Sosyal Medya

Gündem

Deniz Zeyrek: Şirket operasyonlarının amacı ne?

NEFES yazarı Deniz Zeyrek, son haftalarda manşetlerden düşmeyen şirket operasyonları üzerindeki derin sis perdesini aralıyor. Haklarında işlem yapılan kuruluşların bazıları AKP'yle ilintili, Erdoğan  neden kendi beslediklerini yeme yoluna gitti? Ya da, Temiz Eller operasyonu mu başladı?

Deniz Zeyrek:  Şirket operasyonlarının amacı ne?

AK Parti’de Güç Dengesi Değişimi mi? İktidara Yakın Şirketlerin Sessiz El Değiştirme ve TMSF Operasyonları Perdesi Aralanıyor

 

NEFES yazarı Deniz Zeyrek, son haftalarda manşetlerden düşmeyen şirket operasyonları üzerindeki derin sis perdesini aralıyor. Haklarında işlem yapılan kuruluşların bazıları AKP’yle ilintili, Erdoğan  neden kendi beslediklerini yeme yoluna gitti? Ya da, Temiz Eller operasyonu mu başladı?

 

Türkiye’de son dönemde yaşanan, iktidara yakınlığıyla bilinen büyük sermaye gruplarına yönelik operasyonlar ve el koymalar, siyaset ve iş dünyasındaki dengelerin yeniden kurulduğuna işaret ediyor. Flash TV’den Can Holding’e, kritik ihalelerden şirket hisselerine kadar uzanan bu hareketlilik, kulislerde ‘AK Parti içi gelecek’ tartışmalarının bir sonucu olarak yorumlanıyor.

 


 

Türkiye, bir süredir çeşitli soruşturma ve operasyonlarla dikkat çekici bir sermaye el değiştirmesi sürecine sahne oluyor. 90’ların sonunda büyük el koymalarla ünlenen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), bugünlerde de kritik şirketlere hızla el koyarak, kısa sürede bu varlıkların satışlarıyla gerçek el değiştirmelere imza atıyor.

İlginç olan, el konulan şirketlerin muhalefetle herhangi bir bağlantısının olmaması; aksine, hepsi iktidara yakınlıklarıyla tanınıyor.

Flash TV Örneği: Talimatla Alım ve Hızlı Satış

 

Bu sürecin en çarpıcı örneklerinden biri Flash TV satışıydı. Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu’nun alması beklenen kanalın satışı, Ankara’dan gelen bir müdahale ile engellendi. Ardından, Pozitifbank ve Payfix gibi şirketlerin sahibi Erkan Kork’a üst düzey görüşmeler yaptırıldı ve Kork, adeta talimatla kanalı devraldı.

Ancak kısa süre sonra, Erkan Kork’un yasadışı bahis örgütü lideri olduğu iddiasıyla operasyon yapıldı, Kork tutuklandı ve TMSF kanala el koydu. Geçen hafta ise Flash TV, AK Parti Milletvekili Adayı Eşref Keleş’in sahibi olduğu Öz Er-Ka şirketine satıldı. TMSF’nin 84 milyon TL bedel biçtiği kanalın, Keleş tarafından neredeyse iki katı fiyata satın alınması soru işaretleri yarattı. (Öz Er-Ka’nın, deprem sonrası konut ihalelerinde de öne çıkan bir şirket olduğu biliniyor.)

 

Can Holding: Desteklenen Holdingden ‘Kaçakçı’ Etiketine

 

Bir diğer büyük örnek Can Holding. Bilgi Üniversitesi, Doğa Kolejleri gibi önemli kurumları bünyesine katarak dikkat çeken holding, iktidarla yakın ilişkileri sayesinde hızla büyüdü. Özellikle TEKFEN Holding’in %42,5 hissesi ve Ciner Medya Grubu’nun satın alımı, iktidarın teşvikiyle gerçekleşmişti. Hatta operasyonda tutuklanan Kemal Can, ifadesinde “Her şeyi devlet büyüklerinin yönlendirmeleriyle yaptım” demişti.

Ancak iktidarın desteklediği holding, birdenbire “petrol ve sigara kaçakçısı” olarak yaftalanarak operasyonun hedefi oldu. Bu durumun sonunda TMSF’nin hem Ciner Medya Grubu’na hem de TEKFEN hisselerine sahip olması, sürecin asıl amacına dair kuşkuları artırdı.

Bu operasyonlarla ilgili iktidarın yanıtlamadığı üç kritik soru mevcut:

  1. 88 milyar liralık kaçakçılık, yıllarca devletin gözünden nasıl kaçtı?
  2. Ciner Holding satışı yapılırken, devlet niçin alıcı şirketin (Can Holding) parasının kirli olduğu uyarısını yapmadı?
  3. TEKFEN’in hisse satışı, Can Holding suç gelirleriyle işlem yapmasına rağmen, operasyondan sonra neden Rekabet Kurumu tarafından onaylandı ve ardından hisselere el konuldu?

 

Büyük İhalelerde Değişen Dengeler ve Cevahir Grubu’nun Yükselişi

 

Sadece el koymalar değil, büyük ihaleler ve şirket ortaklık yapılarındaki değişimler de dikkat çekiyor. AK Parti iktidarında hızla büyüyen Binsat şirketinin sahiplerinin arkasındaki, bir dönem zirveye çıkmış AK Partili siyasetçilerin de artık dışlanıp dışlanmadığı merak konusu.

Aynı zamanda Haliç’teki Tersane İstanbul Projesi gibi dev projelerin ortaklık yapısında sessiz sedasız ‘istenmeyen’ bazı isimlerin dışlanması da gündemde.

Son olarak Dışişleri Bakanlığı ihalesindeki beklenmedik değişiklik. Saray, MİT ve Savunma Bakanlığı binalarını yapan şirketin alması beklenen ihaleyi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hemşerisi İbrahim Cevahir’in sahibi olduğu Cevahir Grup üstlendi. Yaklaşık 100 milyar liralık bu kamu işinde müteahhidin bu denli kolay değişmesi ve Cevahir’in yıldızının hızla parlaması, sermaye akışındaki yeni rotayı gösteriyor.

 

Sonuç: Gelecek Tartışmalarının Yansıması

 

Kaynaklar, sermaye ve ihalelerdeki bu el değişiminin, AK Parti içerisindeki “gelecek” tartışmalarının bir sonucu olduğu yorumunu yapıyor. Daha önce Ekrem İmamoğlu’na yakın olduğu iddiasıyla dışlanan şirketlerden sonra, şimdi de Hakan Fidan’ı destekleyebileceği konuşulan siyasetçilerle ilişkili kişi ve şirketlerin dışlanmaya başladığı iddia ediliyor.

Tüm bu gelişmeler, Türkiye’de iktidara yakın sermayenin yapısının, parti içi güç mücadelesinin bir yansıması olarak yeniden şekillendiğini gösteriyor.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler