Genel
SABAH Raporu: Küresel piyasalar Fed’e odaklandı, kıymetli madenlerde boğa koşusu sürüyor!
Fed'den İngiltere'de gösterilere kadar, piyasaların fiyatlayacağı her şey bu raporda

ABD’de işgücü piyasasındaki zayıflamanın ardından gözler bu hafta sonuçlanacak Fed’in olağan Eylül ayı toplantısına çevrilmiş durumda. Fed’in dokuz ay sonra ilk kez faiz indirimine gideceğini bu toplantıda, fiyat istikrarının yanı sıra tam istihdam görevi de olan Fed’in, istihdam piyasasında yaşanan bozulmaya karşı ne kadar kaygı ile yaklaştığını göreceğiz. Karar ardından mikrofon karşısına geçecek Başkan Powell’ın açıklamaları ve üyelerin tahminlerini gösteren meşhur nokta grafik (projeksiyonlar) Fed’in geleceğe dair beklentilerini şekillendirerek piyasalar adeta kutup yıldızı misali yön tayin edecektir.
Bu sabah itibariyle, vadeli kontratlar, çarşamba günü 25 baz puanlık indirime %97 ihtimal tanırken, 50 baz puanlık daha güçlü adımı ise %3 olarak fiyatlıyor.
Sene sonuna kadar olan üç toplantının tümünde ise 69 baz puan faiz indirimi bekleniyor (üç adet 25 baz puan). Tarihsel olarak 50 baz puanlık indirimlerin çoğunlukla resesyon dönemlerinde geldiğini hatırlatalım. Bu nedenle, daha sert bir indirimin Fed’in ekonomik gidişattan ciddi şekilde endişe duyduğu anlamına geleceği düşünüyoruz.
Fed toplantısından önce Türkiye cephesinde ise haftaya CHP davası ile başlayacağız.
Kararın ne yönde olacağını kestirmek oldukça zor. Siyasette 24 saatin çok uzun bir süre olduğunu rahmetli ve kurt siyasetçi Demirel’den pekâlâ biliyoruz. Kulislere göre kayyum ve mutlak butlan (geçersizlik) ihtimali fazla görünse de, erteleme yönünde bir karar da gelebilir. Duruşmanın saat 10:00’da görüleceğini not edelim. Bizler ekonomist olsak da, işimiz gereği sosyal olayları da anlamaya çalışıyoruz. Son haftalarda hukukî olayları da anlamaya çalışsak da, pek de başarılı olduğumuzu söyleyemeyiz. Eğer biz olup biten tam olarak anlayamıyorsak, veya önümüzü göremiyorsak, yabancı yatırımcının nasıl anlayıp TL ve TL cinsi varlıklara yatırım yapmasını bekleyeceğiz?
USDTRY kuru yeni haftanın ilk işlem gününe 41,30’lu seviyelerinde başlıyor.
Türkiye’nin yabancı indinde risklerini yansıtan 5 yıl vadeli CDS risk primi haftayı 266 baz puan ile neredeyse son altı ayın en düşük seviyesinde tamamladı. TCMB’nin swap hâriç net yabancı para pozisyonu 11 Eylül valörlü işlemlerde 41,9 milyar dolara geriledi. Siyasi riskleri artmadan önce söz konusu manşet rakam 48,5 milyar dolar seviyesinde idi. İki rakamın arasında (azalma) fark her ne kadar 6,5 milyar dolar olsa da, altın rezervlerinde yaşanan değerleme etkisi de matematiğe katıldığında, rezervlerde yıpranmanın biraz daha fazla olduğunu not edelim.
Yine de, 19 Mart tarihinde beklenmeyen yumruk karşısında hazırlıksız yakalanan TCMB’nin bu sefer her ihtimale karşı daha hazırlıklı olduğunu, kur cephesinde aşırı bir volatiliteye izin vermeyecek kadar elinin de güçlü olduğunu not edelim.
Piyasaların sevimsiz bulacağı bir senaryoda ise tahvil ve hisse senedi piyasalarının satışlara sahne olma ihtimali var ki o cenahta da bu beklentinin fiyatlaması geçen hafta yapıldı.
12 Dev Adam’a tebrikler
Bugün bültenimizin manşetini 12 Dev Adam’la süslemek isterdim. Dün akşam maçı izlerken, “nasıl bir başlık atsam?” diye düşünürken, neredeyse 38 dakika önde götürdüğümüz mücadelede son iki dakikada kontrolü kaybedip Avrupa ikincisi olduk. Yirmi dört yıl aradan sonra yeniden finale yükselmiş, üstelik namağlup gelmiş bir milli takımı kutlamadan geçmek olmaz. Erik Dalını bu kez voleybol takımımızda olduğu gibi sonraki zaferlere sakladık diyelim. Spor da hayat gibi; hatalardan öğreniyor, düştüğümüz yerden kalkmayı başarıyoruz. Devam!
Yurt dışında ise, Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch, Fransa’nın kredi notunu A+’ya düşürdü.
Kararda siyasi istikrarsızlık, büyüyen kamu borcu ve bütçe açığını kontrol etme zorlukları öne çıkarken, bu adım euro bölgesinin ikinci büyük ekonomisine dair yatırımcı kaygılarını artırdı. Yeni Başbakan Lecornu, derin bölünmüş parlamentodan 2026 bütçesini geçirmek için çabalarken, not indirimi diğer kredi kuruluşlarının da benzer hamleler yapmaya teşvik etmesi hâlinde, Fransız tahvillerinde satış baskısının derinleşebileceğini düşünüyoruz. Fransız 10 ve 30 yıllık devlet tahvilleri haftanın son iş günü sert satışlara sahne oldu. Ortak para birimi EUR ise, Fransa riskine rağmen, haftayı dolar zayıflığından da destek bularak 1,1730 seviyelerinde tamamlamak suretiyle son altı haftanın en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi.
Kağıt para sistemine yönelik güvensizlik ve borç çağında yatırımcıların bir numaralı yatırım aracı hâline gelen kıymetli madenler ise iyimser görünümlerini korumaya devam ettiklerini görüyoruz.
Son günlerde sosyal medyada sıkça paylaşılan Bloomberg grafiğinde, 1980 yılında 850 dolar seviyesini test eden altının bugünün parasıyla (enflasyonla düzeltilmiş) yaklaşık 3,600 dolara ulaştığını görmüşsünüzdür. Yaklaşık 45 yıl önce ABD, çöken dolar, kontrolden çıkan enflasyon ve resesyon ile tarihinin en çalkantılı dönemlerinden birini yaşamıştı. Bugün ise altının ons fiyatı yeniden 3,600 dolar seviyelerinde işlem görerek o tarihi zirvenin üzerine çıkmış durumda ve yılbaşından bu yana da yaklaşık %40 değer kazandı. Önümüzdeki aylarda Fed’in faiz indirimlerine yönelmesi ve enflasyonun da düşüş sinyali vermemesi hâlinde, altın ve diğer reel varlıklardaki mevcut boğa piyasasının devam etmesini bekliyoruz.
Altın haftayı 3,642 dolar seviyesine yükselerek tüm zamanların en yüksek haftalık kapanışını yaparak tamamladı. Göz bebeğimiz gümüş ise 14 yılın yeni en yüksek seviyesi olarak 42 doların üzerinden haftalık kapanış yaptı (sene başına göre %46 yükseliş). Gelinen seviyeler bugün yüksek ve görünebilir! Lâkin, gelecek yıl için bakıldığında, bugünün seviyelerinin oldukça düşük olacağını düşünüyoruz. Fiyatların şimdiden çok daha yukarıda olmamasının nedeni ise çoğu yatırımcının henüz kağıt para sistemine yönelik başlayan büyük reseti göremediğini, görmeye başladıklarında ise ‘panik’ alımlarının kaçınılmaz olacağını düşünüyoruz. Bizler çok uzun süredir korumaya devam ettiğimiz uzun pozisyonlarımız, haftanın son iş günü bir kademe daha güçlendirdik.
Altının, “bir daha düşmeyecek” inancına herkesin kapıldığı döneme kadar ya da çok sevdiğim ve saygı duyduğum, başarımızda büyük rolü ve emeği olan değerli teknik analiz hocam Ali Perşembe’nin de dediği üzere “budala sendromu” başlayana yükselişin devam edeceğini düşünüyoruz. Geldiğimiz noktada budala sendromunun çok uzağında olduğumuzun altını çizmem gerekiyor. Teknik mânâda, altında kısa vadede 3,730 dolar devamında ise 4,250 dolar seviyesini hedefliyoruz (bakınız grafik). Gümüş ise emin adımlarla 50 dolar zirvesine doğru ilerlediğini düşünüyoruz.
ABD’de en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi tarihinde ilk kez 6,600 seviyesini test ederek Trump’ın açıkladığı tarifeler ile dip yaptığı Nisan 2025’e göre %36 yükseldi.
Bu performans, ABD borsaları için son beş ayın en güçlü ralli dönemlerinden biri olarak kayda geçti. S&P 500 bu yıl genelinde %12 yükselerek kıymetli madenlerin etkileyici performansının oldukça gerisinde kalsa da, Oracle hisselerinin tek günde %36 değer kazanarak neredeyse 1 trilyon dolarlık piyasa değerine ulaşması sonrası teknoloji hisselerine olan ilgi yeniden ön plana çıktı.
Asya’da temkinli iyimserlik
Özellikle, Fed’in yaklaşan faiz indirimlerinin risk iştahını artırması ile hisse senetleri haftanın son iş günü rekorlar tazelerken, yeni gün ve hafta başlangıcında, Pasifik’in diğer ucunda, Fed toplantısı öncesinde temkinli iyimser bir başlangıç görüyoruz. Gösterge endeks Tokyo ve Şangay borsaları %1’e yakın yükselirken, diğer bölge borsalarında kazanımlar daha sınırlı kaldı. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise hafif de olsa yükseliş isteği olduğunu not edelim.
Çin’de açıklanan zayıf sanayi üretimi ve perakende satış verileri büyüme endişelerini artırırken, ABD-Çin ticaret görüşmeleri ise İspanya’nın başkenti Madrid’de devam ediyor. Petrol fiyatları OPEC+ üretimi ve zayıf talep kaygılarıyla sınırlı yükselirken, kripto paralar cephesinde ise Bitcoin 115bin dolar civarında yatay, XRP ise 3 dolar seviyesinin üzerine yükselmesi ardından zemini güçlendirmeye çalışıyor. Bu hafta Fed’in yanı sıra, Kanada Merkez Bankası’nın da indirim yapması beklenirken, İngiltere ve Japonya Merkez Bankalarının ise politika faizini sabit tutacağını düşünüyoruz.
Nepal’da hükûmeti deviren yolsuzluk karşıtı gençlik hareketi ardından, İngiltere cephesi de hafta sonu büyük bir hareketliliğe sahne oldu.
Başbakan Starmer, Londra’da aşırı sağcı aktivist Tommy Robinson’ın düzenlediği ve milyonlarca kişinin katıldığı göçmen karşıtı yürüyüşün ardından, herkesin barışçıl protesto hakkı olduğunu ancak polise saldırıların kabul edilemez olduğunu söyledi. Gösteride 26 polis yaralanırken 25 kişi gözaltına alındı. Starmer, İngiltere’nin hoşgörü, çeşitlilik ve saygı üzerine kurulu bir ülke olduğunu vurgulayarak, bayrağın şiddet ve nefretin değil bu değerlerin sembolü olduğunu ifade etti. Göçmenlik, artan sığınma başvuruları ve Manş Denizi’nden gelen rekor sayıda göçmen nedeniyle ülkenin en tartışmalı siyasi gündemi hâline gelmiş durumda.
Kıbrıs İktisat Bankası, Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu