FT ÖZEL | ABD ve AB Tarife Görüşmelerini Başlatmak İçin Uzlaştı

Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri, Başkan Donald Trump’ın uygulamaya koyduğu gümrük tarifelerinin en sert etkilerini önlemek için ticaret görüşmelerini ciddiyetle başlatma kararı aldı. Böylece taraflar arasında aylardır süren çıkmaz kırılmış oldu. Daha önce Trump’ın ekibinden müzakere randevusu almakta zorlanan AB, nihayet masaya oturmayı başardı.

Tarifelerden Dijitale, Yatırımdan Sanayiye Kapsamlı Gündem

Financial Times’ın gördüğü AB brifing notuna ve konuyla ilgili bilgi sahibi dört kaynağa göre taraflar ilk kez müzakere dokümanlarını karşılıklı olarak paylaştı. Görüşmelerin kapsamı oldukça geniş: tarifeler, dijital ticaret, yatırım fırsatları ve kritik sektörlerde tedarik zincirlerinin geleceği gündemde.

Avrupa Komisyonu’nun en üst düzey ticaret yetkilisi Sabine Weyand, üye ülke büyükelçilerine verdiği brifingde, “AB olarak soğukkanlı kalmalı ve ABD’nin ‘hızlı kazanımlar’ arzusuna boyun eğmemeliyiz,” dedi. Ancak, ABD’nin içeriye üretim çekmek istediği çelik ve otomotiv gibi sektörlerde bazı tarifelerin muhtemelen kalıcı olacağını da kabul etti.

Avrupa ABD’nin Kuyruğunda mı?

Başkan Trump, daha önce AB’yi ABD’yi “sömürmekle” suçlamıştı. Bu sert ifadeler, Brüksel’in Trump yönetimiyle Japonya, Güney Kore, Vietnam ve Birleşik Krallık gibi ülkelerin gerisinde kalmasına neden olmuştu.

Trump’ın Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer, AB büyükelçilerine özel görüşmelerde yaptığı uyarılarda, Brüksel’in yazılı teklif sunmayı reddetmesinin Washington’da ciddi rahatsızlık yarattığını açıkça dile getirdi. Bu çıkış, görüşmelerin hız kazanmasına neden oldu.

Greer, AB’den ilk somut adım gelmezse, 2 Nisan’da yürürlüğe konan tarifelerin tam kapsamlı şekilde yeniden uygulanacağını iletti. AB ise şu an için yüzde 20’lik “karşılık” tarifesini 8 Temmuz’a kadar yarıya indirerek müzakerelere alan tanımış durumda.

Trump’tan Yeni Tarife Tehditleri

ABD hâlihazırda çelik, alüminyum ve otomotiv ürünlerine ek yüzde 25 tarife uyguluyor. Trump yönetimi ayrıca ilaç, yarı iletkenler, bakır, kereste, kritik mineraller ve havacılık parçaları gibi stratejik alanlara da yeni tarifeler getirme tehdidinde bulunuyor.

AB Ticaret Komiseri Maroš Šefčovič, Greer ile perşembe günü yaptığı görüşmede, gelecek ay Paris’te düzenlenecek OECD Bakanlar Toplantısı’nda yüz yüze görüşme temennisini iletti.

Šefčovič FT’ye yaptığı açıklamada, ABD-AB ticaret açığını azaltmak amacıyla daha fazla Amerikan doğal gazı, silah ve tarım ürünü satın almak istediklerini ifade etti. Ancak ABD tarafı, AB’nin katma değer vergisi (KDV) sistemi, dijital hizmet düzenlemeleri, gıda standartları ve bazı Amerikan ürünlerine uygulanan tarifeler konusunda ısrarcı davranıyor.

ABD Tarafının Hedefi: İlaç ve Tarım Pazarı

ABD’nin eski AB başmüzakerecisi Daniel Mullaney’e göre, ABD müzakerelerde önceliği ilaç regülasyonlarına ve Avrupa’nın Amerikan tarım ürünlerine daha fazla erişimine verecek.

AB Ticaret Bakanları ise geçtiğimiz haftalarda sonuçlanan ABD-Birleşik Krallık anlaşmasının bir “model” olmayacağını açıkça dile getirdi. Bu anlaşma kapsamında tarifeler yüzde 10’da sabitlenmişti.

İsveç Ticaret Bakanı Benjamin Dousa, “Bu tür bir anlaşmayla yetinmeyeceğiz,” diyerek AB’nin karşı önlemler alacağını söyledi. Bir AB yetkilisi daha açık konuştu: “Yüzde 10’luk tarife bir anlaşma değildir.”

AB Komisyonu, görüşmelerin başlaması üzerine 21 milyar euroluk misilleme tarifesini askıya aldı. Ancak geçen hafta yeni bir 95 milyar euroluk paket daha önerdi. Bu pakette Boeing uçakları, otomobiller ve bourbon viskisi gibi sembolik ürünler yer alıyor.

Brüksel, Dijital ve Vergi Alanlarında Taviz Vermeyecek

Šefčovič, AB’nin ABD’den gelen KDV’yi kaldırma ve dijital düzenlemeleri zayıflatma taleplerini kabul etmeyeceğini vurguladı. Ancak blok, kritik ham madde ve ilaçlarda Çin’e olan bağımlılığını azaltmaya ve devlet destekli olduğu iddia edilen Çin ürünlerine karşı koruma tarifeleri getirmeye açık.

Sabine Weyand’in Mayıs başında Washington’a yaptığı ziyarette edindiği izlenimlere göre, ABD’nin Birleşik Krallık’la yaptığı anlaşmalar, Çin’i tedarik zincirlerinden dışlama ve küresel pazar üzerindeki kontrolünü artırma stratejisinin bir parçası. Bu da, Brüksel’in gelecekte Çin ile ilişkilerinde yeni bir denge kurması gerektiği anlamına geliyor.

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected]