Gündem
Kuraklık Enerji Krizine Dönüştü: Atatürk Barajı’nda 30 Yılın En Düşük Üretimi
İklim değişikliği ve su yönetimindeki plansızlık, Türkiye’de yalnızca su kıtlığına değil, aynı zamanda ciddi bir enerji krizine de zemin hazırlıyor. Türkiye’nin elektrik üretiminde kilit bir rol üstlenen Atatürk Barajı’nda son yıllarda enerji üretimi dikkat çekici biçimde azaldı. Barajda 2022, 2023 ve 2024 yıllarında üretilen elektrik miktarı 5,5 milyar kilovatsaatin altına düşerken, 1990’lı yılların sonunda bu rakam yıllık 10 milyar kilovatsaatin üzerindeydi.
İklim değişikliği ve su yönetimindeki plansızlık, Türkiye’de yalnızca su kıtlığına değil, aynı zamanda ciddi bir enerji krizine de zemin hazırlıyor. Türkiye’nin elektrik üretiminde kilit bir rol üstlenen Atatürk Barajı’nda son yıllarda enerji üretimi dikkat çekici biçimde azaldı. Barajda 2022, 2023 ve 2024 yıllarında üretilen elektrik miktarı 5,5 milyar kilovatsaatin altına düşerken, 1990’lı yılların sonunda bu rakam yıllık 10 milyar kilovatsaatin üzerindeydi.
Benzer bir tabloyla karşı karşıya kalan Irak hükümeti ise, Dicle ve Fırat nehirlerinden gelen suyun azalması üzerine Türkiye’den Ekim ve Kasım aylarında her ay için 1 milyar metreküp ek su bırakılmasını talep etti.
Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Fırat-Dicle havzasındaki barajlarımız, Türkiye’nin hidroelektrik potansiyelinin yaklaşık yarısını karşılayabilecek kapasitede. Buna rağmen bu barajlardan elde edilen elektrik üretimi yıllar içinde aşamalı biçimde düşüş göstermektedir” dedi.
Yıldız, Keban, Karakaya ve Atatürk barajlarında son 30 yılda toplam üretimin, ilk yıllara göre ortalama yüzde 25 oranında azaldığına dikkat çekerek, “Atatürk Barajı’nda 1998 yılında 10,5 milyar kilovatsaat olan üretim, 2021’de 3,7 milyara, 2022’de 3,4 milyara, 2023’te 3,2 milyara, 2024’te ise 5,4 milyar kilovatsaate geriledi” bilgisini paylaştı.
Bu düşüşün yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda hidropolitik sonuçlar doğurduğunu vurgulayan Yıldız, “Elektrik üretimindeki azalma, bölgede yaşanan kuraklıklarla doğrudan bağlantılıdır. İklim krizinin etkileri artık enerji arz güvenliğimizi de tehdit eder hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.
