Güldem Atabay
Güldem Atabay: Mehmet Şimşek’in “en şanssız yazı”
19 Mart sonrası sarsıntılara yüksek faizle yanıt veren Bakan Şimşek, programında “en zor dönemin geride kaldığını” söylüyor. Ancak her türden veri tam tersini gösteriyor. Mehmet Şimşek’in 2026 refah vaadi, milyonların bugünkü sefaletine çare olmuyor.

19 Mart sonrası sarsıntılara yüksek faizle yanıt veren Bakan Şimşek, programında “en zor dönemin geride kaldığını” söylüyor. Ancak her türden veri tam tersini gösteriyor. Mehmet Şimşek’in 2026 refah vaadi, milyonların bugünkü sefaletine çare olmuyor.
19 Mart darbesi ile başlayan finansal piyasa çalkantısına Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in cevabı kamu maliyesini felç eden faiz transferlerini daha da yükseltecek bir faiz artışı oldu. Kökleri Saray’ın sayısız koridorlarında bir yere dayanan buzdağının görünen yüzü Yeni Şafak da Şimşek’e eleştiri dozunu yükseltme fırsatını kaçırmadı. Anadolu sermayesinin sesi olarak eleştirilerini giydiren Yeni Şafak kadroları Bakan’ın yüksek faiz politikasını yerden yere vurarak Şimşek’in koltuğunu salladı.
Arada açıklanan ilk çeyrek büyüme ve nisan ayı istihdam verileri Şimşek politikalarının sağlıksız yan etkilerine ışık da tuttu. Âtıl işgücü oranı yüzde 32,2 gibi muazzam bir seviyeye fırlarken ilk çeyrekte hem sanayi (yüzde -1,8) hem de tarım sektörü (yüzde -2,0) daralma yönünde hareket etmişti.
Bayram tatilinin bitip işbaşı yapıldığı ilk gün Mehmet Şimşek’ten gelen açıklamalar bu nedenle dikkat çekici. Yerel seçimde duvarlarında gedikler açılan AKP kalesinin içinden gelen sert saldırılara karşı bir savunma, destek aldığı Cumhurbaşkanı’na da bir umut verme niteliğinde görünüyor.
Bakan Şimşek’e göre, 2023 seçimlerinden bu yana uygulanan “yüksek faiz-değerli TL” politikasından ibaret olan ekonomi programında “en zorlu dönem” geride kaldı. Bundan sonrası için yol aydınlık. Cumhurbaşkanı’nın dördüncü kez seçilmesi için yapmayı hedeflediği Anayasa değişikliği gerçekleşmezse 2027 içinde planlanan erken seçim öncesinde, tam da 2026’da herkes için kolaylaşacak.
Enflasyonun hız kesmesiyle bireylerin alım gücü artacak. Faiz indirimleri ve bollaştırılacak kredi koşulları ile eşliğinde Yeni Şafak’ın ses verdiği orta ve küçük ölçekli şirketlerin finansmana erişimi artacak. Birden mucizevi şekilde reel sektör üzerindeki belirsizlikler azalacak. Yabancı yatırımcının yüksek faiz-değerli TL sözüyle sakin duran piyasalarda öngörülebilirlik güçlenecek. Ekonomide büyüme eğilimi güçlendikçe istihdam ve gelir artışı ivme kazanacak. Cumhur İttifakı’nın her antidemokratik adımı sonrası Adalet Bakanı Tunç’un “Türkiye bir hukuk devletidir” cümlesinden ayrı düşünülemeyecek şekilde, her açıklanan makroekonomik veriden sonra Bakan Şimşek’in söylediği “Program çalışıyor” ruhuyla uyumlu 2026’dan itibaren “uyguladığımız reformlar somut sonuçlar vermeye başlayacak.”
O halde TÜİK’in 2024 sonundan hanehalkının yaşam savaşının ne seviyede olduğunu gösteren verilerinden birkaç alıntı yapmakta fayda var.
Türkiye genelinde ailelerin toplam harcamaları içinde yıllardır ilk sırada yer alan gıda harcamaları üçüncü sıraya düşerken (yüzde 18,1), konut/kira harcamaları (yüzde 26) en büyük kalem halinde. Gelir grupları arasındaki tüketim farkları derinleşti ve temel ihtiyaçlara erişim özellikle düşük gelirli kesimler için daha da zorlaştı. En yoksul yüzde 20’lik kesim, bütçesinin yüzde 38,4’ünü kiraya, yüzde 33,7’sini ise gıdaya harcadı. Bu iki kalem toplam harcamalarının yüzde 72,1’ini oluşturdu. En zengin yüzde 20’lik kesim toplam tüketim harcamalarının yüzde 47,7’sini yaparken, en yoksul yüzde 20’nin payı sadece yüzde 5,6’da kaldı.
2025 başına varalım: Temmuz ayında enflasyon ayarı yapılmayacağı açıklanan yaklaşık 7 milyon çalışanın aldığı, 15 milyon çalışanın etrafında gelir elde ettiği asgari ücret tam olarak 22 bin 104 lira. Nisan ayında açlık sınırı 24 bin 35 lira. Yoksulluk sınırı 78 bin 292 lira.
Şimşek’in 2026’da aniden refah hissedeceğini söylediği kabaca 15 milyon çalışan, asgari ücretin iki yıldır enflasyonla karşı yüzde 30-40 seviyede kaybettirilmesiyle enflasyonla mücadeleye araç olmuş durumda.
Belirsizlerin azalacağı vaadinde bulunan Şimşek’in hizmet ettiği hükümet ana muhalefet partisi CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu Silivri’de hapsetmiş, ekip arkadaşlarını içeriye almış, partiyi on yıllar sonra birinciliğe taşıyan yönetimine de bu yaz bitmeden kayyım atama yolunda ilerliyor. Yaz boyunca yerel yönetimler yasası, seçim yasası ve hatta Anayasa değişikliği yoluyla otoriter rejimi pekiştirme adımları planlıyor. CHP ve İmamoğlu’nu yoldan geri döndüremezse aynı yönetimin seçimleri erteleyeceği konuşuluyor.
Bakan Şimşek engin finansal piyasalar tecrübesiyle yabancı fon sahiplerine yönelik iyi bir satıcı. Ancak iş içeride yaşatıldıklarımızı parlatmaya gelince, vaatleri daha ağzından çıktığı anda havadaki ağırlık içinde buharlaşıp kayboluyor.
Yazarın izniyle BirGün Gazetesi’nden yeniden yayınlandı
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]