Sosyal Medya

Piyasa

Hakan Kara’dan Ekonomi Değerlendirmesi: Jeopolitik Riskler Türkiye’ye Stratejik Fırsatlar Sunuyor

Jeopolitik riskler ile ticaret savaşlarına dikkat çeken Prof. Dr. Hakan Kara, Türkiye’nin bu süreçten avantaj sağlayabilecek ülkeler arasında öne çıktığını…

Hakan Kara’dan Ekonomi Değerlendirmesi: Jeopolitik Riskler Türkiye’ye Stratejik Fırsatlar Sunuyor

Jeopolitik riskler ile ticaret savaşlarına dikkat çeken Prof. Dr. Hakan Kara, Türkiye’nin bu süreçten avantaj sağlayabilecek ülkeler arasında öne çıktığını vurgulayarak, “Dünyada yaşanan kaotik ortamla en iyi baş edebilecek ülkelerden biri Türkiye. Kutuplaşmalar, Türkiye’nin hem Batı’yla hem de Doğu’yla iş yapabilen bir ülke olması bizi ön plana çıkarıyor” ifadelerini kullandı. Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Kara, küresel ekonominin kritik bir dönemden geçmesi nedeniyle jeopolitik gerilimlerin arttığını ve ticaret savaşlarının daha görünür hale geldiğini söyledi; ancak Türkiye’nin kendine özgü avantajları sayesinde bu süreçten olumsuz etkilenen taraf olmayacağını belirtti.

Hem dünya hem Türkiye ekonomisine yönelik değerlendirmeler yapan Kara, Türkiye’nin içinde bulunulan bu karmaşık dönemi fırsata çevirebileceğini dile getirerek, “Dünyada yaşanan kaotik ortamla en iyi baş edebilecek ülkelerden biri Türkiye. Çünkü enerji fiyatlarındaki düşüş ve altın fiyatlarındaki artış işimize yarayan bir faktör. Kısa vadede bu kutuplaşmalar esasıyla Türkiye’nin nispeten hem Batı’yla hem de Doğu’yla iş yapabilen bir ülke olması bizi ön plana çıkarıyor” dedi. Bu süreçte Çin rekabetinin belirgin şekilde arttığını vurgulayan Kara, ABD’ye ihracatı azalan Çin’in diğer pazarlara daha agresif şekilde yöneldiğini, bunun da pek çok sektörde rekabeti sertleştirdiğini ifade etti. Şirketlerin yüksek borçluluk seviyelerine de değinen Kara, düşük faiz döneminde sürdürülebilir görünen borçların faiz artışlarıyla birlikte küresel piyasalarda ciddi risk oluşturmaya başladığını, Türkiye’nin ise bu noktada görece avantajlı bir pozisyonda bulunduğunu söyledi.

Türkiye’nin ekonomi politikasının ağırlıklı olarak faiz ve döviz kuru üzerinden ilerlediğini belirten Kara, “Önümüzdeki yıl enflasyon beklentisi yüzde 30’un altında olan çok az şirket var. Böyle bir ortamda enflasyon da düşmüyor. Çünkü herkes planını yüksek enflasyona göre yapıyor. Bu bir sorun. Merkez Bankası’nın elinde bir tane araç var faiz ve kur, buraya yükleniyorlar. Buraya yüklendikleri zaman da şirketlerin finansman maliyeti yüksek kalıyor. Reel değerler üzerinden iç maliyetleri dolar bazında artmaya devam ediyor. Ve bu kendi için de sürekli sıkışıyor. Bu açmazı çözebilecek olan 2026 yılında daha sıkı bir maliye politikası” sözleriyle mevcut çıkmazı özetledi.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler