Sosyal Medya

Barış Soydan

Ekonomi yönetimi nerede hata yaptı; bundan sonrası için 3 senaryo

Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetimi kapsamlı bir programa dayanmadan ilerledi, sonuç vermedi; şimdi üç farklı senaryo tartışılıyor.

Ekonomi yönetimi nerede hata yaptı; bundan sonrası için 3 senaryo

Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetimini Nureddin Nebati’den, Gaye Erkan’ın da Merkez Bankası başkanlığını Şahap Kavcıoğlu’ndan devralmasından ve “Nas politikalarından” vazgeçilip faiz artırımlarının başlamasından kısa süre sonra, 23 Haziran 2023 tarihinde “Faiz kararıyla Türkiye kedinin kuyruğunu kovalaması sarmalına girdi” başlıklı bir yazı yazmıştım. Dikkatimi çeken şuydu: Evet, faiz artırımları başlamıştı ama ortada kapsamlı bir program ve o programı uygulayacak kadro yoktu. Şimşek yönetimine büyük kredi açıldığı günlerdi, piyasalarda parti havası vardı ve kimse sadece faizle, para politikasıyla sorunların çözülemeyeceğini görmek istemiyordu.

Aradan neredeyse iki sene geçti, artık sadece muhaliflerden değil iktidara yakın cenahlardan bile “Bu program çalışmıyor” sesleri yükseliyor. Temel parametrelere bakıldığındı sıkıntı gerçekten büyük. Enflasyon Şimşek’in görevi devraldığı tarihteki seviyeye yeni döndü, resmi verilere güven hâlâ sağlanamadı, halkın ve reel sektörün enflasyon beklentilerinde ciddi bir kırılma hâlâ olmadı. Üstelik ekonomi içinden çıkılması güç bir durgunluğa sürüklendi. Sonuçta maalesef ülke iki değerli yılını kaybetmiş görünüyor. Değerli iki yıl diyorum, çünkü şartlar yeni ekonomi yönetimi için aslında son derece destekleyiciydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi kariyerinde hiç olmadığı kadar sabırlı ve destekleyici davrandı. Enerji fiyatlarındaki düşük seviyeler çok ciddi bir fırsat penceresi açtı ve bu hâlâ devam ediyor. Nerede hata yapıldı?

 

ASLINDA PROGRAM HİÇ OLMADI

 

En önemli sorun, yazının başında belirttiğim gibi kapsamlı, adı konulmuş (Mesela 2001’deki “Güçlü ekonomiye geçiş” benzeri) bir programın en baştan beri olmamasıydı. Yani Şimşek’in sıklıkla değindiği “program” aslında hiç var olmadı. Ortada bir program değil para politikası ağırlıklı muğlak bir plan vardı ve o plan da para politikasında normalleşme adımlarıyla başlayıp Körfez’den gelecek sermaye ve sıcak para girişiyle zaman kazanmaktan ibaretti. Sonrası? Bir program olmadığı için sonrasına dair pek bir şey bilinmiyordu. Belki de bu yüzden ekonomi yönetimi mali alanda ve daha köklü yapısal adımlar konusunda kayda değer hiçbir adım atmadı, enflasyonla mücadelede bütün yükü para politikası taşıdı.

Bir başka sorun iletişim tarafındaydı. Ekonomi yönetimi uzun süre yabancı yatırımcılar dışında neredeyse kimseyle iletişim kurmadı. Üstelik en önemli aktörlerden olan Merkez Bankası Gaye Erkan’ın başkanlığı döneminde tarihe geçecek gaflar yapıldı.

Özetle kedi kuyruğunu kovalamaya devam etti, olmayan program, yetersiz kadrolar ile birleşince aslında bir devir fiilen kapandı. Para politikası tek başına yetmeyince ve mali ve yapısal reform tarafında ciddi adımlar atılmayınca Berat Albayrak ve Nureddin Nebati dönemlerinin eleştirilen uygulamaları birer birer geri döndü. Arka kapıdan rezerv satışlarıyla önceki dönemlerle yarışılmaya, makro ihtiyati tedbirler başlığı altında piyasa işleyişini bozan sayısız mikro tedbir hayata geçirilmeye başlandı.

 

BUNDAN SONRA NE OLABİLİR?

 

ABD’de seçimi kaybedip yeni seçilen başkan görevi devralana kadar görevine devam eden eski başkan için “topal ördek” tabiri kullanılır, görevdedir ama etkisi sınırlıdır. Şimşek’in içinde bulunduğu durum da açıkçası biraz buna benziyor, gidişi değiştirecek hamleler yapması epey zor. Önceki dönemlere göre önemli bir sorun, “köprüden önceki son çıkışların” tükenmiş olması. Albayrak ve Nebati dönemlerinde klasik politikalara dönüş ve faiz artışı dahil güçlü adımlarla ekonomiyi tekrar rayına oturtma seçeneği hep bir köşede dururdu. Nitekim her ikisi görevden ayrıldıktan sonra bu çıkışlar kullanıldı. Bugün ise o çıkışlar da kullanılmış ve tükenmiş durumda. Artık kısa vade için bile eskisi gibi kolay çözümler yok. Yüzde 50’ye dayanmış faiz daha ne kadar yükseltilebilir, hangi şok edici seviyeye çıkarılabilir? “Kutlu rezerv biriktirme seferberliği”ne yeniden girişmek mümkün mü? Kur şok edici biçimde salınmaya bırakılabilir mi? Bunlar yapılsa bile geçmişte fayda sağlayan bazı tedbirler bugün ters tepmez mi?

İlk senaryo 2023 mayısında yapılmayan yapılması ve kapsamlı bir ekonomi programının açıklanması olabilir. Mevcut siyasi tablo ve yaklaşan seçimler düşünüldüğünde bunun epey zor olduğu ortada. Toplum kesimlerinin artık rahatlama beklediği bir dönemde daha da zorlayıcı adımlar atılması neredeyse imkansız… Bu seçeneği zorlaştıran bir başka unsur ise bürokraside radikal bir programı uygulayabilecek kadroların bulunmaması.

Diğer uçtaki seçenek, Erdoğan’ın “seçim kazandıran sihirli formül” olarak uyguladığı, “Nas politikalarına”, genişlemeci politikalara dönülmesi. Bu da en az ilk seçenek kadar zor. Makro dengelerin bu kadar bozulduğu bir ortamda faiz oranları ve kredilerle ilgili olası yanlış kararlar bu kez daha büyük bir enflasyon dalgasına ve ağır bir stagflasyona yol açabilir. “Örtük kur garantili carry getirisi” ile bile çekilemeyen yabancı yatırımcı iyice ortadan kaybolurken ödemeler dengesi krizi baş gösterebilir. Hayır, gelir dağılımının ciddi ölçüde bozulduğu, hayat pahalılığının geniş toplum kesimlerinde gitgide daha fazla hissedildiği, firma bilançolarının yıprandığı, yatırım ve iş yapma iştahının tükendiği bir ortamda eski formülün çalışması mümkün değil.

Üçüncü senaryo, orta yol. Bu seçenekte yıpranmış kadrolar değiştirilir. Enflasyonla mücadeleyi daha gerçekçi bir zaman planına oturtan ve diğer alanlarda da rasyonel ve somut bir çerçeve ortaya koyan gerçekçi (ama çok iddiası olmayan) bir “ekonomi programı” açıklanır. Böylece seçime kadar geçecek dönemde sorunlar toptan çözülemez ama çözüm yoluna girildiği seçmene gösterilir, işlerin kontrol altında olduğu hissi verilir.

Şahsen son dönemde bu seçeneğin bir biçimde öne çıktığını düşünüyorum. Eski Ekonomi Bakanı Zeybekci’nin giderek artan görünürlüğü ve son açıklamaları bu kapsamda değerlendirilebilir. Ankara’da Cevdet Yılmaz koordinasyonunda sıfırdan bir program ve kadro çalışması yapılabileceğine dair rivayetler dolaştığını da ekleyeyim.

 

 

 

 

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler