Gündem
Ekrem İmamoğlu’nun ‘casusluk’ soruşturmasında savcılık ifadesi ortaya çıktı
‘Casusluk’ suçlamaları kapsamında bugün savcılıkta ifadesi alınan CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu savcılıkta verdiği ifadesine ulaşıldı.
‘Casusluk’ suçlamaları kapsamında bugün savcılıkta ifadesi alınan CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu savcılıkta verdiği ifadesine ulaşıldı.
Ekrem İmamoğlu savcılıkta verdiği ifadesinde, itirafçı Hüseyin Gün ile nasıl tanıştıkları hakkında, “Dosyada şüpheli olarak bulunan sormuş olduğunuz diğer şahıs olan Hüseyin GÜN isimli şahsı ise tanıdığımı hatırlamıyorum” diye konuştu. Gün’ün yazışmalarında isminin geçmesi ve İmamoğlu’nun sosyal medyada trol orduları kurduğu iddiaları üzerine, “Ekrem İmamoğlu ismi ile kastedilen ben olabilirim fakat bu yazışmalar ile bir ilgim yoktur, adıma bu şekilde yapıldığı iddia edilen yazışmalarla alakalı hiçbir şekilde bilgim yoktur” dedi. Talimat vererek veri topladığı iddiaları hakkında konuşan İmamoğlu, “Yazıyı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladığım Teftiş Kurulu Başkanlığı’na ben yazmıştım. Bahse konu belgenin yazılış amacı İBB’ye ait her türlü kurum evrakının güvenliğinin sağlanması amacı iledir, başkaca herhangi bir amacı yoktur” ifadelerini kullandı. Atılı suçlamalar hakkında konuşan İmamoğlu, “Roma’yı benim yaktığım daha gerçekçidir” dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, CHP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, TELE 1 Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ile İmamoğlu’nun danışmanı ve kampanya direktörü Necati Özkan hakkında “casusluk” soruşturması başlatıldı. Soruşturma kapsamında Merdan Yanardağ gözaltına alındı, evinde ve TELE1 binasında polis tarafından arama yapıldı. “Ekrem İmamoğlu suç örgütü” ifadesi kullanılan savcılık soruşturmasının kilit ismi Hüseyin Gün oldu.
Gün’ü nereden tanıdığı, nasıl ilişkileri olduğu sorulan İmamoğlu, “Dosyada şüpheli olarak bulunan sormuş olduğunuz diğer şahıs olan Hüseyin GÜN isimli şahsı ise tanıdığımı hatırlamıyorum. Hakkında bu soruşturma kapsamında soruşturma başlatıldığını öğrendikten sonra medyaya düşen bu şahsın ve yanında bulunan kadın bir şahsın benimle olan fotoğrafımın avukatlarım tarafından bana gösterilmesinden sonra da Hüseyin GÜN ismi şahsı tekraren anımsayamadım” diye konuştu.
Hüseyin Gün’ün elektronik cihazlarına yapılan incelemeler sonucunda yazışmalarda adının yer alması hakkında İmamoğlu şöyle konuştu:
“Ekrem İmamoğlu ismi ile kastedilen ben olabilirim fakat bu yazışmalar ile bir ilgim yoktur, adıma bu şekilde yapıldığı iddia edilen yazışmalarla alakalı hiçbir şekilde bilgim yoktur. Bu konu ile de ilgilenmiyorum. Yazışmalarda geçen sorduğunuz ”150 bin kişilik dijital ordu” şeklinde ki ibare ile ne kastedildiğini bilmiyorum. Ama tahminimce İstanbul gönüllüleri kastedilmiş olabilir ama daha önceden de belirttiğim gibi okuduğunuz tüm yazışmalar ile alakalı bilgim bulunmamaktadır.”
Talepte bulunarak belediye bünyesindeki verileri topladığı iddiaları hakkında İmamoğlu şöyle dedi:
“Yazıyı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladığım Teftiş Kurulu Başkanlığı’na ben yazmıştım. Bahse konu belgenin yazılış amacı İBB’ye ait her türlü kurum evrakının güvenliğinin sağlanması amacı içindir, başkaca herhangi bir amacı yoktur.”
TIKLAYIN – ‘Casusluk’ soruşturmasında savcılıkta ifade veren Merdan Yanardağ: Gün’den bugüne kadar para almadım, normal bir izleyici ile yaptığım konuşmaları yaptım
Gün’ün seçim süreçlerinde İmamoğlu’na analizler verdiği iddiası üzerine İmamoğlu şöyle konuştu:
“Bahse konu Hüseyin GÜN tarafından verilen beyanlar hayatımda duyduğum adeta en saçma yorumlardan ibaret beyanlardır. Yukarıda da belirttiğim üzere 2019 Haziran başında Necati ÖZKAN ile tanıştığını anladığım ve iddia ettiği şekliyle seçim kampanyama yardım ettiğini belirten şahsın 15 gün içinde bütün kampanyamı yönlendirmesi ve etkilemesi kesinlikle akla mantığa uygun değildir. Çünkü ben o dönem 7 aylık bir seçim kampanyası gerçekleştirmiştim. Bütün kampanya süremin adeta çöpe atılarak sadece 15 güne indirmesi hayatın olağan akışına uygun değildir. 6 yaşında Kuran-ı Kerim okumayı bilen bir şahıs olarak CIA çalışanı olduğu belirtilen Aarron Barr isimli şahsın bana muhafazakarlara nasıl davranmam ile alakalı tavsiyelerde bulunması akla mantığa uygun değildir. Dolayısıyla söz konusu beyanlarla alakalı diyecek bir şeyim yoktur. Belirtilen hususlar ile alakalı bilgim yoktur. Sonuç olarak soruşturma dosyası kapsamında Casusluk suçu iddia edilerek bu suç sebebiyle davet edilmem benim bütün hayatıma hakarettir. Benim nazarında casusluk vatan hainliği ile eşdeğerdir. Dolayısıyla söz konusu dosya nazara alınarak hakkımda yürütülen casusluk kapsamındaki hiçbir suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Bu dosyanın oluşumunda veya yürütülmesinde yer alanlar ile alakalı hukuki haklarımı kullanacağım.”
“Roma’yı benim yaktığım daha gerçekçidir”
Gün’ün ifadelerine yanıt veren veren İmamoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:
“Öncelikle şahsın Başsavcılıkta alınan ifadesinde Necati ÖZKAN ile 31 Mart 2019 – 23 Haziran 2019 tarihleri arasında iddia ettiği haliyle benim seçim sürecimde yer aldığını belirtmiş ise de, kolluk beyanında Necati ÖZKAN ile 2019 yılı ilk seçimlerin iptali sonrası Mayıs sonu ya da Haziran başlarında tanıdığını belirttiği, dolayısıyla her iki ifadesi arasında çelişkiler bulunduğu ve yönlendirilmiş bir şekilde kasıtlı olarak ifade verdiği tarafımca anlaşıldığından Başsavcılık ifadesinde vermiş olduğu ifadeyi de kesinlikle kabul etmiyorum. Benim ne istihbarat örgütleri ile, istihbarat örgütlerinin çalışanları ile hiçbir şekilde bilgim alakam olamaz. Üzerime atılı suçlamaları yukarıda da belirttiğim üzere kabul etmiyorum. İkinci ifadeyi de incelediğimde absürt bir suç isnadı olduğunu düşünüyorum. Komplo teorisi ile karşı karşıya olduğumu düşünüyorum. Roma’yı benim yaktığım daha gerçekçidir.”
