Sosyal Medya

Genel

Mitsotakis: Türkiye, “casus belli” kaldırılmadıkça SAFE savunma programına katılamaz

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis, Türkiye’nin Ege’deki “savaş nedeni” (casus belli) kararını yürürlükte tuttuğu sürece Avrupa’nın yeni ortak hava savunma girişimi SAFE’e (Strategic Air Defence of Europe) katılmasının mümkün olmadığını söyledi. Kıbrıs Rum Yönetimi de Türkiye'yi veto edecek. 

Mitsotakis: Türkiye, “casus belli” kaldırılmadıkça SAFE savunma programına katılamaz

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis, Türkiye’nin Ege’deki “savaş nedeni” (casus belli) kararını yürürlükte tuttuğu sürece Avrupa’nın yeni ortak hava savunma girişimi SAFE’e (Strategic Air Defence of Europe) katılmasının mümkün olmadığını söyledi. Kıbrıs Rum Yönetimi de Türkiye’yi veto edecek. 


“Savaş nedeni ortadan kalkmadıkça katılım olmaz”

Brüksel’de düzenlenen AB Zirvesi’nin ardından konuşan Mitsotakis, Ankara’ya yönelik mesajında şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’nin Yunanistan’a karşı hâlen yürürlükte olan casus belli kararı sürdükçe ve Ege’deki adalarımızın egemenliği tartışmalı hale getirilmeye devam ettikçe, Türkiye’nin SAFE programına katılımını kabul etmemiz mümkün değildir.”

Mitsotakis, Türkiye’nin bu politikasını değiştirmesi halinde “esaslı bir diyalog zemininin doğabileceğini” söylese de, “yakın gelecekte bunun gerçekleşmesini beklemediğini” vurguladı.


AB’nin ortak savunma politikası güçleniyor

Yunan lider, Avrupa Birliği’nin ortak savunma mimarisi yönünde attığı adımları “tarihi ilerleme” olarak nitelendirdi.

“Ulusal istisna maddesinin entegrasyonu ve SAFE programının hayata geçirilmesiyle ortak Avrupa savunma politikası yönünde önemli adımlar attık,” dedi.

Mitsotakis, uzun süredir Yunanistan ve Fransa gibi ülkelerin ulusal önceliği olan savunma projelerinin artık “Avrupa’nın amiral gemisi programları” haline geldiğini belirtti.
Ayrıca, Avrupa savunma stratejisinin sadece doğu sınırlarını değil, “tüm Avrupa sınırlarını kapsaması gerektiğini” söyleyerek bu yaklaşımı güvenlik açısından “hayati bir gelişme” olarak tanımladı.


Kıbrıs’tan Ankara’ya veto: “İşgalci ülke savunma fonundan yararlanamaz”

Yunanistan’ın bu tavrına paralel olarak, Kıbrıs Cumhuriyeti de Türkiye’nin SAFE programına katılımına resmen karşı çıktı.
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, Brüksel’de yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Üye devletlerin güvenliğini tehdit eden veya toprak işgali sürdüren hiçbir üçüncü ülke, AB’nin savunma veya güvenlik fonlarından yararlanamaz. Bu ilke, bizim önerimiz doğrultusunda Avrupa Konseyi tarafından kabul edilmiştir.”

Kıbrıs Savunma Bakanı Vasilis Palmas da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ve Avrupa Savunma Komiseri Andrius Kubilius ile yaptığı görüşmede Türkiye’nin programa dahil edilmesine karşı olduklarını açıkça dile getirdi.

“SAFE mekanizmasına Türkiye’nin dahil edilmesi yönündeki girişimlere açıkça karşı olduğumuzu belirttik,” dedi.


Atina’dan veto tehdidi: “Casus belli kalkmadan olmaz”

Yunan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lana Zochiou, Atina’nın tavrını şu sözlerle özetledi:

“Casus belli kararı yürürlükte kaldığı sürece Yunanistan, Türkiye’nin SAFE programına katılımını veto edecektir. Bu kararın kaldırılması, müzakerelerin başlaması için ön koşuldur.”

Yunanistan Parlamentosu’nun 1995 yılında aldığı söz konusu karar, Ege’de karasularını 12 mile çıkarma girişimini “savaş nedeni” olarak ilan etmişti.
Ankara’nın bu kararı kaldırmaması, AB nezdinde “çatışma potansiyeli” olarak görülüyor ve Türkiye’nin Avrupa savunma girişimlerine katılımının önündeki en büyük siyasi engel olarak değerlendiriliyor.


Ankara’nın SAFE başvurusu ve NATO desteği

Türkiye geçtiğimiz ay, AB’nin 150 milyar euroluk SAFE savunma fonuna katılmak için resmî başvurusunu yapmıştı.
Program, AB üyesi 27 ülkenin yanı sıra, EFTA ülkeleri (İzlanda, Norveç, Lihtenştayn, İsviçre) ve AB ile savunma işbirliği bulunan bazı ülkeleri kapsıyor: Ukrayna, Birleşik Krallık, Japonya, Güney Kore, Arnavutluk, Moldova ve Kuzey Makedonya.

Ancak Türkiye’nin bu listeye dahil olabilmesi için tüm AB üyesi devletlerin oybirliğiyle onay vermesi gerekiyor.
Bu da fiilen Atina ve Lefkoşa’ya veto hakkı tanıyor.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Türkiye’nin SAFE programına katılımının “NATO-AB işbirliğini güçlendireceğini” savunarak Ankara’nın başvurusuna destek vermişti.
Ancak Brüksel kulislerinde, “Yunanistan ve Kıbrıs’ın direnci aşılmadıkça bu olasılığın zayıf kaldığı” belirtiliyor.


Kıbrıs’a milyar euroluk fon desteği

Kıbrıs, SAFE programı kapsamında savunma yatırımları için 1 milyar eurodan fazla kaynak sağlamayı başardı.
Üye ülkelerin silahlanma ve tedarik planlarını 30 Kasım’a kadar AB’ye sunmaları gerekiyor; harcamalar ise beş yıllık bir dönem içinde gerçekleştirilecek.
Toplam 19 AB ülkesinin, Avrupa Komisyonu tarafından bu yıl açıklanan 150 milyar euroluk bütçeden yararlanması bekleniyor.


Ankara’nın stratejik sessizliği: “Sessizlik, diplomasi sinyali mi?”

Analistlere göre, Türkiye’nin SAFE programına katılma arzusu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde AB ile ilişkileri normalleştirme girişimleriyle doğrudan bağlantılı.
Ankara’nın, Kıbrıs’ın kuzeyinde seçimleri kazanan AB yanlısı liderin zaferine temkinli yaklaşması, bu stratejinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Diplomatik kaynaklara göre, Erdoğan hükümeti SAFE’e katılımı, “Türkiye’nin Avrupa savunma mimarisine yeniden entegre edilmesi” yönünde önemli bir fırsat olarak görüyor.
Ancak Atina ve Lefkoşa’nın itirazları nedeniyle bu hedef, kısa vadede siyasi bir çıkmaza dönüşmüş durumda.

Bir Brüksel kaynak, durumu şöyle özetledi:

“SAFE teknik bir savunma programı gibi görünse de, gerçekte siyasi bir turnusol. Türkiye’nin AB savunma projelerine dahil olup olamayacağı, Ege’deki statü ve Kıbrıs meselesine yaklaşımına bağlı.”


Değerlendirme: Yeni cephe, eski gerilim

  • Yunanistan ve Kıbrıs, Türkiye’nin SAFE’e katılımını engelleyerek AB içinde diplomatik bir blok oluşturdu.

  • Türkiye, NATO kanalı üzerinden denge kurmaya çalışıyor, ancak bu çabanın kısa vadede sonuç vermesi beklenmiyor.

  • Erdoğan yönetimi, AB ile savunma ve sanayi entegrasyonunu “Batı ile yeniden köprü kurma” fırsatı olarak görse de, “casus belli” krizi çözülmedikçe SAFE kapısı kapalı kalacak.

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler