Sosyal Medya

Güldem Atabay

Güldem Atabay yazdı:  Siyasette Taht Oyunları

Türkiye, siyasetin yeniden sertleştiği ve piyasa dinamiklerinin giderek daha fazla siyasi hesapların gölgesinde kaldığı bir döneme giriyor. “Terörsüz Türkiye–Suriye” başlığı altında yürüyen süreç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesine ilişkin senaryolarla iç içe geçerken, iktidar blokunda Erdoğan sonrası döneme dair güç mücadeleleri de giderek görünür hâle geliyor.

Güldem Atabay yazdı:  Siyasette Taht Oyunları

Türkiye, siyasetin yeniden sertleştiği ve piyasa dinamiklerinin giderek daha fazla siyasi hesapların gölgesinde kaldığı bir döneme giriyor. “Terörsüz Türkiye–Suriye” başlığı altında yürüyen süreç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesine ilişkin senaryolarla iç içe geçerken, iktidar blokunda Erdoğan sonrası döneme dair güç mücadeleleri de giderek görünür hâle geliyor.


Yeni ve Zor Bir Yılın Eşiğinde

Siyasette sert dönemeçlerin bol olduğu, piyasaların ve ekonominin siyasetin gölgesinde kalacağı yeni ve zor bir yıla girmek üzereyiz. Birbirine göbekten bağlı “Terörsüz Türkiye–Suriye” gelişmeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesine ilişkin senaryoları belirleyen iki ana değişken olarak çok daha fazla ön plana çıkacak.

Bu süreçte Türkiye büyük olasılıkla iki ana siyasi senaryodan birini tecrübe edecek:

  1. Mevcut Meclis aritmetiği içinde, DEM Parti ve CHP dışındaki küçük muhalefet partilerinin desteğiyle bir Anayasa değişikliği yapılarak Cumhurbaşkanı’nın dördüncü kez aday olmasının önünün açılması ve 2027’nin ikinci yarısında “geç bir erken seçim”e gidilmesi.

  2. Ya da 2026 sonlarına doğru daha olası görünen bir erken seçim–referandum birleşimi ile Erdoğan’ın yeniden seçilme denemesine girişilmesi.

Bu iki seçenek arasında gidip gelirken, günlük gelişmeler üzerinden siyasi okumalar yapmaya devam edeceğiz.


Bilal Erdoğan’ın Mesajı: Güçlü Lider, Perçinlenmiş Sistem

Bu perspektiften bakıldığında, Bilal Erdoğan’ın hafta sonu yaptığı konuşma kritik bir anlam taşıyor. Erdoğan’ın sözleri, yalnızca geçmişe dönük bir özeleştiri değil, aynı zamanda geleceğe yönelik açık bir siyasi çağrı niteliğinde:

Cumhurbaşkanlığı sisteminin sağladığı olağanüstü yetkilerin daha da güçlendirilmesi, Erdoğan’la “daha güçlü” bir şekilde yola devam edilmesi ve hatta bu düzenin Erdoğan sonrası döneme taşınması çağrısı net biçimde hissediliyor.

“Bir 20 yıldan daha” vurgusu, sadece mevcut iktidarın uzatılmasını değil, aynı zamanda mevcut sistemin kalıcılaştırılmasını hedefleyen bir perspektife işaret ediyor.

Ancak bu çağrının hangi siyasi yol haritası üzerinden hayata geçirileceği henüz net değil. “Terörsüz Türkiye” sürecinde İmralı desteğini alma hesabı yapılırken, Suriye sahasında yaşanan belirsizlikler Anayasa değişikliğini Meclis’ten geçirme ihtimalini giderek zayıflatıyor.


Ekonomik Zemin Siyasi Hesapları Zorluyor

Öte yandan bir erken seçim–referandum kombinasyonu için de ekonomik ve toplumsal zemin henüz hazır görünmüyor.

  • Enflasyonla mücadelede ilerleme son derece yavaş.

  • Yüksek reel faiz, reel sektör üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor.

  • Enflasyonun düşüş maliyeti, sabit gelirli kesimlerin omuzlarına binmeye devam ediyor.

  • Hukuk devleti tartışmaları ve kayyım uygulamaları, sermaye çevrelerinde tedirginliği artırıyor.

Bu tablo, siyasi mühendislik hesaplarını zorlaştıran bir arka plan oluşturuyor.


Medya Operasyonu: Yeni Bir Sahne mi, Kontrol Kaybı Korkusu mu?

Tam bu atmosferde, medyada yaşanan son operasyon ve Mehmet Akif Ersoy’un tutuklanması, yüzeyde magazinsel görünse de arka planı itibarıyla çok daha derin mesajlar içeriyor.

Ahmet Şık’ın Medyascope’taki yazısı, bu hamlenin iktidar içi güç dengelerinde yaşanan değişimin bir yansıması olduğuna işaret ediyor. Şık’a göre:

  • Ersoy’un MİT’le kurduğu ilişkiler,

  • geçmişteki Selam–Tevhid süreciyle kesişen bağlar,

  • SETA–TRT–Diyanet–Habertürk hattında şekillenen kariyeri,

onun uzun yıllar boyunca bir koruma zırhı içinde yükseldiğini gösteriyor. Bugün ise bu zırhın kaldırıldığı ve Ersoy’un, yeniden şekillenen iktidar dengeleri içinde gözden çıkarılan isimlerden biri hâline geldiği anlaşılıyor.


Hukuki Zemin Zayıf, Siyasi Mesaj Güçlü

Tutuklamalara dayanak gösterilen gizli tanık ifadelerinin somut delillerle desteklenmemesi, ortada tanımlı bir örgüt yapısı, finansal iz ya da süreklilik arz eden bir iletişim ağı bulunmaması, bu sürecin hukuki olmaktan çok siyasi bir hamle olduğuna işaret ediyor.

Dolayısıyla karşımızda bir ceza soruşturmasından ziyade, iktidar içi hesaplaşmaların yeni bir perdesi bulunuyor.


Erdoğan Sonrası Korkusu Sahneye Çıkıyor

Bu gelişmeler birlikte okunduğunda verilen mesaj netleşiyor:
Medya dünyasına ve kamuoyuna bir gözdağı, aynı zamanda Erdoğan sonrası dönemde Hakan Fidan etrafındaki güç merkezlerinin zayıflatılması ve Bilal Erdoğan’a verilen desteğin artırılması yönünde bir uyarı.

Burada kilit soru şu:
Madem Erdoğan’la “güçlendirerek” yola devam edilmek isteniyor, neden bu yol temizliği şimdi yapılıyor?

Bu tabloyu bir “veliaht ilanı”ndan çok, iktidarın Erdoğan sonrası döneme dair kontrol kaybı korkusu olarak okumak daha isabetli görünüyor.

Erdoğan bir dönem daha aday olsa bile, bu büyük olasılıkla son dönemi olacak. Dolayısıyla Erdoğan sonrası iktidarın kimin eline geçeceği, devlet–parti–sermaye–medya dengelerinin nasıl korunacağı artık kapalı kapılar ardında değil, açık biçimde sahnelenmeye başlamış durumda.


AKP İçinde Denge Arayışı

Bahçeli ve MHP cephesi açısından bu tartışmalar şimdilik tali. Erdoğan’la yola devam mesajı, yaklaşan seçim açısından yeterli görülüyor. Ancak AKP içinde tablo çok daha karmaşık.

Amaç;

  • parti içi dağılmayı önlemek,

  • ailenin devlet içindeki nüfuzunu korumak,

  • klikler arası kontrolsüz çatışmaları engellemek.

Bu çerçevede Bilal Erdoğan, kitleleri peşinden sürükleyen bir liderden çok, “aile adına denge tutacak bir sembol” olarak konumlandırılıyor.

Bu strateji kısa vadede ateşi halının altına sürebilir. Ancak önümüzdeki aylarda, siyasi sahnede çok daha sık ve sert yeni gelişmelere tanıklık edeceğimizi şimdiden söylemek mümkün.


Yazar: Güldem Atabay

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz?
Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir.
Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler