ve işsizlik kaygıları, iç tüketici talebini daha da zayıflatıyor.
TÜFE ve ÜFE’de Süregelen Gerileme
2023 ve 2024 yıllarında sıfıra yakın seyreden tüketici fiyat endeksi (TÜFE), 2025’in Şubat ve Mart aylarında arka arkaya düşüş göstererek negatif bölgeye geçti. Üretici fiyat endeksi (ÜFE) ise Mart itibarıyla üst üste 29. ay düşüş yaşadı ve yıllık bazda %2,5 geriledi. Morgan Stanley ekonomistlerine göre Nisan ayında ÜFE’nin %2,8’e kadar düşmesi bekleniyor.
Fazla Arz Sorunu ve Talep Daralması
Goldman Sachs Çin Başekonomisti Shan Hui, ABD’den gelen siparişlerin ani kesilmesinin ardından iç ve diğer dış alıcıların bu fazla arzı absorbe edebilmesi için fiyatların daha da düşmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak üretim kapasitesinin kısa sürede daraltılamaması, bazı sektörlerde aşırı kapasite krizini derinleştirebilir.
Goldman, Çin’in 2025 yılı büyüme hedefini %5 civarında belirlemesine rağmen, GSYİH artışının yalnızca %4 olacağını öngörüyor.
Tarife Savaşları ve İflas Riski
2025 yılında ABD Başkanı Donald Trump, Çin mallarına uygulanan tarifeleri %145’e yükseltti. Bu, son 100 yılın en yüksek seviyesi. Karşılık olarak Çin de %125 oranında ek gümrük vergileri getirdi. Chanson & Co.’dan Shen Meng’e göre, Pekin’in ihracatçıları iç pazara yönlendirme çabası kısa vadeli bir çözümden öteye geçemeyecek.
ABD pazarındaki kayıplar, Çinli ihracatçıları iç pazarda düşük marjlarla çalışmaya zorladı. Geciken ödemeler, yüksek iade oranları ve fiyat savaşları, şirketlerin gelirlerini eritirken bazı firmaların faaliyetlerini durdurmasına yol açtı. Shen, “Bazı firmalar iflas etmek zorunda kalacak. Diğerleri ise zararla çalışarak sadece üretim hatlarını açık tutmaya çalışacak,” diyor.
İşsizlik Artıyor, Tüketici Güveni Zayıf
Goldman Sachs’a göre, Çin’deki ABD’ye yönelik ürünlerin üretiminde yaklaşık 16 milyon kişi çalışıyor. Bu, toplam iş gücünün %2’sinden fazlası demek. E-ticaret şirketlerine düşük değerli ürünleri ABD’ye vergisiz göndermelerine olanak tanıyan “de minimis” muafiyetinin kaldırılması da küçük ve orta ölçekli firmalar üzerindeki baskıyı artırdı.
Eurasia Group Çin Direktörü Wang Dan, bu gelişmelerin özellikle ihracata bağımlı bölgelerde işsizlik oranlarını artırdığını belirtiyor. 2025 yılında kentsel işsizlik oranının ortalama %5,7’ye çıkması bekleniyor; bu oran resmi hedef olan %5,5’in üzerinde.
Pekin’in Teşvik Yaklaşımı: Bekle ve Gör
Son yıllarda ihracatın güçlü olması, Çin’in emlak sektöründeki krizden kaynaklı yatırımlar ve tüketici harcamalarındaki düşüşü telafi etmesini sağlamıştı. Ancak şimdi, ABD tarifeleriyle birleşen emlak sektörü çöküşü, Çin’in iki ana ekonomik itici gücünü aynı anda kaybetmesine neden oluyor. Nomura’nın baş Çin ekonomisti Ting Lu, bu durumu “beklenenden daha kötü bir talep şoku” olarak tanımlıyor.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, Pekin yönetimi hala geniş çaplı bir mali teşvik programı açıklamış değil. Eurasia Group’tan Wang, Pekin’in deflasyonu kriz olarak görmediğini, düşük fiyatları halkın tasarruflarını artırmak için bir “tampon” olarak değerlendirdiğini ifade ediyor.
Uzun Vadeli Rekabet ve Yeni Dengeler
Pekin Üniversitesi’nden Prof. Justin Yifu Lin, artan iç rekabetin tüketimi teşvik edeceğini ve hükümetin mali ve parasal politikalarla satın alma gücünü destekleyebileceğini belirtti. Lin, ABD’nin üretimi yeniden ülkesine taşımasının en az bir iki yıl süreceğini ve bu süreçte Amerikan tüketicilerinin yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalacağını söyledi.