Sosyal Medya

Gündem

Bloomberg/Marc Champion: Erdoğan ve Putin Avrupa’ya Ne Öğretiyor?

Türkiye son aylarda enerji, savunma ve dış politika alanlarında Batı’ya yakın adımlar atıyor gibi görünse de, Marc Champion’a göre gerçekte tablo tersine döndü: Batı, özellikle de Avrupa, Trump döneminde Türkiye’ye eskisinden çok daha fazla ihtiyaç duyuyor. Erdoğan’ın Rusya’nın Ukrayna işgali sonrasında elde ettiği stratejik avantajlar onu “dokunulmaz” kıldı; içerdeki baskıcı siyaset derinleşirken Batı ile ilişkiler hızlanıyor.

Bloomberg/Marc Champion: Erdoğan ve Putin Avrupa’ya Ne Öğretiyor?

Özet:


Türkiye son aylarda enerji, savunma ve dış politika alanlarında Batı’ya yakın adımlar atıyor gibi görünse de, Marc Champion’a göre gerçekte tablo tersine döndü: Batı, özellikle de Avrupa, Trump döneminde Türkiye’ye eskisinden çok daha fazla ihtiyaç duyuyor. Erdoğan’ın Rusya’nın Ukrayna işgali sonrasında elde ettiği stratejik avantajlar onu “dokunulmaz” kıldı; içerdeki baskıcı siyaset derinleşirken Batı ile ilişkiler hızlanıyor.


Batı Türkiye’ye Yaklaşıyor, Türkiye Batı’ya Değil

Son aylarda Ankara’nın Rus petrolü ve gazı alımlarını azaltması, ikinci nükleer santral için Rusya yerine ABD ve Güney Kore şirketlerini gündeme alması, İngiltere’den 8 milyar sterlinlik Eurofighter siparişi ve Baykar–Leonardo/BAE Systems ortaklıkları, ilk bakışta Türkiye’nin yeniden Batı’ya yöneldiği izlenimi yaratıyor.

Ancak Champion’a göre gerçekte olan tam tersi:

Avrupa ve ABD, jeopolitik kırılmalar nedeniyle Türkiye’ye her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyor.

Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü ve Avrupa’nın savunma kapasitesine dair derin kaygıları, Türkiye’nin stratejik önemini yeniden zirveye taşıdı.


Trump–Erdoğan Uyumunun Stratejik Sonuçları

Trump, kendisi gibi güçlü liderleri seven bir siyasetçi olarak Erdoğan’la her zaman iyi anlaştı. İkili bu yıl iki kez görüştü; ilişkiler hızla ilerliyor.

  • Trump yönetimi, Haziran’daki ilk görüşmeden hemen sonra bir Türk müteahhit hakkında yürütülen rüşvet soruşturmasını düşürdü.

  • Eylül’de Beyaz Saray’da 43 milyar dolarlık LNG anlaşması imzalandı.

  • S-400 geriliminin çözümü için tarafların “bir yol bulmaya yakın” olduğu sinyali verildi.

Erdoğan, Biden döneminde maruz kaldığı soğukluğu Trump’ın Oval Ofisi’nde hissetmiyor. Bu durum Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile benzerlik taşıyor: otoriter yönetim tarzı nedeniyle Demokratlarla gerilim yaşayan liderler, Trump’la yeniden merkez sahneye çıkıyor.


Avrupa’nın Erdoğan İronisi: Eleştiriyor ama Daha Çok İhtiyaç Duyuyor

Erdoğan Avrupa’da sevilmiyor; demokrasi ve hukuk devleti alanındaki gerileme tepki çekiyor. Ancak jeopolitik gerçeklik Brüksel ve Berlin’i Ankara’ya yaklaştırıyor:

  • Almanya yıllarca bloke ettiği Eurofighter satışına onay verdi.

  • Bu karar Türkiye’deki demokratik gerileme nedeniyle değil, Avrupa’nın savunma kapasitesindeki zafiyet nedeniyle alındı.

  • Avrupa, ABD’nin güvenlik şemsiyesinden uzaklaştığı bir dönemde Türk ordusuna, Türk savunma sanayisine ve Türkiye’nin jeopolitik konumuna daha önce olmadığı kadar bağımlı.

Champion bunu şöyle özetliyor:

“Ekrem İmamoğlu’na 2.000 yılı aşan suçlamalar yönelten bir yargı sistemi varken bile Türkiye, Avrupa için vazgeçilmez.”

Tele1’in devlet tarafından el konularak susturulması, CHP’ye açılan davalar, toplu tutuklamalar… Bunların hiçbiri Avrupa’nın Türkiye ile iş birliği arayışını yavaşlatmadı.


Erdoğan’ı Güçlendiren Faktör: Putin’in Hataları

Erdoğan’ın bugün bu kadar rahat olması, Champion’a göre Putin’in Ukrayna’ya saldırarak yaptığı stratejik hatanın bir sonucu.

  • Türkiye, Rusya’nın Karadeniz’de genişlemesini istemediğinden Ukrayna’yı gizlice silahlandırdı.

  • Aynı anda Rusya’ya yaptırımlara katılmayarak ucuz petrol ve ticaret avantajı elde etti.

  • Bu ekonomik kazanımlar sayesinde yeni ekonomi yönetimi enflasyonu yüzde 80’den yüzde 33’e indirmeyi başardı.

  • Suriye’de Putin’in dikkatinin dağılması, Erdogan’a Esad’ı devre dışı bırakma ve yeni bir Kürt stratejisi kurma fırsatı verdi.

Bu gelişmeler Erdoğan’ın elini iç politikada güçlendirdi; Kürt seçmene açılım yaptığı yeni siyasi denklemde bir tür “barış” sürecinin önü açılmış görünüyor.


AB’nin Tarihsel Hatası ve Bugünkü Çıkmaz

EDAM Başkanı Sinan Ülgen’in değerlendirmesine göre AB, 2005’te Türkiye’ye üyelik kriterlerini dayatıp, ardından müzakereleri bloke ederek tarihi bir fırsatı heba etti. Champion’ın yorumu ise daha sert:

“Bugün Avrupa’nın Erdoğan ile çalışmaktan başka seçeneği yok.”

Türkiye;

  • Karadeniz girişini kontrol ediyor,

  • NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip,

  • Büyüyen savunma sanayisiyle Avrupa’nın yaşlanan ve yavaşlayan ekonomileri için tamamlayıcı rol oynuyor.


Erdoğan–Putin Modeli: Avrupa’nın Ders Alması Gerekiyor

Champion, Avrupa’nın Türkiye ile ilişkilerini yönetirken Putin–Erdoğan modelinden ders çıkarması gerektiğini söylüyor.

İki lider:

  • Suriye, Kafkasya ve Ukrayna gibi kritik konularda büyük çıkar çatışmalarına rağmen,

  • anlaşmazlıkları “kompartımanlara ayırarak” iş birliğini sürdürebiliyor.

Bu nedenle Avrupa da:

  • Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarını gözetmeli,

  • aynı anda Türkiye’deki demokratik muhalefete güçlü destek vermeli,

  • ilişkileri kişilere değil uzun vadeli stratejik gerçeklere oturtmalı.

Champion’ın uyarısı net:

“Erdoğan henüz Türkiye’yi Rusya veya İran gibi tamamen otoriter bir modele dönüştürmedi. Ama bunu yapabileceğini artık kimse reddedemez.”

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler