Sosyal Medya

Reel Sektör

Tekstilde Kriz Derinleşiyor: Üç Ayda 35 Bin Kişi İşsiz Kaldı

Türkiye’nin en çok istihdam sağlayan ve en yüksek katma değer üreten sektörlerinden biri olan tekstil ve hazır giyim, tarihinin en ciddi krizlerinden birini yaşıyor. Cumhuriyet’ten Elif Özge Yalçın’ın haberine göre, 2022 yılında 1 milyon 225 bin kişiye istihdam sağlayan sektör, 2025’in ilk çeyreği itibarıyla yaklaşık 300 bin kişiyi işsiz bıraktı. 2 bin 147 firma kapandı.

Tekstilde Kriz Derinleşiyor: Üç Ayda 35 Bin Kişi İşsiz Kaldı

Üretim ve İhracatın Lokomotifi Kan Kaybediyor

Türkiye’nin en çok istihdam sağlayan ve en yüksek katma değer üreten sektörlerinden biri olan tekstil ve hazır giyim, tarihinin en ciddi krizlerinden birini yaşıyor. Cumhuriyet’ten Elif Özge Yalçın’ın haberine göre, 2022 yılında 1 milyon 225 bin kişiye istihdam sağlayan sektör, 2025’in ilk çeyreği itibarıyla yaklaşık 300 bin kişiyi işsiz bıraktı. 2 bin 147 firma kapandı. Sorun yalnız değerli kur değil, sektörün kendi  hatalarıyla yüzlemeşi şart.

Yalnızca 2025 yılının ilk üç ayında 35 bin 460 kişi işten çıkarıldı, 2 bin 147 firma faaliyetlerine son verdi. Mayıs sonu itibarıyla 283 şirket konkordato ilan etti. Bu rakamlarla tekstil, konkordato açısından inşaat sektörünün ardından en riskli ikinci sektör konumuna geldi.


Enflasyon, Faiz ve Kur Dengesizliği Kârları Silip Süpürdü

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Eş Başkanı Toygar Narbay’a göre, krizin temel nedeni ekonomi politikalarında yaşanan dengesizlikler. Narbay, 2022–2024 döneminde resmi enflasyonun %138 arttığını, ancak aynı dönemde asgari ücretin %249, politika faizinin ise %258 oranında yükseldiğini vurguladı.

Aynı süreçte döviz kurundaki artış yalnızca %101 oldu. “Bu mali tabloda hangi sektör ayakta kalabilir?” diye soran Narbay, 2022’de vergi öncesi kâr oranı %10.5 olan bir firmanın 2023’te bu oranın %5.6’ya gerilediğini, 2025’te ise -%5 seviyesine düştüğünü belirtti.


Kur Baskısı ve Yüksek Faiz Sektörü Çökme Noktasına Getirdi

Narbay, sektörün içinde bulunduğu durumun, yüksek faiz ve kur baskılamaya yönelik ekonomi politikalarının sonucu olduğunu ifade etti. Üst üste iki yıl zarar eden firmaların artık öz sermayelerini kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Türkiye’nin en yüksek katma değerli sektörünün tekstil olduğunun altını çizen Narbay, mevcut krizin sektörün kendi çabalarıyla çözülemeyeceğini dile getirdi. Narbay şu önerilerde bulundu:

  • Net ihracata %10 kur dönüşüm desteği sağlanmalı

  • Reeskont faiz oranı, politika faizinin yarısı kadar olmalı

  • Faiz tahsilatı vade sonunda yapılmalı

  • Tüm firmalara, ölçek ayrımı yapılmaksızın, çalışan başına 2.500 TL devlet desteği verilmeli


Sendikalardan Sert Tepki: “Hükümet Tekstile Bez Gibi Bakıyor”

Tekstil İşçileri Sendikası İstanbul Şube Başkanı Asalettin Arslanoğlu, sektörde küçülmenin derinleştiğini, çalışanların alternatif iş bulma şansının da giderek azaldığını vurguladı. Arslanoğlu’na göre, sendikalı işyerleriyle sendikasızlar arasındaki uçurum büyürken, Çalışma Bakanlığı bu konuda yasal sorumluluğunu yerine getirmiyor.

“İş hukuku, bir sektördeki en yüksek sözleşmenin tüm sektörde uygulanabileceğini söylüyor ama bu uygulanmıyor,” diyen Arslanoğlu, işverenlerin sendikal örgütlenmeden kaçmak için her yolu denediğini belirtti. “İktidar bu sektöre hâlâ bez, çaput muamelesi yapıyor,” diyerek hükümetin yaklaşımını eleştirdi.


“Krizin Bedelini İşçi Ödüyor”

BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen ise, yaşanan krizin asıl mağdurlarının işçiler olduğunu vurguladı. Antep, Urfa, Malatya ve Adıyaman gibi illerde yürüttükleri örgütlenme çalışmalarında, son birkaç ay içinde yaklaşık 10 bin işçinin işten çıkarıldığını belirtti.

Türkmen, “Küçülme olabilir, zarar eden firma kapanabilir ama bu, işçinin tazminat hakkını yok saymak anlamına gelemez. İşçiler baskı ve tehditlerle imza atmaya zorlanıyor,” dedi.

Ayrıca, işverenlerin devletten teşvik aldığını, işçileri düşük ücretle ve sigortasız çalıştırdığını iddia eden Türkmen şu ifadeleri kullandı:

“İstedikleri şey açık: Devlet bütün vergilerini ödesin, teşvik versin, işveren hiçbir şey ödemesin. İşsizlik fonunun tamamı patronlara aktarılsın. Bu adil değil.”


Sektör S.O.S Veriyor

Üretim, ihracat ve istihdam açısından Türkiye ekonomisinin bel kemiği olan tekstil sektörü alarm veriyor. İşverenlerin finansal darboğazı ve işçilerin hak kayıpları bir arada yaşanıyor. Sektör temsilcileri acil önlem çağrısı yaparken, sendikalar sosyal adaletin sağlanmasını istiyor.

Krizin daha da derinleşmemesi için kapsamlı bir destek paketi ve yapısal reformlara ihtiyaç duyuluyor. Aksi takdirde, hem istihdam hem ihracat açısından Türkiye’nin rekabet gücü ciddi anlamda yara alabilir.

BAKMADAN GEÇME

  • Bankalardan 2024’te 15,6 Trilyon TL’lik Kredi: Vatandaş Borçla Ayakta Duruyor

    Türkiye’de kredi hacmi 2024 yılı itibarıyla rekor kırarak 15,6 trilyon TL’ye ulaştı. Faiz politikasındaki yön değişikliğiyle birlikte hızla artan kredi…

  • Los Angeles Yanıyor: Trump’ın Askeri Müdahalesi Şiddeti Körükledi

    ABD Başkanı Donald Trump’ın federal emirle Ulusal Muhafızları Los Angeles’a göndermesi, göçmenlik baskınlarına karşı başlatılan protestoları daha da şiddetlendirdi. Şehirde…

  • AGBİ: Ekonomide Tartışma Sürüyor, Ancak Şimşek Ekibi İçin Geri Dönüş Yok

    Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine dönüşünün üzerinden iki yıl geçti. Bu süre zarfında Türkiye, ekonomide köklü bir politika değişimine tanıklık etti. Ancak gelinen noktada Şimşek’in uyguladığı ortodoks ekonomi programı, hem içeriden hem dışarıdan eleştiriler alıyor. Ancak, AGBİ'ye  göre, görevine devam etmesi kesin. Erdoğan için geri dönüş yok! 

  • AGBİ: Türkiye Sağlık Turizminde Vites Yükseltiyor: Yeni Hedef 20 Milyar Dolar

    Arabian Gulf Business Insight haberine göre Türkiye, sağlık turizminde yakaladığı ivmeyi sürdürülebilir büyümeye dönüştürmek için yeni pazarlara açılmaya, hizmet yelpazesini genişletmeye ve yatırım altyapısını güçlendirmeye hazırlanıyor. Yeni hedef onyıl sonunda  $20 milyar gelir. 

  • Borsa: Bilançolar Beklentileri Karşılamadı, Gözler Faiz İndiriminde

    Borsa İstanbul’da bilanço sezonları genellikle yatırımcılar için heyecan verici dönemlerdir. Şirketlerin finansal performanslarını ortaya koyan bu dönemlerde hisse bazlı hareketlilik artar. Ancak son birkaç çeyrektir açıklanan bilançolar, ne yatırımcıları ne de piyasayı tatmin ediyor. Zeynel Balcı’ya göre, bilançolardaki bu sönüklüğün temel nedenleri arasında zarar açıklayan ya da düşük kâr bildiren şirketlerin ağırlıkta olması var. Artık umut faiz indiriminde.

  • Gelişen Piyasalarda İmalat Daralması: 2022’den Bu Yana İlk Üretim Düşüşü

    S&P Global tarafından derlenen en son PMI verilerine göre, gelişen piyasalarda ekonomik büyüme Mayıs ayında yavaşladı. Bu düşüşün ana nedeni, imalat sektöründe üretimin yeniden düşüşe geçmesi oldu. 2 Nisan’da açıklanan yeni ABD tarifelerinin ve artan belirsizliğin, özellikle mal üretimi yapan sektörler üzerinde baskı yarattığı belirtiliyor.

  • Küresel Yaşlanmanın Altın Çağı: Goldman Sachs’ın 2075 Vizyonu

    Goldman Sachs’ın 2025 tarihli yeni araştırması, dünya nüfusunun yaşlanmasının felaket senaryosu olmadığını, aksine küresel ekonomiye yeni fırsatlar sunduğunu savunuyor. “The Path to 2075 — The Positive Story of Global Aging” başlıklı rapor, doğurganlık oranlarındaki düşüşe ve ortalama yaşam süresinin artmasına rağmen, üretkenliğin artışı ve işgücüne katılımın çeşitlenmesiyle uzun vadeli büyümenin sürdürülebileceğini ileri sürüyor.

  • Aşk hayatın en büyük nimeti, bir de faturası olmasa

    Yaz aylarının gelişiyle birlikte düğün sezonu da hız kazandı. Ancak artan fiyatlar, evlilik hayali kuran çiftlerin karşısına ciddi bir ekonomik engel olarak çıkıyor. 2025 itibarıyla yalnızca düğün organizasyonu için ortalama maliyetin 400 bin lirayı aştı.

  • Wall Street Uzmanları Yatırımcılara Yaz Tatili Öneriyor

    ABD Başkanı Donald Trump’ın Nisan ayında duyurduğu “Kurtuluş Günü” tarifelerinin ardından borsalar sert bir şekilde toparlandı. Şimdi bazı Wall Street uzmanları, bu yazın görece sakin geçebileceğini ve yatırımcıların bir süreliğine kenara çekilmesinde fayda olabileceğini söylüyor.

  • Türkiye Zenginleşiyor, Ama Mutlu Değil

    19 çeyrektir büyüyen Türkiye, kişi başına gelirde rekor seviyelere ulaştı. Ancak mutluluk sıralamasında OECD’nin sonuncusu. Neden mi? Cevap ekonomide değil, yönetimde yatıyor.

  • Et ve Süt Kurumu’ndan Müdahale: Kurbanlık Fazlası Devlet Alımında

    Kurban Bayramı sonrası kırmızı et piyasasında oluşabilecek arz fazlasına karşı devlet, müdahale alımı kararı aldı. Tarım ve Orman Bakanlığı, Et…

  • AĞIR BEDEL! 19 MART KRİZİNİN BİLANÇOSU | EKREM İMAMOĞLU OPERASYONU SONRASI EKONOMİ

    19 Mart Krizinin Bilançosu 18 Mart akşamından 19 Mart sabahına kadar geçen birkaç saat Türkiye tarihinin en önemli kırılma anlarından biri oldu. Siyasetin merkezinde yaşanan kriz kısa sürede ekonomiyi ve eş zamanlı olarak sokakları etkiledi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarına yönelik devam eden operasyonlar, tutuklamalar ekonomiyi derinden etkiliyor, ağır bir tahribat bırakıyor.

  • Tahvil Piyasalarında Alarm Zilleri: Kamu Borçlanması Küresel Risk Haline Geliyor

    Devletlerin uzun vadeli borçlanma maliyetleri onlarca yılın zirvesine çıkarken, yatırımcıların tahvile olan iştahı hızla azalıyor. Küresel borçlanma piyasasında kırılganlık artıyor.

Benzer Haberler