Para-banka-finans
🚨 KREDİ PİYASALARINDA $200 MİLYARLIK “YAPAY ZEKA SELİ” ALARMI! DEV TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİ BORÇ RİSKİNİ ARTIRIYOR
ABD'li teknoloji devleri, devasa yapay zeka altyapılarını finanse etmek için bu yıl 200 milyar dolardan fazla tahvil ihraç etti. Meta'nın 30 milyar dolarlık satışı rekor taleple karşılanırken, uzmanlar bu borçlanma selinin kredi piyasalarında "sistemik risk" yaratabileceği ve Türk piyasalarından yabancı fon çekebileceği uyarısında bulunuyor.
ABD’li teknoloji devleri, devasa yapay zeka altyapılarını finanse etmek için bu yıl 200 milyar dolardan fazla tahvil ihraç etti. Meta’nın 30 milyar dolarlık satışı rekor taleple karşılanırken, uzmanlar bu borçlanma selinin kredi piyasalarında “sistemik risk” yaratabileceği ve Türk piyasalarından yabancı fon çekebileceği uyarısında bulunuyor.
YZ Altyapısı Devleri Borç Musluklarını Açtı: Risk Sistemikleşiyor
ABD’li şirketler, bu yıl devasa yapay zeka (YZ) ile ilgili altyapı projelerini finanse etmek amacıyla 200 milyar doları aşan tahvil ihracı gerçekleştirdi. Analistler, bu borçlanma patlamasının genel kredi piyasasını “su basacağı” ve kredi yatırımcıları için yeni borç riskleri biriktireceği tahmininde bulunuyor.
İnternetin çalıştığı bulut bilişim hizmetlerini sağlayan teknoloji devleri, başlangıçta yatırımlarını güçlü kazançları ve sağlam bilançoları aracılığıyla finanse ediyordu. Ancak, YZ veri merkezlerinin fahiş ön maliyetlerini karşılamak için giderek daha fazla borç piyasalarına yönelmeye başladılar. Bu durum, teknolojiden elde edilecek getirilerin hâlâ yıllar uzakta olması nedeniyle dikkat çekiyor.
Mark Zuckerberg’in şirketi Meta, YZ projelerini finanse etmek için geçtiğimiz hafta 30 milyar dolarlık tahvil sattı. Anlaşmaya yakın kaynaklara göre, bu satış yaklaşık 125 milyar dolarlık rekor bir taleple karşılandı; bu, dolar bazında ABD yatırım yapılabilir seviyedeki şirket tahvili için tarihin en büyük talebi oldu. Goldman Sachs, bu “jumbo” tahvil satışlarının (Meta, Alphabet, Oracle) bu yılki ABD kurumsal net borç arzının dörtte birinden fazlasını oluşturduğunu tahmin etmişti.
TwentyFour Asset Management fon yöneticisi Gordon Shannon, “Yüksek reytingli teknoloji ihraççılarının YZ yatırımlarını finanse etmek için duyduğu bu devasa borç iştahı, kurumsal kredi piyasalarının diğer alanlarından talebi saptıracaktır,” değerlendirmesini yaptı.
Uzmanlardan “Sistemik Risk” ve Türkiye’ye Etkisi Uyarısı
DA Davidson teknoloji araştırma başkanı Gil Luria, yatırımcıları uyararak şunları ekledi:
⚠️ “Eğer piyasalar, yeterli getirisi olmayabilecek ve hızla değer kaybeden varlıklara yüz milyarlarca dolar borç yatırırsa, risk sistemik hale gelebilir.”
Barclays analistleri de YZ borçlanmasının yatırımcılar için “odadaki en büyük fil” olduğunu belirterek, hızla artan sermaye harcamalarının (capex) “bir ihraç seline yol açabileceği” uyarısında bulundu.
Kıdemli fon yöneticileri, bu satış dalgasının sabit getirili yatırımcıları YZ harcama patlamasının sürdürülebilirliği konusunda sorgulamaya ittiğini belirtiyor. Aviva Investors’dan Fraser Lundie, ihraçlardaki bu yükselişin “konsantrasyon riski” ve “capex sürdürülebilirliği” hakkında önemli soruları gündeme getirdiğini söyledi.
Türk Piyasalarına Olası Yan Etkileri
Bu küresel borçlanma seli, Türkiye piyasaları üzerinde doğrudan ve dolaylı olmak üzere olumsuz bir etki yaratabilir:
- Yabancı Fon Kaybı: Yabancı fon yöneticileri, aynı getiriyi elde etme potansiyeli karşısında, Türkiye gibi gelişmekte olan piyasaların kur riskini almak yerine, daha yüksek kredi notuna sahip ABD teknoloji devlerinin tahvillerine yönelirler. Bu, Borsa İstanbul veya TL tahvillerine gelmesi muhtemel yabancı sermayenin yönünü değiştirir.
- Likidite Maliyeti: Küresel kredi piyasalarındaki likiditenin bu devasa ABD tahvillerine yönelmesi, Türk şirketlerinin uluslararası piyasalardan borçlanmasını daha pahalı ve zor hale getirebilir.
- Global Satış Baskısı: Eğer küresel çapta bir YZ teknolojisi “balonu” oluşur ve patlarsa, büyük teknoloji hisselerindeki keskin düşüşler, küresel satış dalgalanmalarına karşı hassas olan Türk teknoloji ve holding hisselerini de beraberinde sürükleyebilir.
Carmignac yatırım komitesi üyesi Kevin Thozet, harcamaların şirketlerin kendi nakit akışları yerine sermaye piyasaları (özel borç dahil) aracılığıyla finanse edilmesinin daha geniş riskleri konusunda uyarıda bulunarak, “Eğer bu durum sistemde daha fazla kötü borç bırakırsa, çok daha olumsuz sonuçları olabilir,” dedi.
