Sosyal Medya

Gündem

⚠️ Yapay Zeka Devriminin Karanlık Yüzü: 1 Trilyon Dolarlık Balon Patlıyor mu?

"Dot-com" çılgınlığıyla internetin dünyayı değiştireceği söyleniyordu; nitekim değiştirdi de. Ancak bu değişim gerçekleşmeden önce, milyarlarca dolarlık spekülatif bir balon büyük bir gürültüyle patlamış, geride binlerce iflas etmiş şirket bırakmıştı. Bugün, 2025 yılının son günlerinde Wall Street ve Silikon Vadisi, çok daha büyük bir hayaletle karşı karşıya: 1 Trilyon Dolarlık Yapay Zeka Balonu.

⚠️ Yapay Zeka Devriminin Karanlık Yüzü: 1 Trilyon Dolarlık Balon Patlıyor mu?

Ekonomi tarihinde bazı dönemler vardır ki, coşku rasyonelliğin önüne geçer. 1990’ların sonunda “Dot-com” çılgınlığıyla internetin dünyayı değiştireceği söyleniyordu; nitekim değiştirdi de. Ancak bu değişim gerçekleşmeden önce, milyarlarca dolarlık spekülatif bir balon büyük bir gürültüyle patlamış, geride binlerce iflas etmiş şirket bırakmıştı. Bugün, 2025 yılının son günlerinde Wall Street ve Silikon Vadisi, çok daha büyük bir hayaletle karşı karşıya: 1 Trilyon Dolarlık Yapay Zeka Balonu.

Yapay zeka (AI) boom’u başladığından beri uyarılar yapılıyordu. Ancak son dönemde ortaya çıkan veriler, circular (döngüsel) finansman modelleri ve verimlilik tartışmaları, bu korkuların sadece birer “felaket senaryosu” olmadığını, somut bir ekonomik riske dönüştüğünü gösteriyor.

🏗️ Trilyon Dolarlık Altyapı: Bir “Stargate” Kumarı mı?

OpenAI CEO’su Sam Altman, Ocak 2025’te Beyaz Saray’da devasa bir altyapı planı sunduğunda dünya şaşkına dönmüştü. “Stargate” adı verilen bu proje, 500 milyar dolarlık bir bütçeyle başlıyordu. Ancak aylar içinde bu rakamlar revize edildi. Bugün Altman, yapay zeka altyapısı için 1,4 trilyon dolarlık bir harcama taahhüdünden bahsediyor.

Sadece OpenAI değil; Meta’dan Mark Zuckerberg de yüz milyarlarca dolarlık veri merkezi yatırımı sözü verdi. Teknoloji devleri, sadece ChatGPT veya Gemini gibi chatbotların talebine yetişmek için değil, insan faaliyetlerinin makineler tarafından devralınacağı o “büyük kırılma” anına hazır olmak için bu paraları harcıyor. Ancak sorun şu: Bu harcamaların finansmanı, Wall Street’in kaşlarını kaldıran alışılmadık yöntemlerle sağlanıyor.

🔄 Döngüsel Finansman: Nvidia Kendi Müşterisini mi Yaratıyor?

Wall Street analistlerini en çok tedirgin eden konu, finansmanın doğası. Nvidia gibi çip devleri, son yıllarda düzinelerce AI girişimine yatırım yaptı. Ancak Eylül ayında Nvidia’nın OpenAI’ın veri merkezi inşaatına 100 milyar dolarlık yatırım yapma kararı, tartışmaları alevlendirdi. Bazı analistlere göre bu, “döngüsel finansman” (circular financing) denilen riskli bir modelin zirvesi.

Senaryo basit ama tehlikeli: Çip üreticisi (Nvidia), müşterisine (OpenAI veya Anthropic) yatırım yapıyor; müşteri de bu sermayeyi kullanarak yine çip üreticisinden pahalı yarı iletkenler satın alıyor. Bu durum, bilançolarda yapay bir talep ve büyüme illüzyonu yaratma riski taşıyor. Benzer şekilde Microsoft ve Nvidia, geçtiğimiz aylarda Anthropic’e 15 milyar dolar yatırdı ve bu para doğrudan bu devlerin bulut bilişim hizmetlerine ve çiplerine geri döndü.

📉 Borç Dağı ve Gizlenen Bilançolar

Yapay zekanın beş büyük harcamacısı — Amazon, Alphabet, Microsoft, Meta ve Oracle — 2025 yılında toplam 108 milyar dolar borçlandı. Bu, son dokuz yılın ortalamasının üç katından fazla bir rekor. Ancak bu borcun tamamı halka açık bilançolarda görünmüyor.

Örneğin Morgan Stanley, Meta için 30 milyar dolarlık bir anlaşma kurguladı. Bu borç, özel kredi devi Blue Owl Capital ile bağlantılı “özel amaçlı araçlar” (SPV) içine yerleştirildi. Bu, borcun Meta’nın ana bilançosunda doğrudan görünmesini engelleyen bir finansal mühendislik harikası. Finans dünyası bu tür yapıları, 2008 krizindeki “off-balance sheet” (bilanço dışı) işlemlerden anımsıyor.

🧪 “Workslop” ve Verimlilik Yanılsaması

Yatırım tarafındaki bu devasa sayılara karşılık, teknolojinin “sahadaki” getirisi hâlâ tartışmalı. Ağustos 2025’te MIT tarafından yayınlanan bir rapor, kurumların %95’inin yapay zeka yatırımlarından henüz hiçbir finansal geri dönüş almadığını gösterdi.

Harvard ve Stanford araştırmacıları ise daha çarpıcı bir terim ortaya attı: “Workslop” (Niteliksiz Yapay Zeka Çöpü). Buna göre çalışanlar, işlerini kolaylaştırmak için AI kullanıyor ancak üretilen içerik “iyi bir işmiş gibi görünse de” aslında o görevi anlamlı bir şekilde ileri taşıyacak derinlikten yoksun. Araştırma, bu niteliksiz üretimin büyük şirketlere yıllık milyonlarca dolarlık verimlilik kaybına mal olabileceğini öne sürüyor.

Ayrıca, OpenAI ve Anthropic yıllardır “Scaling Laws” (Ölçekleme Yasaları) denilen bir ilkeye bel bağlıyordu: “Daha fazla veri ve daha fazla işlem gücü, daha zeki bir AI demektir.” Ancak son model lansmanları, bu kuralın artık azalan verimler yasasına çarptığını gösteriyor. GPT-5 beklentisiyle çıkan son modellerin karmaşık tepkiler alması, “Yapay Genel Zeka”ya (AGI) giden yolun sadece daha fazla para harcayarak kısalmayabileceğini düşündürüyor.

⚡ Fiziksel Sınırlar: Enerji ve Şebeke Krizi

Finansal ve teknolojik engellerin ötesinde, bir de “fiziksel dünya” gerçeği var. Dev veri merkezlerinin elektrik tüketimi, ulusal şebekelerin sınırlarını zorluyor. Microsoft’un nükleer santralleri yeniden canlandırma girişimleri veya Google’ın küçük modüler reaktör yatırımları, enerjinin bu balon için ne kadar büyük bir darboğaz olduğunu kanıtlıyor. Şebeke kapasitesi yetersiz kaldığında, trilyon dolarlık veri merkezleri birer “hayalet bina” haline dönüşebilir.

🥊 Silikon Vadisi’nin Savunması: “Geri Kalmanın Riski Daha Büyük”

Tüm bu uyarılara rağmen, teknoloji liderleri geri adım atmıyor. Sam Altman, piyasada bir aşırı heyecan (over-exuberance) olduğunu kabul etse de, yapay zekanın “insanlık tarihinin en önemli olayı” olduğuna inanmaya devam ediyor.

Mark Zuckerberg ise geçtiğimiz aylarda durumu en net şekilde özetledi: “Eğer 200 milyar doları yanlış harcarsak, bu üzücü olur. Ama yapay zeka fırsatını kaçırırsak, bu şirket için geri dönülemez bir felaket olur.” Yani teknoloji devleri için bu harcamalar bir seçenek değil, varoluşsal bir zorunluluk haline gelmiş durumda.

🏁 Sonuç: Patlama mı, Düzeltme mi?

Bain & Co. verilerine göre, AI ekosisteminin ayakta kalabilmesi için 2030’a kadar yıllık 2 trilyon dolar gelire ulaşması gerekiyor. Mevcut projeksiyonlar ise gelirin bu hedefin 800 milyar dolar gerisinde kalacağını söylüyor.

Bu 800 milyar dolarlık açık, balonun patlayacağı yer olabilir mi? Yoksa yapay zeka, tıpkı internet gibi, önce bir kriz yaratıp sonra dünyayı gerçekten mi fethedecek? Kesin olan tek bir şey var: 2026 yılı, “parayı yakanların” mı yoksa “parayı kazananların” mı yılı olacağını belirleyecek bir hesaplaşma yılı olacak.

Kaynak:  Bloomberg

BAKMADAN GEÇME

  • Luxera GYO Yeni Dönemi Başlatıyor: NEW ERA 2030 Vizyonuyla İstanbul’da Dört Yeni Projeye İmza Atıyor

    2024 yılında gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşüm sürecini tamamlayan Luxera GYO, kurumsal yapılanmasını güçlendirerek yeni bir büyüme fazına geçti. Şirket, dönüşüm odaklı stratejisi doğrultusunda 2026 itibarıyla İstanbul’da ikisi Anadolu Yakası’nda, ikisi Avrupa Yakası’nda olmak üzere toplam dört yeni projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor.

  • Neden Online İngilizce Platformları Artık Bir Adım Önde?

    Klasik kursların yerini artık online İngilizce platformları alıyor, hem de haklı sebeplerle. Çünkü insanlar artık zamana değil, zaman onlara uysun istiyor. Online platformlar da tam bunu sağlıyor: Esneklik, erişilebilirlik ve kişisel tempo. Sadece bilgisayar ya da telefonla, istediğin yerde, istediğin saatte derslere katılabiliyorsun. Üstelik canlı oturumlar, interaktif içerikler ve anında geri bildirimlerle öğrenme deneyimi hiç olmadığı kadar kişisel hale geliyor. Bu yazıda, online İngilizce platformlarının neden bir adım önde olduğunu yakından inceleyeceğiz.

  • Merkez Bankası Rezervleri Yükseliş Gösterdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 12 Aralık haftasında önemli bir artış kaydetti. Bir önceki haftaya kıyasla 4 milyar…

  • FT: Yapay zekâ veri merkezleri uzaya taşınırsa ne olur?

    Google’ın uzayda, güneş enerjisiyle çalışan bir yapay zekâ veri merkezi kurma fikri, AI patlamasının enerji ve altyapı sınırlarını zorladığını gösteriyor. Karada enerji, su ve arazi engelleriyle karşılaşan teknoloji devleri, çözümü yörüngede ararken; uzay çöplüğü, çarpışma riski ve yönetişim eksikliği gibi yeni ve çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor. Uzay veri merkezleri, AI’nin “sınırsız ölçeklenebilirliği” anlatısına güçlü ama tartışmalı bir metafor sunuyor.

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

Benzer Haberler