Sosyal Medya

Genel

Brezilya’daki COP30’da Gündem: Paris Anlaşması Kusurlu Ama Hâlâ Vazgeçilmez

Brezilya’nın Belém kentinde düzenlenen COP30 zirvesinde, Paris İklim Anlaşması on yıl sonra yeniden masada. Küresel sıcaklıklar rekor kırarken, ülkeler hâlâ fosil yakıt tüketimini azaltmakta başarısız. Ancak uzmanlar, “Paris Anlaşması olmasaydı bugün durum daha kötü olurdu” görüşünde. İş dünyası ise tartışmayı geride bırakmış görünüyor: “Artık vaatten ziyade uygulama zamanı.”

Brezilya’daki COP30’da Gündem: Paris Anlaşması Kusurlu Ama Hâlâ Vazgeçilmez

Brezilya’nın Belém kentinde düzenlenen COP30 zirvesinde, Paris İklim Anlaşması on yıl sonra yeniden masada. Küresel sıcaklıklar rekor kırarken, ülkeler hâlâ fosil yakıt tüketimini azaltmakta başarısız. Ancak uzmanlar, “Paris Anlaşması olmasaydı bugün durum daha kötü olurdu” görüşünde. İş dünyası ise tartışmayı geride bırakmış görünüyor: “Artık vaatten ziyade uygulama zamanı.”


Paris Anlaşması: Kusurlu ama oyunun kurallarını değiştirdi

COP30 zirvesine damgasını vuran başlık, Paris İklim Anlaşması’nın geleceği.

Anlaşmadan nefret ettiğini sık sık dile getiren ABD Başkanı Donald Trump, COP30 sırasında da iklim değişikliğini “tarihin en büyük aldatmacası” olarak nitelendirdi. Ancak diplomatik çevrelerin yorumu net:

“Eğer Paris Anlaşması anlamsız olsaydı, Trump iki kez ABD’yi anlaşmadan çıkarmaya çalışmazdı.”

Aradan geçen on yılda:

  • Fosil yakıt kullanımı rekor seviyeye ulaştı,

  • Sera gazları ve aşırı hava olayları rekor kırdı,

  • Dünya 2024 yılında ilk kez yıllık ortalamada 1,5°C sınırını aştı.

Anlaşmanın imzacı ülkeleri emisyon azaltma hedeflerinde başarısız görünüyor. Ancak uzmanlar, Paris Anlaşması’nın bir çerçeve oluşturduğu konusunda hemfikir: iklim politikasını ana akımlaştırdı ve ülkeleri hedef açıklamaya zorladı.

On yıl önce dünya, yüzyıl sonunda 4°C ısınma yolundaydı. Bugün beklenti 2,7°C veya daha düşük. Hâlâ tehlikeli, ama bir yavaşlama var.


Yenilenebilir enerji tahminleri çöktü: Güneş ve rüzgâr patlaması

Paris Anlaşması’nın gerçek etkisi, enerji dönüşümünde görülüyor.

IEA’nın (Uluslararası Enerji Ajansı) 2015 tahminine göre, dünya 2024’e kadar 530 GW güneş enerjisi kapasitesine ulaşacaktı.
Gerçekte olan şu:

Dünya yalnızca son bir yılda bu kapasiteden daha fazlasını ekledi.

Bugün:

  • Küresel güneş enerjisi kapasitesi, 2015 beklentisinin 4 katı.

  • Elektrikli araçlar, küresel yeni araç satışlarının %20’sini oluşturuyor — altı yıl erken.

  • Yenilenebilir kaynaklar, bu yıl ilk kez kömürü geride bıraktı.

Bu dönüşümün itici gücü ise şaşırtıcı bir ülke:

Çin.

Çin’in devlet destekli yeşil sanayi politikası:

  • Yenilenebilir teknolojilerin maliyetini hızla düşürdü,

  • Çin’i dünyanın “yenilenebilir enerji süper gücü” haline getirdi.

Bu adımların doğrudan Paris Anlaşması için yapılmadığı bilinse de bir etkisi var:
Çin’in ucuz ekipman ihracatı, diğer ülkelerin Paris hedeflerine ulaşmasını kolaylaştırıyor.


COP30 sahnesi: İş dünyası söylemden uygulamaya geçti

Brezilya’daki COP30 etkinliğinin dikkat çekici tarafı, CEO katılımının nispeten düşük olmasıydı. Ancak işin arka planı farklı.

Hitachi Energy’nin Küresel Sürdürülebilirlik Başkanı Alicia Argüello, Brezilya’da 200 milyon dolarlık yeni fabrika açılışında şunu söyledi:

“Artık taahhüt değil, uygulama zamanı. Planlar hazır, şimdi hayata geçirmemiz gerekiyor.”

Argüello’ya göre gündem artık sadece sürdürülebilirlik değil:

  • Enerji güvenliği

  • Uygulanabilir ve uygun maliyetli çözümler

“İklim krizi ortadan kaybolmadı; sadece listede enerji güvenliği daha yukarıda.”

Standart Chartered’ın sürdürülebilirlik strateji direktörü Dana Barsky ise kamunun ve özel sektörün bugüne kadar hiç olmadığı kadar birlikte çalıştığını söyledi:

“Artık güven var. Kamu-özel işbirliği olmadan sermaye mobilizasyonu mümkün değil.”

Uluslararası finans çevreleri de aynı fikirde:

  • COP30’da şirketler sessiz ama kararlı,

  • “Artık iş yapma zamanı” anlayışı hâkim.

Bir küresel banka yöneticisi:

“Buradayım çünkü iş yapmak istiyorum. Kimse ‘vazgeçtik’ demiyor. Sessizce ilerliyorlar.”


Brezilya’nın COP30 rolü: İklim diplomasisi geri dönüyor

Bir Japon şirket yöneticisi, Brezilya’ya gelmeden önce umutsuz olduğunu ancak Belém’deki atmosferin bakış açısını değiştirdiğini söyledi:

“Buraya gelince hikâye tamamen değişti.”

Brezilya hükümeti:

  • Karbon kredisi piyasasını büyütmek istiyor,

  • Biyolojik çeşitliliği koruyan start-up’ları destekliyor,

  • Amazon havzasını COP30’un politik merkezi yapmak istiyor.

Bu nedenle bazı yatırımcılar COP yerine São Paulo‘daki paralel iş toplantılarına katıldı.
Ama sonuç aynı: sermaye dönüşüme yöneliyor.


Paris Anlaşması çözüm değil, yol haritası

Paris Anlaşması kusursuz değil:

  • Bilimsel değil diplomatik bir metin,

  • Yaptırım gücü yok,

  • Hedefler ülkelerin insafına bırakılmış durumda.

Ama yine de vazgeçilmez.

Çünkü:

  • Ülkeleri beş yılda bir yeni hedef açıklamaya zorluyor,

  • Şeffaflık getiriyor,

  • Karbon azaltımını diplomatik norm haline getirdi.

COP30’da ana mesaj net: “Paris Anlaşması kusurlu ama onsuz olmaz.”


Sonuç: Dünya ilerliyor, liderlik geride kalıyor

Veri bunu söylüyor:

  • Piyasa ve teknoloji, siyasetten hızlı ilerliyor.

  • İş dünyası, uygulama aşamasına geçmiş durumda.

  • Devletler hâlâ tartışıyor; şirketler ise yatırım yapıyor.

We Mean Business Coalition CEO’su María Mendiluce COP30’da şöyle özetledi:

“Gerçek ekonomi siyasetin önünde. Şimdi hükümetlerin yetişme vakti.”

Kaynak:  FT

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler