Sosyal Medya

Borsa

TELKODER: Türk Telekom’un İmtiyaz Süresi Duyurusu Hukuki Süreçleri Yok Sayıyor!

TELKODER, Türk Telekom’un 27 Ağustos 2025 tarihinde yaptığı “özel durum açıklaması” ile kamuoyuna duyurduğu imtiyaz süresi uzatma kararını büyük bir endişe ve şaşkınlıkla karşıladığını vurguluyor...

TELKODER: Türk Telekom’un İmtiyaz Süresi Duyurusu Hukuki Süreçleri Yok Sayıyor!

Türkiye, elektronik haberleşme sektöründe önemli bir dönüm noktasındayken TELKODER, Türk Telekom’un 27 Ağustos 2025 tarihinde yaptığı “özel durum açıklaması” ile kamuoyuna duyurduğu imtiyaz süresi uzatma kararını büyük bir endişe ve şaşkınlıkla karşıladığını vurguluyor. Açıklamada yer alan görüşler şöyle sıralanıyor:

Hukuki Süreç Tamamlanmadan Yanıltıcı Açıklama

Türk Telekom’un yaptığı açıklamada, BTK ile mevcut imtiyaz sözleşmesinin 28 Şubat 2026’dan 28 Ağustos 2050’ye kadar uzatıldığı iddia edildi; bu kararın şirket yönetim kurulu tarafından onaylandığı ve Sermaye Piyasası Kurulu’na sunulacağı duyuruldu. Ancak duyuru, sürecin en kritik aşamalarından biri olan Danıştay görüşü tamamlanmadan yapıldı. Bu durum hem hukuki teamüllere hem de kamu yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerine açıkça aykırıdır.

Hukuki Çerçeve Göz Ardı Edildi

TELKODER olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) yapılan bilgi edinme başvurusuna 17 Eylül 2025’te verilen resmi yanıt, gerçeğin bambaşka olduğunu ortaya koyuyor: Tadil sözleşmesi henüz Danıştay’ın incelemesindedir ve süreç kesinleşmemiştir. Bu bağlamda, Türk Telekom’un kamuoyuna yaptığı duyuru, henüz tamamlanmamış bir süreci “sonuçlanmış gibi” sunarak; kamuoyunu yanlış yönlendiriyor ve hukuki denetim mekanizmalarını devre dışı bırakıyor.

Danıştay görüşü alınmadan imtiyaz sözleşmesinin yürürlüğe girmesi hukuken mümkün değilken, bu durumun kesinleşmiş gibi sunulması hem sermaye piyasası mevzuatına aykırıdır hem de tüm paydaşları yanıltıyor.

Rekabet Ortamının Geleceği Tehlikede

Türk Telekom’un özellikle sabit altyapıda sahip olduğu baskın konum ve alternatif işletmecilerin bu altyapıya bağımlılığı göz önüne alındığında, 2050’ye kadar uzatılacak imtiyaz sözleşmesinin sektördeki rekabet dengesini uzun vadeli olarak belirleyeceği açıktır. TELKODER üyesi 20 işletmeci, yatırım planlarını ve gelecek stratejilerini bu kritik belirsizlik ortamında şekillendirmek zorunda kalıyor.

2005 yılındaki özelleştirme sürecinde uygulanan şeffaflık ilkeleri ve rekabetçi güvencelerin, yenileme sürecinde göz ardı edilmesi kabul edilemez. Rekabet Kurumu görüşünün alınıp alınmadığı dahi belirsizken, çeyrek asırlık bir imtiyaz uzatmasının toplumsal ve ekonomik etkilerinin tartışılmaması düşündürücüdür.

Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik Şarttır

17 milyar dolarlık yatırım taahhüdünün içeriği, bu yatırımların sektöre ve tüketicilere nasıl yansıyacağı tamamen muğlaktır. Fiber altyapının sadece Türk Telekom’un tekelinde kalması değil, tüm sektörün adil koşullarda erişimine açılması, dijital dönüşümün başarısı için hayati önemdedir. Kamu hizmeti imtiyazının yenilenmesi gibi kritik bir süreçte:

  • Tadil sözleşmesinin tam metni kamuoyuyla paylaşılmalıdır
  • Danıştay süreci şeffaf bir şekilde takip edilmelidir
  • Rekabet Kurumu’nun görüşü mutlaka alınmalıdır
  • Sektör paydaşlarının görüş ve önerileri değerlendirilmelidir

TELKODER’den Kamuoyuna Bilgilendirme ve Uyarı

Usulsüzlük Var: Danıştay görüşü alınmadan yapılan bu duyuru, hukuki sürecin tamamlanmasını beklemeden kamuoyuna sunuluyor. Bu, açıkça usulsüzdür.

Kamuoyu Yanıltılıyor: Sürecin tamamlandığı izlenimi yaratılarak hem yatırımcılar hem de sektör paydaşları yanıltılıyor.

Rekabeti Zedeleyebilir: Bu tür tek taraflı ve kapalı kapılar ardında yürütülen işlemler, sektördeki rekabeti baltalayabilir ve alternatif işletmecilerin pazara erişimini zorlaştırabilir.

Şeffaflık Yok: Sürecin detayları kamuoyuyla paylaşılmamış, sektörün diğer temsilcileri bilgilendirilmemiştir.

TELKODER’den Hukuki Sürece Saygı Çağrısı

TELKODER olarak, BTK’yı ve ilgili kamu kurumlarını hukuki sürece saygı göstermeye, bu sürecin 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun öngördüğü serbestleşme ilkeleri doğrultusunda yürütmeye, davet ediyoruz. Ayrıca, Türk Telekom’un yaptığı açıklamanın geri çekilmesi ve sürecin şeffaf biçimde yürütülmesi gerektiğini kamuoyuna duyuruyoruz.

Dijital ekonominin belkemiğini oluşturan telekomünikasyon altyapısının, 2050 yılına kadar tek bir şirketin kontrolünde kalması, Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon hedefleriyle bağdaşmıyor..

SPK’nın yanıltıcı açıklama konusunda harekete geçmesini, BTK’nın süreci şeffaf yönetmesini ve Danıştay’ın kamu yararını gözeterek değerlendirme yapmasını bekliyoruz.

Telekomünikasyon sektöründe gerçek rekabet ortamının tesisi için mücadelemiz kararlılıkla sürecektir.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler