Sosyal Medya

Piyasa

ANALİZ: İsrail’in İran’a “Aslan Pençesi”: Başarılı Operasyonun Sınırları ve Petrol Krizi Riski

İsrail’in “Yükselen Aslan Operasyonu” ile İran’a düzenlediği geniş kapsamlı hava saldırıları, Tahran’ın askeri ve nükleer altyapısında büyük yıkım yarattı. Ancak analistlere göre bu operasyon, İran'ın nükleer kapasitesini tamamen yok etmekten uzak. ABD Başkanı Trump’ın destekleyici ancak temkinli tavrı, sürecin seyrini belirleyecek. Öte yandan, petrol altyapısının hedef alınması ve Hürmüz Boğazı’na dair tehditler, küresel enerji piyasasında büyük bir kriz potansiyeli taşıyor.

ANALİZ: İsrail’in İran’a “Aslan Pençesi”: Başarılı Operasyonun Sınırları ve Petrol Krizi Riski

Özet:

İsrail’in “Yükselen Aslan Operasyonu” ile İran’a düzenlediği geniş kapsamlı hava saldırıları, Tahran’ın askeri ve nükleer altyapısında büyük yıkım yarattı. Ancak analistlere göre bu operasyon, İran’ın nükleer kapasitesini tamamen yok etmekten uzak. ABD Başkanı Trump’ın destekleyici ancak temkinli tavrı, sürecin seyrini belirleyecek. Öte yandan, petrol altyapısının hedef alınması ve Hürmüz Boğazı’na dair tehditler, küresel enerji piyasasında büyük bir kriz potansiyeli taşıyor.


İsrail’in Büyük Saldırısı: İran’a 45 Yıldır Görülmemiş Darbe

13 Haziran’da başlatılan “Yükselen Aslan Operasyonu” ile İsrail, İran’a yönelik en kapsamlı askeri harekâtını gerçekleştirdi. Yüzlerce nükleer tesis, füze üssü ve komuta merkezi hedef alındı. İran’ın askeri altyapısı ağır darbe alırken, rejimin komuta zinciri neredeyse çöktü. Uzmanlar, bu operasyonun İran’ın 1980’de Saddam Hüseyin’in işgalinden bu yana yaşadığı en büyük askeri kayıp olduğunu belirtiyor.

İran ise karşılık olarak kamikaze drone’lar ve balistik füzelerle misillemeler yapıyor. Ancak bu saldırıların sınırlı etkisi var. Tahran yönetimi artık doğrudan askeri caydırıcılıktan çok, siber saldırılar, küçük çaplı terör eylemleri ve Hürmüz Boğazı’nı tehdit etme gibi daha dolaylı stratejilere yönelmiş durumda. Fakat tüm bu adımlar, ABD’yi çatışmaya çekme riski taşıdığı için rejim açısından ciddi bir kumar anlamına geliyor.


İran’ın Nükleer Programı Hâlâ Ayakta

İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılar büyük başarılar getirse de, İran’ın nükleer programının tamamını yok edebilmiş değil. Özellikle yer altındaki Fordow uranyum zenginleştirme tesisi hâlâ aktif ve bu tesisin devre dışı bırakılması için ABD’nin desteği gerekiyor.

Başkan Donald Trump, İsrail’in operasyonuna destek verse de, ABD ordusunun doğrudan savaşa dahil olması düşük ihtimal. Trump, hem iç politik hesaplar hem de uzun süredir ABD dış politikasında Ortadoğu’dan çekilme yönündeki stratejisi nedeniyle temkinli davranıyor. “Savaşsınlar, görelim” yaklaşımını benimsemiş görünüyor.


Petrol Şoku: Hedefte İran’ın Enerji Altyapısı

İsrail’in saldırılarında, 14 Haziran’da Güney Pars doğalgaz sahası ve İran’ın önemli bir rafinerisi de hedef alındı. Bu gelişmelerin ardından Brent petrol fiyatı %7 yükseldi; 16 Haziran sabahı ise %0,5 daha arttı.

İran, uluslararası yaptırımlara rağmen dünyanın 9. büyük petrol üreticisi konumunda. OPEC+ ülkelerinin üretim kapasitesi İran’ı telafi edebilecek düzeyde olsa da, İran üretiminin devre dışı kalması küresel arzı ciddi şekilde zorlayabilir.

Asıl endişe ise Hürmüz Boğazı’nda yoğunlaşıyor. Küresel petrol arzının yaklaşık %20’si bu dar su yolundan geçiyor. İran’ın Boğaz’ı kapatması veya buradaki sevkiyatı sekteye uğratması, sadece enerji krizini değil, Körfez’deki diğer üretici ülkeleri de doğrudan çatışmanın içine çekebilir.


Trump’tan Sert Uyarılar: “Sabır Tükeniyor”

Başkan Trump, İran’a yönelik söylemlerini sertleştirerek Tahran’dan koşulsuz teslimiyet talep etti. Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, İran Dini Lideri Ali Hamaney için “kolay hedef” ifadesini kullandı ve “Şimdilik onu öldürmeyeceğiz ama sabrımız tükeniyor” dedi.

Trump, Kanada’daki G7 zirvesinden erken ayrılarak basına “Ateşkes değil, bu işin tamamen bitmesini istiyorum,” açıklamasını yaptı. Aynı zamanda “İran nükleer silaha asla sahip olamaz” sözlerini tekrarlayan Trump, Tahran halkının da derhal başkentten tahliye edilmesini istedi.

Bu açıklamaların ardından petrol fiyatları Salı günü %3 yükselerek varil başına 73,84 dolara çıktı (ABD tipi petrol); Brent ise 75,41 dolara ulaştı.


Piyasalar Temkinli ama Şimdilik Sakin

Petrol piyasası, saldırıların ilk günlerinde yaşanan yükselişe rağmen genel olarak sakin seyrediyor. Eski Biden enerji danışmanı Amos Hochstein, OPEC+’ın üretimi artırdığı ve ABD’nin rekor seviyede üretim yaptığı için piyasanın kendisini güvende hissettiğini belirtiyor.

Hochstein’a göre piyasa, İsrail’in İran’a karşı saldırılarını sürdürebileceğine ve İran’ın buna etkin karşılık veremeyeceğine inanıyor. Yine de İran’ın ihracat altyapısının hedef alınması veya Hürmüz Boğazı’nın kapatılması gibi olasılıkların fiyatlarda sert sıçramalar yaratabileceği unutulmamalı. Goldman Sachs bu gibi bir senaryoda petrolün 100 doların üzerine çıkabileceği uyarısında bulunuyor.


Sonuç: Zafer Sarhoşluğu Yerine Stratejik Soğukkanlılık Gerek

İsrail’in askeri başarısı etkileyici olsa da, tarih Ortadoğu’da erken zaferlerin çoğunlukla sürdürülebilir stratejik sonuçlar getirmediğini gösteriyor. Saddam’ın 1980’de İran’ı işgali, zamanla Tahran’daki rejimin daha da güçlenmesine yol açmıştı. Benzer şekilde, ABD’nin Afganistan ve Irak’taki hızlı askeri zaferleri yıllarca süren direniş hareketlerine ve istikrarsızlığa evrildi.

Bugün İsrail’in İran’a karşı elde ettiği başarı da dikkatle yönetilmezse bölgeyi daha büyük bir çıkmaza sürükleyebilir. Trump’ın çatışmaya doğrudan müdahale etmeme tercihi şimdilik sürse de, enerji piyasalarındaki baskılar ve bölgesel genişleme riski bu kararı zamanla zorlaştırabilir.

Kaynaklar:  Brookings Brief, CNBC

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler