Sosyal Medya

Reel Sektör

Dr Ortaş: 5. Uluslararası Tarım ve Gıda Etiği Kongresi Üzerine İzlenimler

5. Uluslararası Tarım ve Gıda Etiği Kongresi, teknoloji ve yapay zekânın tarım üzerindeki etkilerini etik perspektiften tartıştı. Akademisyenlerin ve uzmanların katkılarıyla gerçekleştirilen etkinlik, sürdürülebilir gıda sistemleri için etik farkındalığın önemini vurguladı.

Dr Ortaş: 5. Uluslararası Tarım ve Gıda Etiği Kongresi Üzerine İzlenimler

İbrahim Ortaş — [email protected]

TARGET ile Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin ortaklaşa düzenlediği 5. Uluslararası Tarım ve Gıda Etiği Kongresi, bu yıl Antalya’da gerçekleştirildi. Değişik ülkelerden gelen uzmanların ve ülkemizden çok sayıda akademisyenin katılımıyla gerçekleşen kongre büyük ilgi gördü. Yaklaşık 150 kayıtlı katılımcının yer aldığı salonda bilim insanlarının yeniden bir araya gelmenin ve tanışmanın verdiği mutluluk yüzlerinden okunuyordu. Bizim de katıldığımız bu tür kongrelerde yeni simalarla tanışmaktan ve eski dostlarla yeniden buluşmaktan her zaman büyük mutluluk duyarız.


“Teknoloji ve Tarım-Gıda Etiği” Teması

Bu yılki kongrenin teması “Teknoloji ve Tarım-Gıda Etiği” olarak belirlenmişti. Açılış konuşmasını yapan Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Erkan, gıda hakkının bir insan hakkı olarak ele alınmaması hâlinde gıda güvencesi açısından ciddi eksikliklerin yaşanacağını vurguladı. Prof. Erkan, fakülte olarak tarım-gıda etiği konusuna verdikleri önemi dile getirirken, biyolojik bilimler kadar sosyal bilimlerin de teknolojinin yarattığı etik sorunlara duyarlı olması gerektiğini belirtti. Bu yaklaşım, kongrenin bilimsel atmosferine derinlik kazandırdı.
Akdeniz Üniversitesi’nin bu konuyu geniş katılımla sahiplenmesi ayrıca önemlidir; ilerleyen yıllarda bu tutumun değeri daha da iyi anlaşılacaktır. Uygulamalı biyoloji ve sosyal bilimlerin günümüz teknolojisinin yarattığı etik değerlere önem vermesi gerektiği yönündeki bu vurgu bizce son derece yerindedir.

Kanatlı sektörü, Çin’e tavuk ayağı ihracat izninin çıkmasını istiyor


Uluslararası Katılım ve Artan Farkındalık

Kongrenin uluslararası boyutu da dikkat çekiciydi. Yüksek teknoloji kullanan ülkelerden gelen bilim insanlarının ekoloji–etik ilişkisine dair yaklaşımları önemli bir tartışma zemini oluşturdu.
TARGET Başkanı Prof. Dr. Cemal Taluğ’un kapsayıcı liderliği sayesinde bu kongrelerin niteliği ve gıda etiğine olan farkındalık yıllar içinde artmış durumda. Prof. Taluğ, tarım-gıda etiği çalışmalarına 1995’te başladıklarını hatırlatarak, doğaya saygılı bir yaklaşımla güvenli gıdanın sorgulanmasının önemine dikkat çekti.

Son yıllarda teknolojik gelişmelerin beraberinde getirdiği çevresel ve sağlık sorunları, özellikle de gıda üretimi ve arzında yaşanan devasa krizler, bu kongrenin önemini daha da artırmıştır. Ulaşım ve iletişim teknolojilerinin hızla geliştiği çağımızda artan ithal gıdalar, petrole dayalı üretim modelleri ve küresel fiyat farklılıkları, ülkelerdeki ekonomik krizleri gıda ve etik krizlerle iç içe geçirmiştir. Geniş kesimlerin gıdaya erişimde yaşadığı zorluklar, gıda hakkı konusunu tekrar gündeme taşımaktadır.


Yapay Zekâ ve Etik: Yeni Adaletsizlik Biçimleri

Kongreye felsefi derinlik katan sunumlardan biri Prof. Dr. Neyyire Yasemin Yalım tarafından gerçekleştirildi. “Yapay Zekâ ve Etik” başlıklı konuşmasında Yalım Hoca, “Quo Vadimus? (Nereye gidiyoruz?)” sorusuyla başladı ve yapay zekâ sistemlerinin yalnızca beslendikleri bilgi kadar doğru sonuçlar üretebildiğini vurguladı.
Eksik ya da hatalı bilgiyle yönlendirilen sistemlerin yanlış sonuçlara yol açacağını belirten Yalım, etik sorumluluğun makinelerde değil, onları yöneten insanlarda aranması gerektiğini ifade etti.

Adalet, dürüstlük, özerklik ve ihtiyatlılık gibi temel etik ilkelerin korunmasının önemini vurgulayan Yalım, yapay zekânın erişim, kullanım ve ekonomik güç farkları üzerinden yeni adaletsizlik biçimleri yaratabileceğini belirtti.
Bugün herkesin bu teknolojilere eşit erişimi olmadığını; yasaların herkese eşit uygulanmadığı, verilerin manipüle edildiği ve şeffaflık eksikliğinin arttığı durumlarda adalet ve dürüstlükten bahsedilemeyeceğini söyledi.
Yalım, özellikle biyoteknoloji, GDO ve yapay zekâ gibi alanlarda ihtiyatlılık ilkesinin göz ardı edilmemesi gerektiğini, teknolojinin anlaşılmadan kullanılmasının etik krizlere yol açabileceğini vurguladı.


Gençlerin Etik Farkındalığı ve Eğitim İhtiyacı

Kongrede, Ziraat Fakültesi öğrencilerinin şekerli ve karbonhidratlı gıdaların tüketimi üzerine yaptığı bir anket çalışması da sunuldu.
Çalışma, öğrencilerin zararlı olduğunu bilmelerine rağmen bu gıdaları tüketmeye devam ettiklerini ortaya koydu. Bu sonuç, gençlerin etik farkındalık ve tutarlılık konusunda daha fazla eğitime ihtiyaç duyduklarını gösteriyor.

Ayrıca, karbon ayak izi ve sürdürülebilir tarım konularında etik bilincin geliştirilmesi gerektiği vurgulandı.


Teknoloji, Etik ve Tarımın Geleceği

Bahçe Bitkileri Bölümü’nden Prof. Dr. Rami Türk, 2030’lu yıllarda bitki–toprak–iklim ilişkisine dayalı planlamaların önem kazanacağını, dikimden hasada kadar birçok aşamada yapay zekâ ve dronların devreye gireceğini belirtti. Ancak bu süreçte etik boyutun göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Hollanda’dan Prof. Franck Meijboom ise “On the Need and Risks of a Technology Focus in the Ethics of Agriculture and Food” başlıklı sunumunda, hayvansal üretimdeki teknolojik uygulamaların hayvan refahı açısından hem fırsatlar hem riskler içerdiğini dile getirdi.
Hayvanların doğalarından koparılarak yapay ışık altında suni yemlerle üretime zorlanmasının yeterince tartışılmadığına dikkat çekti.


Bizim Sunumumuz: Teknoloji, Ekonomi ve Gıdanın Etik Yüzü

Kongrede biz de “Teknolojik Gelişmeler ve Tarım-Gıda Etiği” başlıklı tebliğimizde, insanlık tarihini tarım, teknoloji ve ekonomi ekseninde değerlendirdik.
Teknolojinin olumlu katkılarına rağmen, kömür ve petrol gibi enerji kaynaklarının yoğun kullanımıyla oluşan sera gazı salımları, iklim değişiklikleri ve toprak kalitesindeki bozulmaların giderek arttığını belirttik.
Teknolojinin yarattığı gelir uçurumunun gıdaya erişim eşitsizliğini büyüttüğünü; dünyanın yarısının hâlâ yetersiz ve sağlıksız beslenme nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşadığını vurguladık.

Yapay zekânın tarımsal üretimde kolaylıklar sağlasa da yeni etik belirsizlikler doğurduğunu, özellikle düşük gelirli toplumlarda kadınların ve çocukların yeterli gıdaya ulaşmakta zorlandığını ifade ettik.


Sonuç: Teknolojiye Eşlik Eden Etik Bilinç

Kongrenin son oturumlarını dinleyemesek de sunum metinlerini okuyarak gelişmeleri takip etmeyi sürdüreceğiz.
Genel olarak, kongrenin yüksek akademik düzeyi, katılımcıların enerjisi ve öğrencilerin özverili katkıları bizde büyük bir memnuniyet duygusu bıraktı.

Sonuç olarak, Akdeniz Üniversitesi ve TARGET iş birliğiyle düzenlenen bu kongre, teknolojik ilerlemeler karşısında etik bilincin güçlendirilmesi gerekliliğini bir kez daha göstermiştir.
Gıda sektöründe yaşanan taklit, tağşiş ve sağlıksız üretim sorunlarının toplum sağlığını tehdit ettiği; yapay zekâ, biyoteknoloji ve dijital dönüşümün sunduğu fırsatların yanında ciddi etik riskler doğurduğu vurgulanmıştır.

Dijital çağda, insan–makine ilişkisinin sınırlarının netleştirilmesi ve etik ihlallerin önlenmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Teknoloji, ancak etik ilkelerle denetlendiğinde insanlığa hizmet eder.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler