Sosyal Medya

Genel

Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.


Pew araştırması: Güven küresel olarak eşit dağılmıyor

Where Trust in Others Is Highest and Lowest” başlığıyla yayımlanan Pew Research Center çalışması, bireylerin birbirine duyduğu güvenin ülkeden ülkeye dramatik biçimde değiştiğini ortaya koyuyor. Araştırma, toplumsal güvenin yalnızca bireysel değerlerden değil, ekonomik koşullar, eğitim seviyesi ve kurumsal istikrar gibi yapısal unsurlardan beslendiğine işaret ediyor.

Veriler, dünya genelinde toplumsal güvenin homojen olmadığını, aksine ülkelerin sosyoekonomik gelişmişlik düzeyine paralel biçimde ayrıştığını gösteriyor.


İskandinav ülkeleri zirvede: İsveç açık ara önde

Araştırmaya göre, toplumsal güvenin en yüksek olduğu ülke İsveç. İsveç’te yetişkinlerin %83’ü “insanların çoğuna güvenilebileceğini” söylüyor. Bu oran, İsveç’i küresel sıralamada açık ara ilk sıraya yerleştiriyor.

İsveç’i Hollanda, Almanya ve Birleşik Krallık gibi yüksek gelirli Avrupa ülkeleri izliyor. Bu ülkelerde toplumun çoğunluğu, günlük hayatta karşılaştığı insanlara temkin yerine güvenle yaklaşma eğiliminde. Uzmanlara göre bu tablo; güçlü kurumlar, düşük gelir eşitsizliği, öngörülebilir ekonomi ve etkin sosyal devlet mekanizmalarıyla yakından ilişkili.


Türkiye’de tablo tersine dönüyor: Güvensizlik baskın

Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri Türkiye’ye ilişkin veriler. Pew’e göre Türkiye’de yetişkinlerin %84’ü “insanların çoğuna güvenilemeyeceğini” düşünüyor. Bu oran, Türkiye’yi küresel ölçekte en düşük toplumsal güvene sahip ülkeler arasına yerleştiriyor.

Türkiye, bu göstergede Meksika, Kenya ve Brezilya gibi ülkelerle aynı grupta bulunuyor. Ancak araştırma, Türkiye’nin orta gelirli ülkeler arasında dahi en yüksek güvensizlik oranına sahip ülke olarak ayrıştığını ortaya koyuyor.

Bu sonuç, Türkiye’de toplumsal güvensizliğin marjinal değil, geniş kesimlerce paylaşılan bir algı haline geldiğini gösteriyor.


Ekonomi ve güven el ele gidiyor

Araştırmanın temel bulgularından biri, ekonomik refah ile toplumsal güven arasında güçlü bir pozitif ilişki bulunması. Pew verileri, ülkeler gelir gruplarına göre incelendiğinde farkın daha da netleştiğini ortaya koyuyor.

Yüksek gelirli 16 ülkede, yetişkinlerin ortalama %59’u başkalarına güvendiğini ifade ediyor. Buna karşılık orta gelirli ülkelerde bu oran yalnızca %27 seviyesinde kalıyor.

Türkiye, bu ikinci grupta yer almasına rağmen ortalamanın da oldukça altında kalarak negatif yönde ayrışıyor. Uzmanlar, ekonomik belirsizlik, gelir dalgalanmaları, eşitsizlik ve zayıflayan kurumsal güvenin bireyler arası ilişkileri de aşındırdığını vurguluyor.


Güvensizlik neden kalıcı hale geliyor?

Araştırmanın ima ettiği temel mesaj şu: Toplumsal güven, yalnızca bireylerin “iyi niyeti” ile oluşmuyor. Ekonomik istikrarın zayıf olduğu, geleceğe dair beklentilerin bozulduğu ve kurumlara duyulan güvenin eridiği toplumlarda bireyler de birbirine karşı daha temkinli ve kuşkucu hale geliyor.

Türkiye örneğinde, uzun süredir devam eden ekonomik belirsizlikler, gelir dağılımındaki bozulma ve toplumsal kutuplaşma, güvensizliği besleyen temel faktörler arasında öne çıkıyor.


Sonuç: Güven bir sosyal sermaye meselesi

Pew Research Center’ın çalışması, toplumsal güvenin bir “ahlak” ya da “kültür” meselesinden çok, bir sosyal sermaye ve ekonomik yapı sorunu olduğunu ortaya koyuyor. Zengin ülkelerde güvenin yüksek olması tesadüf değil; istikrar, öngörülebilirlik ve kurumsal işleyiş bu güveni besliyor.

Türkiye’de ise tablo tersine dönmüş durumda. Veriler, toplumsal güven krizinin yalnızca bireyler arası ilişkileri değil, uzun vadede ekonomik performansı ve demokratik işleyişi de olumsuz etkileme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor.


Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

  • Neden Online İngilizce Platformları Artık Bir Adım Önde?

    Klasik kursların yerini artık online İngilizce platformları alıyor, hem de haklı sebeplerle. Çünkü insanlar artık zamana değil, zaman onlara uysun istiyor. Online platformlar da tam bunu sağlıyor: Esneklik, erişilebilirlik ve kişisel tempo. Sadece bilgisayar ya da telefonla, istediğin yerde, istediğin saatte derslere katılabiliyorsun. Üstelik canlı oturumlar, interaktif içerikler ve anında geri bildirimlerle öğrenme deneyimi hiç olmadığı kadar kişisel hale geliyor. Bu yazıda, online İngilizce platformlarının neden bir adım önde olduğunu yakından inceleyeceğiz.

  • Merkez Bankası Rezervleri Yükseliş Gösterdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 12 Aralık haftasında önemli bir artış kaydetti. Bir önceki haftaya kıyasla 4 milyar…

  • FT: Yapay zekâ veri merkezleri uzaya taşınırsa ne olur?

    Google’ın uzayda, güneş enerjisiyle çalışan bir yapay zekâ veri merkezi kurma fikri, AI patlamasının enerji ve altyapı sınırlarını zorladığını gösteriyor. Karada enerji, su ve arazi engelleriyle karşılaşan teknoloji devleri, çözümü yörüngede ararken; uzay çöplüğü, çarpışma riski ve yönetişim eksikliği gibi yeni ve çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor. Uzay veri merkezleri, AI’nin “sınırsız ölçeklenebilirliği” anlatısına güçlü ama tartışmalı bir metafor sunuyor.

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

  • Asya Kalkınma Bankası’ndan Türkiye’ye Dev Finansman: Deprem Bölgeleri İçin Destek Verecekler

    Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerin ardından toparlanma sürecini hızlandırmak, enerji ile imalat sektörlerindeki yatırımları desteklemek amacıyla Asya Kalkınma Bankası’ndan (AKB) toplam 325 milyon dolarlık kaynak sağladığını açıkladı.

  • Çin’de İhracat Kontrollerinin Gevşemesi Nadir Metal Sevkiyatlarını Artırdı

    Çin, ihracat kontrollerinde gevşemeye gitmesinin ardından önceki dönemlere kıyasla daha fazla nadir metal ürünü ihraç etti. Kasım ayında nadir metal ürünleri ihracatı bir önceki aya göre yüzde 13 artış gösterdi. Daha esnek ihracat rejiminin, elektrikli araçlar, savunma sanayii ve yüksek teknoloji üretiminde kritik öneme sahip minerallerin yeniden küresel piyasalara akışını hızlandırdığı ifade ediliyor.

Benzer Haberler