Genel
Yapay Zekâ Demokrasileri Öldürecek mi?
İnternet ve telekom devrimi gücü yaygınlaştırmıştı; ancak yapay zekânın (YZ) bir sonraki dalgası tam tersini yapabilir. Eğer mevcut geliştirme ve kullanım eğilimleri sürerse, demokrasilere yıllarca üstünlük sağlayan açıklık ve şeffaflık, kırılganlığın kaynağına dönüşebilir.

İnternet ve telekom devrimi gücü yaygınlaştırmıştı; ancak yapay zekânın (YZ) bir sonraki dalgası tam tersini yapabilir. Eğer mevcut geliştirme ve kullanım eğilimleri sürerse, demokrasilere yıllarca üstünlük sağlayan açıklık ve şeffaflık, kırılganlığın kaynağına dönüşebilir.
Ian Bremmer’in Project Syndicate için kaleme aldığı analizden derlenmiştir.
İktidarı yaymaktan, veriyi merkezîleştirmeye
Dijital teknolojinin ilk vaadi basitti: gücü dağıtmak. İnternetin öncüleri, bireyleri cehalet, yoksulluk ve otoriterliğe karşı güçlendiren bir çağ hayal etti — ve bir süre bu oldu. Fakat bugün, giderek “akıllanan” algoritmalar tercihleri yalnızca öngörmekle kalmıyor, onları şekillendirebiliyor; bu da merkezî ve hesap vermeyen gözetim ile yönlendirme biçimlerine kapı açıyor.
Sonuç: YZ devrimi, kapalı siyasal sistemleri açık olanlara göre daha istikrarlı kılabilir. Hızlı değişim çağında, şeffaflık, çoğulculuk, fren–denge mekanizmaları gibi demokratik kurucu unsurlar — paradoksal biçimde — dezavantaj haline gelebilir.
J Eğrisinden U’ya, oradan ters J’ye: Teknolojinin şekillendirdiği istikrar
Ian Bremmer, yirmi yıl önce bir ülkenin “açıklığı ile istikrarı” arasındaki ilişkiyi J eğrisi ile anlatmıştı:
-
Olgun demokrasiler açık oldukları için istikrarlı;
-
Konsolide otokrasiler kapalı oldukları için istikrarlı;
-
Aradaki “dağınık orta” ise stres altında kırılgan.
Bu ilişki sabit değil; teknolojiden etkileniyor. 1990’lardan itibaren bilgi–iletişim teknolojileri ve internet, insanları bağlayıp bilgiye erişimi artırarak merkezkaç (desantralizasyon) bir dalga yaratmıştı: Berlin Duvarı’nın yıkılışı, renkli devrimler, Arap Baharı… Liberalizasyon neredeyse kaçınılmaz görünüyordu.
Bugün tablo tersine döndü. Ağ etkileri, dijital gözetim ve algoritmik “dürtme” üzerine inşa edilen veri devrimi, gücü yeniden merkezîleştirdi. En büyük veri setlerine sahip olanlar — devletler veya büyük teknoloji platformları — milyarların ne gördüğünü, ne yaptığını, neye inandığını eşsiz bir etkinlikle şekillendirebilir hale geldi.
Böyle bir zeminde, özne olmaktan filtrelenen “veri nesnesine” dönüşen vatandaş karşısında kapalı sistemler alan kazandı. Renkli devrimlerin ve Arap Baharı’nın kazanımları geri alındı; Macaristan ve Türkiye’de medya–yargı üzerinde siyasî kontrol arttı; Çin Komünist Partisi, Xi Jinping döneminde iktidarı merkezîleştirip ekonomik açılmayı geri sardı. En çarpıcı olanı: ABD, demokrasi “ihracatçısı” imajından, demokrasiyi zayıflatabilecek araçların üreticisi görüntüsüne evrildi.
YZ’nin yayılması bu eğilimleri katlayacak. Kişisel verilere dayalı modeller, kısa sürede “bizi bizden iyi” tanıyan ve bireylerden daha hızlı programlanıp onları programlayabilen sistemlere dönüşüyor. Veri ile algoritmaları kontrol eden azınlık, böylece daha fazla güç topluyor.
Bremmer’e göre bu dinamik, J eğrisini önce sığ bir “U” şekline bükebilir (hem aşırı kapalı hem aşırı açık toplumlar kırılganlaşır). Zamanla en ileri modellere erişimin ve kontrolün dar bir çevrede toplanmasıyla, eğri ters J’ye dönerek kapalı sistemleri yeniden avantajlı kılabilir.
Olası jeopolitik resim: Pekin sertleşir, Washington merkezîleştirir, Avrupa–Japonya geride kalır
Bu senaryoda:
-
Çin, devasa veri havuzlarını, ekonomi üzerindeki devlet kontrolünü ve mevcut gözetim altyapısını daha güçlü bir baskı aracına çevirebilir.
-
ABD, “teknoloji oligarklarının” kamu hayatı üzerinde giderek artan nüfuz sahibi olduğu, daha tepedenci ve kleptokratik bir modele savrulabilir.
-
Hindistan ve Körfez ülkeleri benzer merkezîleştirici çizgiye yaklaşırken; Avrupa ve Japonya, YZ yarışında geri düşerek jeopolitik etkisizlik (hatta iç istikrarsızlık) riskiyle karşılaşabilir.
Vatandaşın aleyhine, birbirine benzeşen iki merkezî model… Farklı ideolojik kılıflar altında benzer güç yoğunlaşması.
Çıkış yolu: Açık kaynaklı, topluluk temelli YZ üstüne bahis
Distopik çerçeve kaçınılmaz değil. Bremmer’in sunduğu en umut verici patika, açık kaynaklı YZ modellerinin üstün gelmesi. Tayvan’da mühendisler ve sivil toplum aktörleri, DeepSeek tabanlı (ironik biçimde otoriter Çin’de geliştirilen) açık bir model üzerinde çalışarak ileri YZ’yi şirket ve devlet tekeline değil, “kamusal alana” taşımayı hedefliyor.
Böyle bir başarı, internetin ilk yıllarındaki “merkezkaç” vaadini kısmen geri getirebilir. Elbette kötücül kullanımın eşiğini düşürme gibi riskler de var; ancak bugün ivme, kapalı ve merkezîleştirici modeller lehine.
Tarihsel ders: Kurumlar uyum sağlayabilir mi?
Matbaa, demiryolları, radyo–televizyon… Her büyük teknolojik sıçrama, siyaseti sarsarak yeni norm ve kurumların doğmasına yol açtı; bir süre sonra açıklık–istikrar dengesi yeniden kuruldu. Soru şu: Demokrasiler, YZ çağında bir kez daha ve zamanında uyum sağlayabilecek mi — yoksa senaryodan silinme riski mi ağır basacak?
Politika için ipuçları (özet)
-
Veri egemenliği ve rekabet: Devasa veri havuzlarının tek elde toplanmasını önleyecek rekabet hukuku ve taşınabilirlik–ara yüz (interoperability) standartları.
-
Açık kaynak ekosistemi: Güvenlik denetimi ve sorumlu yayın politikalarıyla desteklenen açık modeller.
-
Şeffaflık–hesap verebilirlik: Algoritmik şeffaflık, denetlenebilirlik ve insan denetimi zorunluluğu.
-
Altyapı ve “compute” yönetişimi: Büyük ölçekli hesaplama kaynaklarının adil ve gözetimli tahsisi; tekelleşmeyi önleyen düzenekler.
-
Dijital okuryazarlık ve medya dayanıklılığı: Toplumun manipülasyona karşı bağışıklığını artıran programlar.
Bremmer’in uyarısı net: Açıklık demokrasilerin gücüydü; YZ çağında aynı açıklık, doğru kurumlar ve kurallarla desteklenmezse zafiyete dönüşebilir.
Atilla Yeşilada & Güldem Atabay’ın günlük/haftalık strateji notları ile BIST–FX–tahvil–emtia analizleri için kurumsal abonelik: [email protected]
Not: Ücretli/kurumsal hizmettir. Yatırım tavsiyesi değildir.