Barış Soydan
Yerli sanayiyi bitiren 3 neden: Enflasyon, değerli TL, Çin
Geçtiğimiz günlerde ayakkabı, çanta ve suni deri sektörünün merkezlerinden Gedikpaşa’ya giderek birkaç işyerine uğramış ve çaylarını içmiştim. Daha önce X’te…

Geçtiğimiz günlerde ayakkabı, çanta ve suni deri sektörünün merkezlerinden Gedikpaşa’ya giderek birkaç işyerine uğramış ve çaylarını içmiştim. Daha önce X’te paylaştığım izlenimlerim en azından bu sektörlerin ağır bir krizde olduğunu gösteriyordu:
-2 ayrı sektör de cirodaki daralma için aynı oranı verdi: %80.
-Sokaklar boş, her yer kiralık (Geçmişte boş yer bulmak için hanların odabaşılarına para vermek gerekiyormuş).
-Moda kelime: “Gitti gidiyor” (Türkçe meali: “Battı, batmak üzere”).
Krizin üç nedeni olduğunu söyleyebiliriz:
1) Enflasyon-maliyetlerdeki patlama
2) Sıkı para politikasının daraltıcı etkisi (Ticaret krediyle döndüğü için faiz yükselince likidite kurumuş. Birçok şirket güvenmediğine vadeli, çekle satış yapmıyor.)
3) Çin
Üçüncü madde ilk iki madde kadar önemli. Türkiye’de 11 Euro’ya imal edip nakliyesiyle (mesela) Bulgaristan’a 13 Euro’ya gönderilen çantayı Çinliler aynı ülkeye 8 Euro’ya gönderiyor, bu da Türkiye’de üretimi anlamsız kılıyor.
Gedikpaşa izlenimlerimi paylaştıktan sonra bana yazan sektörün çanta üreticilerinden biri Çin’in etkisine dair şu bilgileri verdi:
“Türkiye’de orta kalite malzemelerle 14 dolara mal ettiğimiz çanta (kendi atölyemiz de var) Çin’de çok daha iyi malzemeyle beraber 6 dolara üretiliyor. Çin’de üretilen 6 dolarlık çantayı buraya getirirsen Türkiye giriş maliyeti 15-16 dolara kadar çıkıyor. Ama gümrük işlerini yöneten bazı kişiler bu ürünleri el altından çok daha ucuza ülkeye sokabiliyor. Bütün sektör nereden ihale alsak ya da hangi ürünü kaçak getirsek de satsak diye düşünüyor. Buna bayrak markalarımız dahil, ürünlerini türlü hilelerle Çin’de ürettirip TR damgası vurabiliyorlar. Ticarette gücün kimi tanıdığına göre değişiyor…
Türkiye’de bırakın çanta yapmayı bez torba yapmak bile artık inanılmaz yoruyor. Şu an 4L diye tanımladığımız bir outdoor çanta için Türkiye’nin büyük atölyeleri 300-400 TL civarında ürün başı işçilik maliyeti çıkarıyor. Malzeme, işletme, pazarlama faaliyetleri olmadan 4L bir çantayı bu fiyatlara diktirebiliyor olmak gerçekten ticaretin doğasına aykırı. Türkiye’de malzeme yok, teşvik yok, nitelikli usta yok. Çok yüksek adetli satışlar yapabiliyor olmamıza rağmen bir sene daha mücadele edip daha sonra burada elde ettiğimiz tecrübeyle tamamen yurtdışına yönelmeyi planlıyoruz (Üretim, satış hepsi).”
Maliyetlerdeki patlama Çin’in yarattığı akıl almaz rekabetle birleşince (Buna ihracatçılar için ayrı bir sorun olarak değerli TL’yi de eklemeliyiz) Türkiye’de üretim yapmanın anlamı neredeyse kalmamış durumda. Sonuç, erken sanayisizleşme. Sanayinin 2022’de yüzde 26.4 olan milli gelirdeki payının 2025’in ilk çeyreğinde yüzde 19.2’ye gerilemesi bu gerçeği ortaya koyuyor zaten.
Enflasyonu, değerli TL’yi çok konuşuyoruz ama Çin’i pek konuşmuyoruz. Oysa görüldüğü gibi sanayideki erimede Çin faktörü de ciddi rol sahibi. Veriler de bunu doğruluyor zaten, Çin’den ithalat patlayarak 5 yılda iki katına çıktı.
Çin dünya pazarlarını teknolojisiyle, verimliliğiyle, yaratıcılığıyla ele geçiriyor olsaydı diyecek bir şey olmazdı ama bu “başarının” arkasında Pekin’in kendi iç pazarını, reel ücretleri demir yumrukla baskılayarak Çinli şirketleri dünya pazarlarına işgale zorlamasının payının büyük olduğunu artık biliyoruz.
Trump’ın Çin’e ticaret savaşı açması tümüyle nedensiz değildi, bu mesele hakkında bizim de konuşmamız lazım.