Sosyal Medya

Genel

Seda Demiralp: AKP’den kopan seçmen neden beklemede?

2023 seçimleri yaklaşırken, yeni seçim anketleri gelmeye devam ediyor. Temmuz sonunda yayınlanan Aksoy anketi iktidar partisi oylarının 2018 seçimlerinden bu…

Seda Demiralp: AKP’den kopan seçmen neden beklemede?

2023 seçimleri yaklaşırken, yeni seçim anketleri gelmeye devam ediyor. Temmuz sonunda yayınlanan Aksoy anketi iktidar partisi oylarının 2018 seçimlerinden bu yana 12 puan (%7 gibi önemli bir kısmı son 10 ayda olmak üzere) düşerek yüzde % 31 seviyesine gerilediğini ortaya koydu.[1] Yaklaşık bir ay önce yayınlanan Metropoll anketi sonuçları da neredeyse birebir aynı sonuçları gösteriyordu.[2]  Bu kısmı muhalefet için iyi haber şüphesiz. Fakat verilerde dikkat çeken bir başka durum AKP’den kopan bu yüzde 12’lik kesimin henüz net olarak diğer partilerden birine eklemlenmemiş olduğu. Tersine, İYİ Parti dışında diğer partilerin oyları da (CHP, HDP, MHP) AKP kadar ciddi olmasa da bir miktar düşmüş görünüyor.

Bir başka deyişle seçmen genel olarak bir yılgınlık içinde, fakat en büyük yılgınlık AKP seçmeninde. AKP’den ciddi bir kopuş olmuş, fakat bu kesim içine sinen bir başka adres de tam bulamamış gibi.

Benzer bir sonucu 2020 Konda araştırmasında tespit eden Bekir Ağırdır AKP’den uzaklaşmaya başlayan bu kitleyi işinden, evinden memnun olmayan ama henüz daha iyisini bulamadığından beklemede olanlara benzetiyor.[3]

Nedir bu beklemenin sebebi? Farklı bir partiye yönelmek seçmen için neden bu kadar zor?

Ağırdır’ın da isabetli biçimde tespit ettiği gibi bu duruma negatif kimliklenme kavramı açıklık kazandırıyor. Negatif kimliklenme siyasi kimliğin bir partiye duyulan yakınlık hissindense, başka bir partiye duyulan uzaklık hissiyle belirlendiği durumları anlatıyor ve kutuplaştırıcı popülist politikalarla derinleşiyor. Türkiye örneğinde bunu şu şekilde okuyabiliriz: AKP’ye verilen desteğin ardında bu partiye olan beğeni ve hayranlıktansa onun ana rakibi olan CHP’ye yönelik tepki yatıyor. Aynı şekilde CHP seçmeninin de tercihini CHP’ye olan pozitif duygularındansa AKP’ye olan negatif duyguları belirliyor.

“Negatif kimlikleneme”

Öte yandan Konda’nın Kasım anketleri bu negatif kimliklenmenin özellikle AKP seçmeninde azalmaya başladığını gösteriyor ki bu çok önemli. Rapora göre CHP’ye asla oy vermeyeceğini söyleyen AKP ve MHP seçmenlerinin oranı 2018’den 2020 ye belirgin biçimde azalmış. AKP seçmeni için bu oran %58’den % 51’e, MHP seçmeni içinse %53’den %30’a düşmüş.[4]

O halde bu süreçte anlamak gereken iki ayrı konu var. Birincisi, iktidar bloğundan oy kopuşları nasıl gerçekleşti ve gerçekleşmeye devam ediyor? İkincisi, bu partilerden koptuğu halde kutuplaşma sebebiyle muhalefet partilerine kaymakta zorluk çeken kararsız seçmen neden küçük adımlarla da olsa bu mental bariyerin etkisinden sıyrılmaya başladı?

Birinci sorunun uzun bir cevabı olsa da birkaç anlamlı dönüm noktası sayabiliriz. Şüphesiz en başta 2016 sonrası yaşanan önlenemeyen ekonomik kriz geliyor. Buna 2019 yerel seçimlerinde İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’na yapılan haksız muamelenin yarattığı kitlesel rahatsızlığı mutlaka eklemek gerekir. Nihayet pandemi sürecinde yaşanan maddi ve manevi sıkıntılara iktidarın yeterince karşılık veremeyişini de iktidardan kopuş sürecinin kilometre taşlarına eklemek gerek. Hiç şüphem yok ki iklim krizi ve bunun yangın, sel gibi sonuçlarıyla mücadelede yetersiz kalmak ve bu açıdan çok olumsuz tepkiler alan girişimlere (Kanal İstanbul projesi gibi) devam etmek de zaman içinde bu listeye eklenecek.

“Isınma süreci”

Gelelim iktidar cephesinden kopanların muhalefet partilerine yönelik yumuşama ve ısınma sürecini anlamaya.

AKP iktidara geldiğinden beri, bu sürecin orta vadede ironik biçimde radikal İslam’ı zayıflatacağını ve bu seçmen grubunda ideolojik ılımlılaşma yaratacağını öne sürmüştüm.[5]  AKP’nin giderek otokratikleşmesi bu fikrimi değiştirmedi. Çünkü AKP sertleşse de hareketin dini boyutu günden güne etkisini yitirdi, köktenci görüşler kitleselleşeceğine marjinalleşti.

Bu şaşırtıcı da olmamalı. Çünkü muhalefetteyken radikal olmak kolaydır. Muhalif hayal eder, hayaller ise doğası gereği radikal olur. Ütopyalar, ölümden sonraki hayat beklentisi ve ona dair düşlemler muhalefette sınırsızca işlenebilir. Oysa bir gün iktidara gelirseniz bir de bakarsınız ki günleriniz kirli su arıtmak, çöp toplamak, yol yapmak gibi günlük hayatın sıradan işleriyle geçmeye başlar. Öte dünya hakkında söylemlere, soyut tartışmalara vakit kalmaz. Seküler gruplarla kurulan koalisyonlar, yabancı hükümetlerle yapılan stratejik işbirlikleri de cabası olur.  Buna ilaveten iktidarın maddi güç getirmesi ve akabinde çeşitli dünyevi deneyimlerin keşfiyle dönüşüm derinleşir. Bir başka deyişle, sekülerleşmeyi “materyal dünya” ve “öte dünya”nın ayrışması olarak düşünecek olursak, iktidarda olmanın de-facto sekürleştirici ve ılımlılaştırıcı bir etkisi vardır. Bu sebeple AKP seçmeninde negatif kimliklenmenin azalmasının bir sebebinin AKP’nin bu derece uzun süre iktidarda kalması olduğunu söyleyebiliriz.

Yazının tamamı burada.

BAKMADAN GEÇME

  • Trump, Netanyahu ile Bağlarını Kesti: Ortadoğu’da İsrail Olmadan Adım Atacak

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump’ın Netanyahu’yu manipülasyonla suçladığı ve Ortadoğu stratejisini İsrail hükümetinden bağımsız yürüteceği bildirildi. 📌 Haber Metni: İsrail Ordu Radyosu’nun haberine göre, ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerini sonlandırma kararı aldı. Nedeni ise Netanyahu’nun Trump’ı yönlendirmeye çalıştığına dair oluşan güçlü şüpheler. Habere göre Trump’ın yakın çevresi, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e Trump’ın artık Netanyahu ile Ortadoğu politikalarında koordinasyon kurmayacağını bildirdi. Dermer’e aktarılan mesajda, Trump’ın en çok nefret ettiği şeyin “manipüle edilmek” olduğu vurgulandı. Bir İsrailli yetkili, Dermer’in Cumhuriyetçi çevrelerde alışılmış “kibirli” tutumunun bu gerginliği gidermeye yetmediğini belirtti. Bu gelişme, Israel Hayom gazetesinin Trump’ın Netanyahu’dan “hayal kırıklığına uğradığını” ve artık Ortadoğu’daki adımlarını İsrail’in onayını beklemeden atacağını yazmasının hemen ardından geldi. Trump, 20 Ocak 2025’te başkanlık görevine yeniden başladığından bu yana Netanyahu hükümetine geniş çaplı ve koşulsuz destek vermişti. Bu destek, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürütülen ve birçok çevre tarafından “soykırım” olarak tanımlanan askeri operasyonlara rağmen sürdü. Ancak Israel Hayom’un isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberde, iki liderin kişisel ilişkilerinin giderek soğuduğu ve karşılıklı hayal kırıklığının arttığı ifade edildi. Trump’a yakın iki üst düzey ismin kapalı kapılar ardında, Trump’ın artık İsrail’i beklemeyeceğini ve Ortadoğu gündemini kendi başına ilerleteceğini söylediği aktarıldı. Trump’ın hangi somut adımları atacağı belirtilmemekle birlikte, Tel Aviv’in Trump’ın İsrail’i dışarıda bırakarak hareket ettiğinden şikayet ettiği bildirildi. Bu duruma örnek olarak, Washington yönetiminin Yemen’deki Husilerle imzaladığı ateşkes anlaşması gösterildi. Anlaşma İsrail’e haber verilmeden sonuçlandırıldı ve Tel Aviv tamamen devre dışı bırakıldı. Bu son gelişmeler, iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin geleceği konusunda yeni soru işaretleri doğururken, Trump’ın Ortadoğu politikasında İsrail’siz bir dönem başlattığı yorumlarına yol açtı. Kaynak: İsrail Ordu Radyosu, Israel Hayom, Arap basını Atilla Yesilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected] 🔑 Anahtar Kelimeler: Donald Trump, Binyamin Netanyahu, Trump Netanyahu krizi, ABD İsrail ilişkileri, Ortadoğu politikası, Trump İsrail bağları, Israel Hayom, Gazze savaşı, Trump Husi ateşkesi, Trump dış politikası 2025, Ron Dermer, ABD diplomasisi 🧠 Meta Açıklama: Donald Trump, Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump, İsrail Başbakanı'nı manipülasyonla suçlarken, Ortadoğu'da yeni adımlarını İsrail ile koordinasyon kurmadan atmaya hazırlanıyor. Devamında istersen bu haber için görsel önerisi de sunabilirim WS37. Hazır mısın?

  • Çin’in Yeni Teşvik Paketi Piyasaları Etkilemedi: Gözler ABD ile Ticaret Görüşmelerinde

    Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için yeni bir teşvik paketi açıklasa da, piyasalar bu adımlara sınırlı tepki verdi. Yatırımcıların odağı ABD ile yürütülen kritik ticaret görüşmelerine çevrildi.

  • Bakan Uraloğlu Açıkladı: Türkiye’nin Sosyal Medya Şampiyonu Belli Oldu

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya kullanımıyla ilgili dikkat çeken verileri kamuoyuyla paylaştı. We Are Social ve Meltwater tarafından hazırlanan Dijital 2025 Türkiye Raporunu değerlendiren Bakan Uraloğlu, Türkiye'de internet kullanıcı sayısının 77,3 milyona ulaştığını, sosyal medya kullanıcılarının sayısının ise son bir yılda %1,7 artarak 58,5 milyona yükseldiğini açıkladı.

  • Yazılı basına telif koruması gelebilir

    TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında, Google’ın algoritma değişiklikleri ve bunların Türkiye’deki medya kuruluşları üzerindeki etkilerini görüşmek üzere toplandı. Yayman, "“Haberin telif konusu haline getirilmesini ve kullanıma bağlı olarak medya kuruluşlarına ücret ödenmesini talep ediyoruz" ifadesini kullandı.

  • Çetin Ünsalan Yazdı: Enflasyon düşerse, alım gücü artar mı?

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, veriler meselesine değinmedi...

  • Selçuk Bayraktar’dan sonra bu kez Güler Sabancı’dan uyarı geldi!

    Geçtiğimiz süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı ve BAYKAR Yönetim Kurulu Selçuk Bayraktar'ın yüzünü ve sesini kullanan yapay zeka dolandırıcıları bu defa da Güler Sabancı'nın kişisel bilgilerini kullandı...

  • Türkiye’nin dev çay firması satılıyor!

    Türkiye'nin en büyük çay üreticilerinden Of Çay, 6 yıl aranın ardından yeniden satılıyor. Şirketi 2019 yılında satın alan Jacobs kahvelerinin sahibi ABD merkezli Jde Peet’s, Türkiye'deki çay operasyonlarını elden çıkaracağını açıkladı...

  • Hububat ihracatı ilk dört ayda 4,2 milyar dolar oldu

    Buğday unu, makarna, bitkisel yağlar, bisküvi ile şekerli ve kakaolu ürünler başta olmak üzere temel gıda ürünlerini kapsayan hububat, bakliyat,…

  • Turkcell, BOTAŞ Fiber Altyapı İhalesini Kazandı! 15 Yıllık Stratejik Anlaşma…

    Türkiye’nin lider teknoloji ve iletişim şirketi Turkcell’den, Türkiye’nin sabit internet bağlantısı için dev adım…

  • Bitcoin 6 haneli kulüpte! Ticaret umudu kriptoyu uçurdu

    ABD-Çin görüşmeleri piyasalara moral verdi. Uzun süredir beklenen ABD-Çin ticaret görüşmeleri nihayet masada. Taraflardan gelen olumlu mesajlar, yatırımcıların güvenini tazeledi.

  • Kerevitaş’ın sürdürülebilir ve karlı büyümesi 2025’in ilk çeyreğinde de devam etti

    Türkiye’de dondurulmuş gıda ve margarin pazarının lideri Kerevitaş’ın 2025’in ilk üç ayındaki konsolide cirosu 6,9 milyar TL olarak gerçekleşti...

  • VakıfBank’tan 2025 Yılına Güçlü Başlangıç…

    Türkiye ekonomisinin istikrarlı büyümesine liderlik eden VakıfBank, 2025 yılının ilk çeyreğini güçlü bir performansla tamamladı...

  • Mevduatta getiri patlaması! Bankada parası olanlar dikkat: Yüzde 60’ı geçti

    Faiz maratonu başladı. Bankalar yarışta. Merkez Bankası'nın faiz artışı sonrası bankalar, vadeli mevduat faizlerini %50’nin üzerine taşıdı. Bazı kurumlar, hoş geldin faizi ile yüzde 52’yi gördü.

Benzer Haberler