Para-banka-finans
CDS piyasası İmamoğlu’nu unuttu
Merkez Bankası’nın rezerv birikimine yeniden başlaması ve PKK’nın kendini feshetmesi gibi gelişmelerin ardından Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), yaklaşık iki ay sonra ilk kez 300 baz puanın altına geriledi.

Merkez Bankası’nın rezerv birikimine yeniden başlaması ve PKK’nın kendini feshetmesi gibi gelişmelerin ardından Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), yaklaşık iki ay sonra ilk kez 300 baz puanın altına geriledi.
Türkiye ekonomisine ilişkin risk algısını gösteren önemli göstergelerden biri olan 5 yıllık kredi risk primi (CDS), mart ayından bu yana ilk kez yeniden 300 baz puanın altına indi. CDS, son olarak 25 Mart tarihinde bu seviyenin altında işlem görmüştü.
Bu gerilemenin arkasında, son haftalarda Türkiye ekonomisinde yaşanan rezerv artışı, para politikası istikrarı ve jeopolitik gelişmelerin etkili olduğu değerlendiriliyor.
MERKEZ BANKASI REZERVLERİ ARTIYOR
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 9 Mayıs ile sona eren haftaya ilişkin açıkladığı verilere göre, döviz rezervleri 57,577 milyar dolardan 61,222 milyar dolara yükselirken, altın rezervleri 80,955 milyar dolardan 83,121 milyar dolara çıktı. Böylece toplam rezervler, son haftalarda yeniden yukarı yönlü bir ivme kazandı.
Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan yargı sürecinin ardından yaşanan finansal türbülans nedeniyle Mart sonu itibarıyla hızla eriyen rezervlerin, yeniden toparlanma sürecine girmesi piyasalar tarafından olumlu karşılandı.
PKK’NIN FESHİ JEOPOLİTİK RİSKLERİ AZALTTI
CDS’teki düşüşte yalnızca ekonomik gelişmeler değil, jeopolitik alandaki önemli dönüşümler de etkili oldu. Terör örgütü PKK’nın kendini feshettiğine yönelik açıklamalar, Türkiye’nin dış güvenlik risklerini azaltıcı yönde değerlendirilirken, bu durum kredi risk algısında iyileşme sağlayan unsurlardan biri olarak öne çıktı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de konuyla ilgili değerlendirmesinde, söz konusu gelişmenin kredi notu açısından olumlu etkileri olabileceğine işaret ederek,
“Jeopolitik gelişmeler, önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisinin görünümünü destekleyebilir,” ifadelerini kullandı.
FİNANSAL İSTİKRAR İÇİN KRİTİK SEVİYE
Uzmanlara göre 300 baz puanın altına inen CDS, yabancı yatırımcı açısından Türkiye’nin finansal risklerinin daha yönetilebilir bir seviyeye geldiği algısını güçlendiriyor. Bu seviye aynı zamanda uluslararası borçlanma maliyetlerinin düşmesine, yatırım iştahının artmasına ve sermaye girişlerinin desteklenmesine katkı sağlayabilir. (KARAR)
HSBC PORTFÖY BAŞEKONOMİSTİ İBRAHİM AKSOY: CDS HAFTAYI 302 PUANDAN KAPATTI
Yurtdışı yatırımcılar ise Türkiye piyasalarındaki pozisyonlarını geçen hafta artırdı. Söz konusu yatırımcılar TL devlet tahvili ve hisse senedi piyasasındaki pozisyonlarını sırasıyla 934 (781 milyon doları Türkiye’deki bankaların yurtdışın şubelerinden) ve 102 milyon dolar artırdı. Diğer yandan, geçen hafta TL carry trade yatırımlarının 2.8 milyar dolar tutarında arttığını hesaplıyoruz.
Bu gelişmelerle Merkez Bankası’nın swaplar için düzeltilmiş net döviz rezervleri Mart ortasından bu yana ilk defa yükseldi. Bu açıdan bakıldığında net rezervler geçen hafta 1.9 milyar dolar artarak 9.5 milyar dolara çıktı. Pazartesi ve Salı günü ise net rezervin toplamda 2.4 milyar dolar artarak 11.9 milyar dolara yükseldiğini hesaplıyoruz.
Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre, yılsonu enflasyon beklentisi %29.98’den %30.35’e çıksa da, 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi %25.56’dan %25.06’ya geriledi. Mart’ta döviz kurunda görülen oynaklığın enflasyonist etkisinin sınırlı kaldığını gösteren Nisan enflasyon verileri sonrasında, 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi Mayıs anketinde gerilemiş görünüyor. Yılsonu dolar/TL kuru beklentisi ise 43.60’tan 43.70’e çıkarken önemli bir değişim göstermemiş oldu. Üç ay sonrası için TCMB’nin haftalık repo ihale faizine dair beklenti ise %39.2’den %43.0’a yükseldi.
Bankacılık sisteminin TL likidite ihtiyacının azalmasıyla birlikte bankaların Merkez Bankası’ndan %49 ile yaptığı gecelik TL borçlanma miktarı dün 344 milyar TL’den 182 milyar TL’ye geriledi. Bu kaynaktan fonlama 11 Nisan’da 906 milyar TL’ye kadar yükselmişti. Bu kaynaktan fonlamanın payının daha da azalmasıyla birlikte TCMB ağırlıklı ortalama fonlama faizi dün 27 baz puan düşerek %48.35’e geriledi. BİST repo-ters repo piyasasında gecelik ortalama faiz dün değişmeden %48.99’da kaldı. Bankaların TL likidite ihtiyacının azalmasıyla birlikte önümüzdeki günlerde ortalama repo faizinde sınırlı da olsa düşüşler olabileceğini öngörüyoruz.
Merkezi Yönetim bütçesi Nisan’da geçen yılın Nisan ayındakine benzer bir bütçe açığı kaydetti. Bütçe açığı Nisan’da 175 milyar TL oldu. Diğer yandan, geçen yıl Nisan’da faiz dışı 64 milyar TL açık görülürken bu yıl Nisan’da 86 milyar TL faiz-dışı fazla kaydedildi. Gelirler geçen yılın aynı ayına göre %61 gibi görece yüksek bir hızda artarken faiz-dışı harcamalarda artışın %32 gibi sınırlı bir hızda artması faiz-dışı fazla oluşmasına neden oldu. 12 aylık birikimli bütçe açığı Mart’taki 2.303 trilyon TL’den (GSYİH’ye oranla %-4.9) 2.300 trilyon TL’ye (%-4.5) geriledi (GSYİH’ye oran olarak bakıldığında). 12 aylık birikimli faiz-dışı açık ise Mart’taki 820 milyar TL’den (GSYİH’ye oranla %-1.7) 670 milyar TL’ye (%-1.3) geriledi. Orta Vadeli Program’a göre hükümetin bu yıl için bütçe açığı hedefi GSYİH’ye oranla %3.1 seviyesinde bulunuyor.
Türkiye’nin 5 yıllık CDS’i dün önemli bir değişim göstermeden 302 baz puanda kalırken Eurobond faizleri de önemli bir değişim göstermedi. Dolar/TL kuru bankalararası piyasada %0.1 düşerek 38.72’ye gerilerken Eylül 2034 vadeli sabit kuponlu tahvil faizi günü 23 baz puan düşerek %34.30’da bitirdi. BİST 100 endeksi ise günü %1.7 düşerek 9541 puanda tamamladı. Endeks bugün %0.6’ya yakın artışla 9595 puan civarında seyrederken dolar/TL %0.3 artışla 38.83 civarında seyrediyor.