Sosyal Medya

Gündem

Allianz Sigorta:  Artık konut sigortası bulmak imkansız olacak

Dünya sigorta ve varlık yönetim devi Allianz SE’nin geçen hafta yayınladığı “Climate Change Trade-Offs: What does it take to keep our world insurable?”, basında büyük ses getirdi.  Raporun temel fikri her yıl artan ve vaka başına daha fazla  hasara neden olan iklim felaketleri yüzünden konut sigortası bulmanın zorlaşacağı.

Allianz Sigorta:  Artık konut sigortası bulmak imkansız olacak

Dünya sigorta ve varlık yönetim devi Allianz SE’nin geçen hafta yayınladığı “Climate Change Trade-Offs: What does it take to keep our world insurable?”, basında büyük ses getirdi.  Raporun temel fikri her yıl artan ve vaka başına daha fazla  hasara neden olan iklim felaketleri yüzünden konut sigortası bulmanın zorlaşacağı. Sigorta edilmeyen konutlar ipotek edilemiyor, teminat verilip kredi sağlanamıyor.   Konut  sigortasının yaygınlığın yitirmesi kredi pazarında bu enstrümanları alıp-satanları da batırabilir.

 

Raporun özeti burada

 

İklim Değişikliğinin Ev Sigortası Maliyetlerine Artan Etkisi

 

İklim değişikliğinin giderek artan etkileri, özellikle ev sahiplerini ilgilendiren sigorta sektöründe önemli bir dönüşüme yol açıyor. Allianz’ın son analizleri, aşırı hava olaylarının sigorta sektörü ve dolayısıyla ev sahipleri üzerindeki artan finansal yükü açıkça ortaya koyuyor. Veriler, iklimle bağlantılı aşırı hava olaylarından kaynaklanan hasar maliyetlerinin 2000’li yılların başından bu yana neredeyse üçe katlandığını gösteriyor. Bu maliyet artışı, ev sigortasının gelecekteki karşılanabilirliği ve erişilebilirliği konusunda endişe verici bir tablo çiziyor.

Sigorta sektörünün geleneksel modelleri, benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya. Sel, sıcak hava dalgaları, orman yangınları ve şiddetli fırtınalar gibi olayların artan sıklığı ve yoğunluğu, sigortacıların yükselen riskleri doğru bir şekilde değerlendirmesini ve yönetmesini giderek zorlaştırıyor. Bu sadece artan ödeme vakaları anlamına gelmiyor; aynı zamanda sigorta primlerinin nasıl hesaplandığı ve savunmasız bölgelerde sürdürülebilir teminatın nasıl sunulabileceği gibi temel konuları da etkiliyor.

 

Allianz’ın analizi, piyasa istikrarsızlığı potansiyelinin gerçek olduğuna dair keskin bir uyarı içeriyor. Yüksek riskli bölgelerde ev sigortası maliyetlerinin aşırı derecede yükselmesi veya sigortacıların teminatı tamamen geri çekmeyi tercih etmesi durumunda, finansal sistem genelinde bir dizi olumsuz etki tetiklenebilir. Genellikle ev sahiplerinin yeterli sigortaya sahip olmasına bağlı olan ipotekler tehlikeye girebilir. Bu durum da kredi piyasalarını ve daha geniş ekonomiyi etkileyerek, sadece sigorta sektörünün ötesine uzanan kapsamlı bir finansal krize yol açabilir.

 

Bu iklim kaynaklı risklerin doğrudan etkisi, ev sahipleri tarafından artan sigorta primleri aracılığıyla zaten hissediliyor. Aşırı hava olaylarına eğilimli bölgeler, mülklerini koruma maliyetlerinde önemli artışlara tanık oluyor. Basında yer alan haberlerde dikkat çeken bir örnek, Avustralya’da ev sigortası primlerinin genel enflasyonun üzerinde bir oranda artış göstermesidir. Bu eğilim, küresel olarak diğer savunmasız bölgelerdeki ev sahiplerinin de yakın gelecekte benzer, hatta daha dramatik artışlarla karşılaşma olasılığının yüksek olduğunu gösteriyor.

 

Endişe verici bir gelişme olarak, bazı sigortacılar aşırı yüksek riskli kabul edilen pazarlardan stratejik olarak çekilmeye başlıyor. Sırasıyla kasırgalara ve orman yangınlarına karşı giderek daha duyarlı hale gelen Florida ve Kaliforniya’nın belirli bölgelerinden belgelenen çekilmeler, bu eğilimin somut bir örneğini teşkil ediyor. Sigortacılar teminat sunmayı bıraktığında, ev sahipleri en değerli varlıklarını korumak için gerekli finansal korumayı sağlayamayan zor bir durumda kalıyor. Bu sigorta eksikliği, bir felaketin ardından bireyler ve topluluklar için yıkıcı sonuçlar doğurabilir.

 

Allianz raporu ve sonraki basın haberleri, kapsamlı eylem için acil bir çağrının altını çiziyor. Temel mesaj açık: artan riskleri azaltmak ve finansal istikrarı korumak için sera gazı emisyonlarında önemli ve sürekli azalmalar hayati önem taşıyor. İklim değişikliği konusunda kararlı adımlar atılmadığı takdirde, birçok bölgede sigortanın karşılanamaz veya tamamen erişilemez hale gelmesi olasılığı giderek büyüyor. Bu durum, ev sahiplerini finansal olarak savunmasız bırakmakla kalmayacak, aynı zamanda konut piyasalarının ve daha geniş ekonominin istikrarını da zedeleyecektir. Rapor, iklim değişikliğiyle mücadele etmenin sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda bireyleri ve varlıklarını koruyan istikrarlı ve işlevsel bir finansal sistemi sürdürmek için de temel bir gereklilik olduğunu kritik bir şekilde hatırlatıyor.

 

BAKMADAN GEÇME

  • Ak Yatırım’dan Ahlatcı DoğalGaz ve Enerya Enerji için hisse değerlendirmesi

    Doğal gaz dağıtımı, katılım bankacılığı ve altın madenciliği alanlarında faaliyet gösteren Ahlatcı Doğal Gaz ve Enerya Enerji, defansif nakit akışları ile yüksek büyüme potansiyeline sahip iştiraklerin benzersiz bir birleşimini sunmaktadır...

  • ANALİZ: ABD Enflasyonu Düştü, Acep Ölçüm Hatası Mı?

    Kasım ayına ilişkin ABD enflasyon verisinin beklentilerin çok altında gelmesi piyasalarda ilk etapta olumlu bir hava yaratsa da, Wall Street ekonomistleri rakamların güvenilirliğini sorguluyor. Uzmanlara göre, yakın dönemde yaşanan hükümet kapanması nedeniyle veri toplama sürecinin aksaması, enflasyon rakamlarında aşağı yönlü ciddi bir sapmaya yol açmış olabilir.

  • Piyasanın ‘Rüya Takımı’ 2026’da Ne Bekliyor? 🎉

    Piyasalarda 2025’in sonuna gelirken gözler 2026’ya çevrildi. Peki 2026’da yatırımcıları neler bekliyor? Borsa, döviz, altın, tahvil piyasası ve kriptoda nasıl hareketler görebiliriz? Integral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer ve Perihan Tantuğ’un moderatörlüğünde, Murat Sağman, Cüneyt Paksoy, Atilla Yeşilada, Ali Perşembe ve Emrah Lafçı hem 2025’i değerlendirdi hem de 2026’ya yönelik beklentilerini anlattı…

  • 2026’ya Girerken ABD Borsaları İçin Riskler Artıyor

    ABD hisse senetleri 2026 yılına güçlü bir ivmeyle ve iyimser beklentilerle giriyor. Yapay zekâ odaklı büyüme hikâyesi, şirket kârlılıkları ve ekonomik dayanıklılık algısı piyasaları desteklerken, yatırımcıların göz ardı edemeyeceği önemli riskler de birikiyor. Değerleme seviyelerinden faiz patikasına, jeopolitikten ticaret politikalarına kadar uzanan bu riskler, ABD borsalarının üst üste dördüncü güçlü yılı yaşamasını zorlaştırabilir.

  • Luxera GYO Yeni Dönemi Başlatıyor: NEW ERA 2030 Vizyonuyla İstanbul’da Dört Yeni Projeye İmza Atıyor

    2024 yılında gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşüm sürecini tamamlayan Luxera GYO, kurumsal yapılanmasını güçlendirerek yeni bir büyüme fazına geçti. Şirket, dönüşüm odaklı stratejisi doğrultusunda 2026 itibarıyla İstanbul’da ikisi Anadolu Yakası’nda, ikisi Avrupa Yakası’nda olmak üzere toplam dört yeni projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor.

  • Neden Online İngilizce Platformları Artık Bir Adım Önde?

    Klasik kursların yerini artık online İngilizce platformları alıyor, hem de haklı sebeplerle. Çünkü insanlar artık zamana değil, zaman onlara uysun istiyor. Online platformlar da tam bunu sağlıyor: Esneklik, erişilebilirlik ve kişisel tempo. Sadece bilgisayar ya da telefonla, istediğin yerde, istediğin saatte derslere katılabiliyorsun. Üstelik canlı oturumlar, interaktif içerikler ve anında geri bildirimlerle öğrenme deneyimi hiç olmadığı kadar kişisel hale geliyor. Bu yazıda, online İngilizce platformlarının neden bir adım önde olduğunu yakından inceleyeceğiz.

  • Merkez Bankası Rezervleri Yükseliş Gösterdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 12 Aralık haftasında önemli bir artış kaydetti. Bir önceki haftaya kıyasla 4 milyar…

  • FT: Yapay zekâ veri merkezleri uzaya taşınırsa ne olur?

    Google’ın uzayda, güneş enerjisiyle çalışan bir yapay zekâ veri merkezi kurma fikri, AI patlamasının enerji ve altyapı sınırlarını zorladığını gösteriyor. Karada enerji, su ve arazi engelleriyle karşılaşan teknoloji devleri, çözümü yörüngede ararken; uzay çöplüğü, çarpışma riski ve yönetişim eksikliği gibi yeni ve çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor. Uzay veri merkezleri, AI’nin “sınırsız ölçeklenebilirliği” anlatısına güçlü ama tartışmalı bir metafor sunuyor.

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

Benzer Haberler