Gündem
Ortadoğu Gerilimle Uyanıyor: İsrail-İran Krizi Bölgesel İstikrarı Tehdit Ediyor
İsrail’in İran’a yönelik hava saldırısı, diplomatik çözüm umutlarını zayıflattı. Tahran misilleme hazırlığında. ABD kaygılı, Körfez ülkeleri belirsizlik içinde. Sırada ne var? İşte dış basın kaynaklarının analizi..

İsrail’in İran’a yönelik hava saldırısı, diplomatik çözüm umutlarını zayıflattı. Tahran misilleme hazırlığında. ABD kaygılı, Körfez ülkeleri belirsizlik içinde. Sırada ne var? İşte dış basın kaynaklarının analizi..
12 Haziran gecesi Ortadoğu ülkeleri, Pazar günü Umman’da yapılması planlanan ABD-İran nükleer görüşmeleri sayesinde tansiyonun düşebileceği umuduyla uykuya daldı. Ancak sabaha karşı saat 03.00’te İsrail genelinde çalan sirenler ve İsrail Savunma Bakanlığı’nın yaptığı açıklama, bölgede kriz çıtasını hızla yükseltti.
İsrail Önleyici Saldırıyı Başlattı
İsrail Savunma Bakanı, İran’a yönelik önleyici bir saldırının başlatıldığını duyurdu. Açıklamada, İsrail’e yönelik füze ve İHA saldırısının beklendiği belirtildi. Bu gelişme, bölgede olası büyük bir çatışmanın başlangıcı olarak yorumlanıyor.
İsrail’den İran’a Nükleer Tesislere Hava Saldırısı: Ortadoğu’da Gerilim Tırmanıyor
Geçtiğimiz yıl da İran ile İsrail arasında iki büyük saldırı değişimi yaşanmış, İran yüzlerce füze ve İHA ile İsrail’i hedef almıştı. İsrail ise sınırlı ama hassas hava saldırılarıyla yanıt vermişti. 2024’te İsrail, Yemen’deki Husi hedeflerini de vurmuştu.
İran Misilleme Yapar mı?
İran’ın sahip olduğu bölgesel vekil güçler bu konuda belirleyici olacak. Irak’taki Haşdi Şabi milisleri, Yemen’deki Husiler, Gazze’deki İslami Cihad ve Lübnan’daki Hizbullah bunların başında geliyor. Ancak özellikle 2024’te Gazze savaşında ve Hizbullah’a karşı alınan askeri başarılar sonrası bu güçlerin zayıfladığı gözlemleniyor.
İran aynı zamanda Rusya ve Çin gibi müttefiklerinden aldığı siyasi destekle elini güçlü tutmak istiyor. Tahran, BM’de yapılan 12 Haziran oylamasında neredeyse tüm ülkelerin İsrail’e karşı ateşkes çağrısı yapmasını kendi lehine yorumluyor.
Umman Görüşmeleri Çıkmaza Girdi
ABD ile İran arasındaki görüşmeler Nisan ve Mayıs aylarında beş kez yapıldı. Ancak İran, uranyum zenginleştirme faaliyetlerine devam etme hakkından taviz vermek istemediği için müzakereler çıkmaza girdi.
İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) kendisine yönelik kararlarına tepki göstermiş, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’ndan (NPT) çekilme tehdidinde bulunmuştu. Bununla birlikte uzmanlara göre bu açıklamalar daha çok blöf niteliğinde; zira İran yaptırımların kalkmasını istiyor ve doğrudan savaşın ülke içi istikrarı sarsabileceğini biliyor.
Trump Dönemi Farklı Dinamikler Getirdi
2025 yılı itibarıyla Başkan Trump’ın yeniden göreve gelmesiyle birlikte İran daha temkinli bir çizgi izlemeye başladı. ABD’nin Rusya ile yürüttüğü müzakereler, Gazze’de ateşkes girişimleri ve Körfez ülkeleriyle iyileşen ilişkiler İran için yeni fırsatlar sundu.
Trump, Mayıs ayında Körfez ülkelerini ziyaret etti. Bu ülkeler Trump’a bölgesel istikrar istediklerini iletti. Trump, bu görüşmeler sonrası Netanyahu’ya İran’a saldırmaması çağrısında bulunduğunu da açıklamıştı.
ABD Endişeli: İran’dan Kitle İmha Misillemesi Gelebilir
Beyaz Saray’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un geçtiğimiz hafta Cumhuriyetçi senatörlere yaptığı kapalı toplantıda İran’ın olası misillemesiyle ilgili uyarılarda bulunduğu bildirildi. Witkoff, İran’ın balistik füze kapasitesine dikkat çekerek, böyle bir saldırının İsrail’in hava savunma sistemini aşabileceğini ve kitlesel can kaybına neden olabileceğini belirtti.
Newsweek’in haberine göre İran, İsrail’in nükleer tesislerini bombalaması halinde “benzeri görülmemiş bir yanıt” vereceğini ilan etti. Husiler de olası bir Amerikan müdahalesine karşı “en üst düzeyde hazırlıklı” olduklarını duyurdu.
İran İçin Dönüm Noktası
İran, şu anda diplomatik düzlemde İsrail’i saldırgan taraf olarak göstermeye çalışıyor. Bu hafta Norveç’te Dışişleri Bakanı’nın temasları, Suudi Arabistan ve Katar’la gelişen ilişkiler ve Mısır’la kurulan yeni köprüler bu stratejinin bir parçası.
İran, İsrail’in zayıflayan uluslararası desteğini avantaja çevirmek istiyor. Özellikle Avrupa ülkelerinin İsrail’e yönelik tutumlarının sertleşmesi, İran’ın elini güçlendirdi.
Ancak bölge ülkeleri, bu krizin savaşa mı yoksa yeni bir anlaşma sürecine mi evrileceğini kestiremiyor. Körfez ülkeleri, ABD’nin diplomatik hamlelerle süreci yatıştırabileceğini umuyordu, ancak şu anki tablo bunun tam tersine işaret ediyor.
Netanyahu'nun Niyetleri Tartışılıyor
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya yönelik iç kamuoyunda da ciddi eleştiriler var. The Times of Israel’in yayımladığı bir ankete göre İsraillilerin %55’i Netanyahu’nun öncelikli hedefinin görevde kalmak, sadece %36’sının ise Hamas tarafından tutulan rehineleri geri almak olduğuna inanıyor. Bu durum, Netanyahu’nun krizleri iç siyaset için kullandığı eleştirilerini artırıyor.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]