Yağız Kutay
Yağız Kutay Işık Yazdı: ‘Yeni Banknot Yok, Yeni KOBİ Var…’
Türkiye’de KOBİ tanımı değişti kısa zaman önce. Artık yıllık net satış hasılatı ya da bilanço değeri 1 milyar TL’ye kadar olan işletmeler “küçük ve orta ölçekli” kabul edilecek...

Türkiye’de KOBİ tanımı değişti kısa zaman önce. Artık yıllık net satış hasılatı ya da bilanço değeri 1 milyar TL’ye kadar olan işletmeler “küçük ve orta ölçekli” kabul edilecek. Düne kadar sınır 500 milyon TL idi. Böylece devletin resmi istatistiklerinde bir milyar lira cirosu olan şirket hâlâ “küçük” sayılacak.
İlk bakışta karar finansal kiralama, leasing ve KOBİ kredileriyle uğraşan bankacılık sektörüne büyük bir fırsat gibi görünüyor. Çünkü bir anda müşteri havuzu genişledi, kredi sözleşmelerinin potansiyel hacmi arttı. KOSGEB desteklerinden faydalanabilecek işletme sayısı da çoğaldı. Ama madalyonun diğer yüzüne bakınca tablo o kadar parlak değil.
Enflasyonun İtirafı
Alınan karar Türk Lirası’nın değer kaybını kabul etmek esasında. Nominal olarak 500 milyon TL artık eski 500 milyon değil. Bugünün 1 milyar cirosu, beş yıl önceki 300-400 milyonluk reel güce denk geliyor. Yani tanımı genişletmek, ekonomiyi büyütmekten çok enflasyonu telafi etmek için yapılmış bir ayar.
2009’da tedavüle giren 200 TL’lik banknot hâlâ cebimizdeki en büyük kupür. O gün aynı parayla 100 yumurta alınıyordu. Bugün aynı banknotla 24’lü paketi zor alabiliyoruz. Para küçülüyor ama banknot büyümüyor. Devlet 500’lük veya 1000’lik banknot çıkarmıyor. Durumu enflasyonun resmen itirafı olarak görüyor ekonomi yönetimi. Fakat aynı yapı KOBİ tanımını genişletmekten çekinmiyor. Bu da enflasyonun dolaylı bir itirafı değil de nedir?
Desteklerin Sulanması
Tanım genişleyince destek havuzu büyüdü ama kaynak aynı kaldı. Küçük esnaf, bakkal, atölye ile 1 milyarlık cirosu olan şirket aynı sıraya girdi. Küçük balıklar büyük balıkla aynı yem için yarışacak. Gerçekten küçük işletmeler desteklerden pay alamaz hale gelmesinin önüne nasıl geçecek? Cevabı basit: Mikro işletmelerle milyarlık şirketlere aynı desteği vermek değil, destekleri hedefe yönlendirmek.
Bu noktada niyet de tartışmaya açık. Daha çok şirketi memnun etmek mi, yoksa enflasyonist ortamda reel dengeleri korumak mı? Her ikisi de olabilir. Ama sonuç değişmiyor, destek sulanıyor.
Yapılan enflasyon düzeltmesi TL’nin alım gücü eridikçe rakamları şişirmekten başka bir işe yaramıyor. Gerçek çözüm, TL’nin değerini korumak. Bunun yolu da güven veren para politikası, tutarlı maliye disiplini ve en önemlisi enflasyonu kalıcı biçimde düşürecek bir strateji. Eğer fiyat istikrarı sağlanmazsa, beş yıl içinde KOBİ sınırı 2 milyar olacak, sonra 5 milyar. Ama gerçekten kimse büyümüş olmayacak.
Bir yandan “enflasyonu kabul etmiyorum” diyerek yeni banknot basmaktan kaçınan hükümet, diğer yandan KOBİ tanımını genişleterek fiilen enflasyonu kabul etmiş oluyor. Çelişki sadece para politikasının değil, kamu yönetiminin de samimiyet testi.
Ekonomi yönetiminin asli görevi KOBİ tanımıyla oynamak değil, TL’nin alım gücünü korumaktır. Gerçek çözüm, destekleri sulandırmak değil, doğru hedefe yöneltmek ve enflasyonu kalıcı biçimde düşürmek. KOBİ sayısı artıyor ama destekler aynı kalıyor. Yeni banknot yok, yeni KOBİ var.
Yağız Kutay Işık
Twitter: @yagizkutayisik