Piyasa
FT: Petrol Fiyatlarındaki Sıçramalar Küresel Ekonomiyi Nasıl Etkiliyor? Tarih Ne Diyor?
Uluslararası Enerji Ajansı, küresel petrol talebini 103,9 milyon varil/gün olarak tahmin ediyor. Suudi Arabistan ve BAE’nin birlikte 3,5 milyon varilin üzerinde ek üretim kapasitesi olduğu biliniyor. Bu nedenle İran kaynaklı ciddi bir arz kesintisinin dahi global düzeyde yönetilebilir olduğu düşünülüyor.

Jeopolitik riskler yeniden gündemde: Bu kez gerçek bir savaş tehdidiyle
Son bir yıldır yatırımcı anketlerinin üst sıralarında yer alan “jeopolitik risk” ifadesi, çoğu zaman ABD’nin gümrük vergisi politikaları gibi belirsiz adımlar için kullanılan zarif bir deyimdi. Ancak artık bu belirsizlik yerini çok daha klasik bir riske, yani Ortadoğu’daki olası uzun soluklu bir çatışmanın küresel petrol arzını tehdit etmesine bıraktı.
İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıların ardından Brent petrol fiyatları kısa sürede %12’ye kadar yükseldi. Hafta sonu ise çatışma, İran’ın başkenti Tahran’daki büyük bir petrol terminalinin hedef alınmasıyla tırmandı. İran günlük 3,3 milyon varil ham petrol üretiyor ve bunun 2 milyon varilini ihraç ediyor.
Kriz senaryosu: Hürmüz Boğazı kapatılır mı?
Uluslararası Enerji Ajansı, küresel petrol talebini 103,9 milyon varil/gün olarak tahmin ediyor. Suudi Arabistan ve BAE’nin birlikte 3,5 milyon varilin üzerinde ek üretim kapasitesi olduğu biliniyor. Bu nedenle İran kaynaklı ciddi bir arz kesintisinin dahi global düzeyde yönetilebilir olduğu düşünülüyor.
Ancak yatırımcıların fiyatlara yansıttığı riskin temelinde, Tahran’ın Hürmüz Boğazı’nı tanker geçişine kapatması veya komşu ülkelerin petrol tesislerine saldırması gibi daha geniş çaplı bir savaş senaryosu yatıyor.
ECB Araştırması: Şokların etkisi kısa vadeli
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) 2023’te yayımladığı çalışmaya göre, jeopolitik şokların petrol piyasası ve ekonomi üzerindeki etkisi genellikle iki kanaldan ilerliyor:
-
Kısa vadede “risk kanalı” devreye giriyor. Yatırımcılar, olası arz kesintileri ihtimalini fiyatladığı için vadeli petrol kontratlarının “taşıma primi” (convenience yield) artıyor, bu da fiyatları yukarı çekiyor.
-
Uzun vadede ise “ekonomik aktivite kanalı” öne çıkıyor. Artan belirsizlik, küresel yatırım ve tüketimi baskılayarak talebi düşürüyor. Bu da petrol fiyatlarını aşağı çekiyor.
Özetle, tarihsel örnekler jeopolitik kaynaklı petrol fiyat artışlarının genellikle kalıcı değil geçici olduğunu gösteriyor.
Tarihsel örnekler: 9/11, Ukrayna savaşı ve Körfez Krizi
ECB’nin analizine göre:
-
11 Eylül 2001 saldırılarından sonra Brent fiyatları %5 yükseldi, ama 14 gün içinde %25 geriledi.
-
Rusya’nın 2022’de Ukrayna’ya saldırması sonrası Brent %30 artış gösterdi, fakat sekiz hafta içinde eski seviyelerine döndü.
-
1990’da Irak’ın Kuveyt’i işgali ve 2022’de Ukrayna savaşı gibi örneklerde de hisse senedi piyasaları kısa süreli sarsılsa da, orta vadede toparlandı.
-
Ancak 1973 petrol ambargosu, hem ekonomiyi hem piyasaları kalıcı şekilde sarstı ve 12 ay sonunda küresel borsalar %40’a varan kayıplar yaşadı.
Fed Dallas çalışması: Bugünkü riskler resesyona yol açmaz
2025 başında Dallas Fed tarafından yayımlanan bir başka çalışmada, petrol fiyatlarındaki oynaklığın resesyona yol açıp açamayacağı analiz edildi. Modellemeye göre, 1973 veya 1979’daki boyutta bir arz kesintisi riski dahi ekonomik çıktıyı sadece %0,12 azaltıyor. Bu da bugünkü jeopolitik risklerin, enerji fiyatlarını kısa vadede yükseltse de ciddi bir küresel durgunluk yaratmayacağı anlamına geliyor.
Finansal piyasalar ne diyor? IMF’den perspektif
IMF’nin son Küresel Finansal İstikrar Raporu’na göre, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana jeopolitik krizler hisse senetlerinde kısa vadeli düşüşler yaratsa da, kalıcı etki nadiren görülüyor. 1990 Kuveyt işgali ve 2022 Ukrayna savaşı örneklerinde olduğu gibi, piyasalar birkaç ay sonra toparlandı.
Peki İsrail-İran savaşı farklı mı olur?
Cevap, savaşın süresi ve yayılma derecesine bağlı. 1980’lerdeki “Tanker Savaşı” sırasında İran-Irak savaşında Hürmüz Boğazı’ndan geçen 200’den fazla petrol tankeri hedef alınmıştı. Ancak petrol fiyatları ilk sıçramanın ardından istikrar kazanmıştı.
Bugünkü durumda da, İran dışında başka üreticiler devreye girerse ve küresel arz ciddi biçimde sekteye uğramazsa, fiyatlardaki yükselişin sınırlı kalacağı düşünülüyor. Ancak doğrudan Suudi Arabistan, BAE veya Irak gibi ülkelerin altyapılarının hedef alınması durumunda tablo değişebilir.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]