Genel
Atlantic Council: YÜKSELEN TÜRKİYE İÇİN DİKKAT ÇEKİCİ BİR HAFTA
Atlantic Council düşünce örgütü Türkiye'nin dış politikasına övgü yağdırdı

Erdoğan, uluslararası zaferlerle iç politikada üstünlük sağlıyor
Coğrafya kaderdir.
Napolyon Bonapart’a atfedilen bu söz, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için de adeta bir siyasi mottoya dönüşmüş durumda.
Geride bıraktığımız hafta, Erdoğan üç büyük jeopolitik başarı elde etti. Bu başarılar, Türkiye’nin büyüklüğünü, askeri kabiliyetini ve özellikle de coğrafi konumunu, uluslararası alanda olağanüstü bir etki yaratmak için nasıl kullandığını açıkça ortaya koydu.
Tüm bunlar, Erdoğan’ın iç politikada karşı karşıya olduğu en ciddi krizlerden birinin, yani İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrasında patlak veren büyük toplumsal protestolara rağmen gerçekleşti. Bu nedenle, Erdoğan’ın dış politikadaki kazanımları iç kamuoyunda avantaj sağlamak için kullanması şaşırtıcı değil.
Suriye’de yeni dönem: Türkiye kilit aktör
İlk başarı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’nin yeni yönetimine yönelik yaptırımları kaldırma kararı oldu. Erdoğan, Aralık ayında Beşar Esad’ın devrilmesinde kilit bir rol oynadı. Esad, Erdoğan’ın uzun süredir hedef aldığı bir figürdü. Bu gelişmenin ardından Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şeraa ile yaptığı Riyad görüşmesine Erdoğan’ı da telefonla dahil etti.
PKK’nın silah bırakması Türkiye’nin güvenliğini güçlendiriyor
İkinci zafer, Türkiye’nin aylar süren arka kapı diplomasisi sonucunda, PKK’nın silahlı mücadelesine son verip örgütü feshetme kararı alması oldu. Her ne kadar örgütün parçalanarak küçük hücrelere dönüşme riski bulunsa da, şu an için bu gelişme Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından büyük bir kazanım olarak değerlendiriliyor.
İstanbul’da Rusya-Ukrayna barışı için ilk doğrudan temas
Üçüncü ve sembolik açıdan en güçlü gelişme ise, İstanbul’un Mart 2022’den bu yana yapılan ilk doğrudan Rusya-Ukrayna barış görüşmelerine ev sahipliği yapmasıydı. Görüşmelere ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da, Antalya’da düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları zirvesinden sonra katıldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin görüşmelere katılmadı; bu durum Trump’ın da Türkiye’ye gelmesini engelledi. İki saat süren zirveden somut bir sonuç çıkmadı ancak Erdoğan’ın Moskova ile Kiev arasında nasıl bir diplomatik denge kurabildiğini gösterdi. Üstelik Türkiye, Ukrayna’ya silahlı SİHA desteği sağlamaya da devam ediyor.
Erdoğan: “Türkiye, Türkiye’den büyüktür”
Uzun yıllar boyunca bazı Batılı yetkililer ve analistler, Erdoğan’ı ekonomik krizlerle boğuşan, otoriter eğilimleri olan bir lider olarak değerlendirmişti. Ancak Erdoğan’ın “Türkiye, Türkiye’den büyüktür. Ufkumuzu 782 bin kilometrekare ile sınırlayamayız.” sözleri, artık daha geniş çevrelerce ciddiye alınıyor.
Kalıcı mı, geçici mi?
Bu haftaki başarıların hiçbiri kalıcı değil. Suriye’nin yeni liderliği ülkeyi bir arada tutabilecek mi? PKK’nın aldığı barış kararı ne kadar sürdürülebilir? Rusya-Ukrayna barış görüşmeleri ilerleme kaydedebilecek mi? Tüm bu sorular belirsizliğini koruyor. Ayrıca İsrail’in, Suriye’deki Türk askeri varlığının artmasından duyduğu güvenlik kaygıları nedeniyle Ankara-Tel Aviv hattındaki ilişkiler de test ediliyor.
Ancak Erdoğan’ın asıl hedefi net: Hem kendi siyasi mirasını güvence altına almak hem de 20 yılı aşkın süredir süren iktidarını daha da pekiştirmek.
Türkiye artık görmezden gelinemeyecek bir aktör
“Pax Turcica” yani bir “Türk barışı” fikrinden hâlâ çok uzakta olabiliriz. Ancak gelinen noktada, Türkiye Karadeniz’den Levant’a, Orta Asya’dan Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyada vazgeçilmez bir aktör hâline gelmiş durumda. Avrupa’nın Ukrayna’nın güvenliğini sağlama iddiası varsa, bunu ancak Türkiye’nin askeri ve stratejik desteğiyle gerçekleştirebilir.
Erdoğan ve Türkiye için dikkat çekici bir hafta geride kaldı. Ancak bu başarılar, Ankara’nın küresel denklemde kalıcı bir aktör hâline gelip gelemeyeceği sorusunu beraberinde getiriyor. Cevap muhtemelen önümüzdeki aylarda netleşecek.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected]