Genel
Yapay Zekâ Balonu Patlarsa Ne Olur?
Yapay zekâya yönelik yatırım dalgası büyürken, ekonomistler yeni bir balonun oluştuğu uyarısında bulunuyor. Princeton Üniversitesi’nden Markus Brunnermeier ve Londra Ekonomi Okulu’ndan Ricardo Reis’e göre, “AI çöküşü” klasik bir balondan daha karmaşık olabilir — ve bazı koşullar oluşursa 2008 benzeri bir finansal sarsıntı yaşanabilir.

Uzmanlar, yapay zekâ yatırım çılgınlığının “rasyonel balon” özellikleri taşıdığına dikkat çekiyor
Yapay zekâya yönelik yatırım dalgası büyürken, ekonomistler yeni bir balonun oluştuğu uyarısında bulunuyor. Princeton Üniversitesi’nden Markus Brunnermeier ve Londra Ekonomi Okulu’ndan Ricardo Reis’e göre, “AI çöküşü” klasik bir balondan daha karmaşık olabilir — ve bazı koşullar oluşursa 2008 benzeri bir finansal sarsıntı yaşanabilir.
Balonlar tanımlanması zor ama mekanizması basit
Ekonomide “balon” terimi, genellikle yeni bir teknoloji ya da beklentiyi körükleyen bir yeniliğin yatırımcı psikolojisini hızla değiştirmesiyle tanımlanıyor. Fiyatlar yükseldikçe, “daha pahalıya satabilirim” mantığıyla spekülatörler piyasaya akın ediyor.
Ancak Brunnermeier ve Reis’in A Crash Course on Crises: Macroeconomic Concepts for Run-ups, Collapses, and Recoveries (Princeton University Press, 2023) adlı kitabında altını çizdiği gibi, balonların doğması için herkesin irrasyonel olması gerekmiyor.
“Yeterince yatırımcı, momentuma veya kör iyimserliğe göre hareket ettiği sürece, rasyonel yatırımcılar da kısa vadede balona katılmayı kârlı bulur,” diyor Brunnermeier.
Balonlar eninde sonunda patlar, fakat yalnızca bazıları küresel ölçekte ekonomik ve finansal krizleri tetikler — tıpkı 2008 küresel krizinde olduğu gibi.
Yapay zekâ ve balon tartışması yeniden alevlendi
ChatGPT’nin 2022 sonunda piyasaya çıkmasından bu yana, yapay zekâ (AI) etrafında hem teknoloji dünyasında hem de borsalarda büyük bir hype oluştu. Bloomberg verilerine göre, “AI” ve “bubble” (balon) kelimelerinin birlikte geçtiği haber sayısı son haftalarda yeniden yükselişe geçti.
S&P 500 endeksinin yapay zekâ ağırlıklı hisselerdeki hızlı artışı, yatırımcıların “değerlemeler aşırı yüksek ama yine de herkes alıyor” ikilemine girdiğini gösteriyor.
Analist Edward Harrison’ın ifadesiyle, “Fon yöneticileri ABD hisselerinin aşırı değerli olduğunu düşünüyor ama buna rağmen herkes pozisyon artırıyor.”
Bu tablo, klasik bir “rasyonel balon” dinamiğine işaret ediyor — herkes aşırı iyimser değil ama hiç kimse “erken satma korkusuyla” elindekini bırakmak istemiyor.
“Partiyi başlatan” dinamik: Aşırı değerleme korkusu
Reis’e göre bu psikolojik kısır döngü “partiyi başlatan” unsur. Ancak kendi başına büyük bir kriz yaratmak için yeterli değil.
Crash Course kitabı, makro-finansal krizlere yol açan üç temel modeli inceliyor:
-
Klasik spekülatif balon,
-
Yanlış sermaye tahsisi (misallocation),
-
Gölge bankacılık kanalıyla finansal bulaşma.
Yapay zekâ örneğine uygulandığında bu üç model, potansiyel bir “AI çöküşü” için üç kritik gösterge sunuyor.
1. Kör iyimserlik ve “daha büyük aptal” teorisi
Yatırımcılar, sadece “daha sonra daha pahalıya satabilirim” beklentisiyle AI şirketlerinin hisselerini veya tahvillerini alıyorsa, bu açık bir balon sinyalidir.
Reis’e göre bu aşamada yatırımcılar ürün ya da teknolojiye dair bir inanç taşımıyor; yalnızca “bir sonraki alıcıya satma” motivasyonuyla hareket ediyorlar. Bu durum, “daha büyük aptal teorisi” olarak bilinen davranış biçimini tetikliyor.
2. Sermayenin yanlış yönlendirilmesi
İkinci model, sermayenin yanlış firmalara akmasıyla ilgili. Brunnermeier ve Reis, hükümet teşvikleri veya piyasa çarpıklıklarının, yatırımın gerçekten yenilikçi ve üretken şirketlere değil, yalnızca “AI etiketi taşıyan” girişimlere yönelmesine neden olabileceğini belirtiyor.
Günümüzde risk sermayesi fonlarının, “AI” kelimesini kullanan her girişime milyarlarca dolar akıttığı görülüyor. Bu durum, sektör içinde verimsiz yatırım ve kaynak israfı riskini artırıyor.
3. Borçla şişen teknoloji rüyası
Üçüncü model, finansal sistemin kırılgan kısmını ilgilendiriyor: borç finansmanı. Eğer yapay zekâ yatırımlarının önemli bir bölümü borçla finanse ediliyorsa, ani değer kaybı durumunda bankalar ve kredi sağlayıcılar “likidite şoku” yaşayabilir.
Gölge bankacılık sisteminin — yani klasik mevduat garantisi olmayan fonların — bu sektöre fazla kredi açması, balon patladığında zincirleme bir finansal paniğe yol açabilir.
Bu nedenle, Reis ve Brunnermeier’in modeli şu soruları kritik hale getiriyor:
-
Yatırımcılar AI hisselerini neden alıyor: inanç mı, momentum mu?
-
Sermaye gerçekten yenilikçi firmalara mı gidiyor?
-
Finansman ne kadar borca dayalı ve kredi sağlayıcılar ne kadar kırılgan?
Üç sorunun da cevabı “evet” ise, kriz kaçınılmaz
Uzmanlara göre ilk soruya “evet” cevabı bir balonun varlığına işaret eder. Ancak üçüne birden “evet” yanıtı verilirse, bu yalnızca balonun değil, büyük bir çöküşün de habercisidir.
Yapay zekâ piyasasının büyüklüğü, 2025 itibarıyla 2 trilyon doları aşarken, yatırımcılar “rasyonel balon” riskinin farkında ama hâlâ çekilmeye istekli değil.
Reis’in ifadesiyle: “Balonları tanımlamak zor, zamanlamak daha da zor, ama mekanizmasını anlamak kolay. Her seferinde beklentiler gerçeğin önüne geçtiğinde aynı hikâyeyi tekrar yaşıyoruz.”
Büyüme mi balon mu?
AI teknolojilerinin yarattığı üretkenlik artışı şimdilik şirket kârlılıklarını ve hisse fiyatlarını destekliyor. Ancak bu hikâye sonsuza kadar süremeyebilir.
Uzmanlara göre, balonun patlaması durumunda zarar görecek ilk sektörler yüksek değerlemeli teknoloji hisseleri, risk sermayesi fonları ve AI tabanlı startup’ları fonlayan özel yatırım şirketleri olacak.
Bir başka senaryo ise daha “yumuşak iniş”: AI yatırımlarının hız kesmesi, ama sistemik bir finansal krize dönüşmeden dengelenmesi.
Kaynak: Markus Brunnermeier & Ricardo Reis, A Crash Course on Crises (Princeton University Press, 2023); Bloomberg, Reuters derlemesi
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]