Genel
ANALİZ: Trump’ın Gazze Planı: Hamas ve Netanyahu Sıkıştırılıyor, Erdoğan Masada
ABD Başkanı Donald Trump, başarısız olan Witkoff planının yerine Gazze’de savaşı bitirmeyi hedefleyen kapsamlı bir barış planı sundu. Plan, Hamas ve Netanyahu üzerindeki baskıyı artırırken, perde arkasında Jared Kushner’in etkisi ve bölgesel güçlerin yeniden hizalanması dikkat çekiyor. Türkiye, Mısır ve Katar’ın arabuluculuğunda yürütülen süreçte Erdoğan’ın rolü de öne çıkıyor.

Özet:
ABD Başkanı Donald Trump, başarısız olan Witkoff planının yerine Gazze’de savaşı bitirmeyi hedefleyen kapsamlı bir barış planı sundu. Plan, Hamas ve Netanyahu üzerindeki baskıyı artırırken, perde arkasında Jared Kushner’in etkisi ve bölgesel güçlerin yeniden hizalanması dikkat çekiyor. Türkiye, Mısır ve Katar’ın arabuluculuğunda yürütülen süreçte Erdoğan’ın rolü de öne çıkıyor.
Trump’ın 20 Maddelik Planı: Savaşın Sonu ve Rehine Takası
ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı 20 maddelik plan, İsrail ve Hamas’ın anlaşmaya varması halinde 72 saat içinde tüm rehinelerin serbest bırakılmasını ve İsrail’in Gazze’den aşamalı olarak çekilmesini öngörüyor.
İsrail, Trump’ın yayınladığı haritadaki “sarı çizgiye” kadar çekilecek; ancak Gazze içinde, özellikle Refah ve Filadelfi Koridoru çevresinde askeri varlığını sürdürecek.
Karşılığında Hamas’a, belirli şartlarda genel af veya üçüncü ülkelere güvenli geçiş hakkı tanınacak. Aynı zamanda, geniş kapsamlı bir Filistinli mahkûm takası yapılacak ve uluslararası kuruluşlar eşliğinde insani yardım büyük ölçüde artırılacak.
Yeni “Trump Çerçevesi”: Witkoff Planına Veda
Trump’ın planı, daha önce Steve Witkoff’un önerdiği başarısız taslağın yerini alıyor. En önemli fark, rehinelerin tamamının aynı anda serbest bırakılacak olması. Bu, İsrail için büyük kazanım, Hamas için ise ciddi bir baskı unsuru anlamına geliyor.
Trump, gecikmelere izin vermeyeceğini söyleyerek “Tüm rehineler 72 saat içinde serbest kalacak, oyunlara yer yok” dedi.
Ayrıca, plan Gazze’nin silahsızlandırılması ve savaş sonrası dönemde uluslararası denetim altında bir Filistin teknokrat hükümeti kurulmasını öngörüyor. Bu hükümet, “Barış Konseyi” adlı ve Trump’ın başkanlık edeceği bir yapı tarafından denetlenecek.
Kushner Geri Döndü: Diplomaside Sessiz Devrim
Planın perde arkasındaki en dikkat çekici isim, Trump’ın damadı ve eski danışmanı Jared Kushner. “Abraham Anlaşmaları”nın mimarı olan Kushner, bu kez Gazze krizinde de diplomatik inisiyatifi ele aldı.
Kushner’in ekibi, daha önce birbirine karşı politikalar izleyen Türkiye, Katar ve Mısır’ı aynı çizgide buluşturmayı başardı. Böylece Hamas’ın bu üç ülke arasında manevra alanı daraltıldı.
ABD ayrıca Endonezya ve Pakistan gibi önemli Müslüman ülkeleri sürece dahil ederek Hamas’ı diplomatik olarak izole etti. Bu hamle, aynı zamanda Netanyahu’nun da hareket alanını sınırladı.
Erdoğan’ın Masadaki Rolü: “Hamas Karşılığı F-35”
Trump yönetimi, bu süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da devreye soktu. Erdoğan’ın desteği karşılığında Türkiye’ye yeniden F-35 programına erişim ve savunma işbirliği imkânı tanınabileceği konuşuluyor.
Bir diplomatın ifadesiyle, “Hamas karşılığı F-35’ler” formülü Washington kulislerinde yaygın bir şaka haline gelmiş durumda.
Erdoğan, uzun süredir Batı dünyasında yaşadığı diplomatik yalnızlığı bu süreçte kırarken, ABD Başkanı Trump ile doğrudan müzakere masasına oturmayı başaran tek Müslüman lider konumuna geldi.
ABD, Arap Gücü ve Gazze’nin Yeniden İnşası
Trump planı, Gazze’nin güvenliğini sağlamak üzere çok uluslu bir Arap gücü kurulmasını öngörüyor. Ayrıca ABD’nin başkanlık edeceği “Barış Konseyi” Gazze’nin yeniden inşası, finansman ve reform süreçlerini yönetecek.
Plan, Filistin Yönetimi’nin reform sürecini tamamlamasının ardından yönetimin kademeli olarak devralınmasını amaçlıyor.
İsrail, Gazze’yi işgal etmeme ve ilhak etmeme taahhüdü veriyor. Ancak güvenlik açısından Filadelfi Koridoru ve sınır bölgelerinde denetimi elinde tutacak.
Uzmanlar: “Kapsamlı ama acı bir reçete”
Eski İsrail Askeri İstihbarat Başkanı General Tamir Hayman, Trump’ın planını “İsrail’in temel güvenlik çıkarlarını koruyan ama yutulması zor bir hap” olarak tanımladı.
Plan, Hamas’ın silahsızlandırılması, İsrail’in güvenlik denetiminin sürmesi ve rehinelerin derhal serbest bırakılmasını içeriyor. Buna karşın Hamas üyelerine af veya üçüncü ülkelere çıkış hakkı verilmesi, İsrail kamuoyunda tepki topladı.
Hayman’a göre, bu adımlar uluslararası örneklerle uyumlu olsa da “duygusal olarak sindirilmesi zor” hükümler içeriyor.
Gazze’nin Geleceği: Filistin Yönetimi Geri Dönebilir
Trump planının bir diğer boyutu, Filistin Yönetimi’nin yeniden güçlendirilmesi. Gazze’de teknokrat bir geçici hükümet oluşturulacak, ardından kapsamlı bir “radikalleşmeden arındırma” (de-radikalization) süreci yürütülecek.
Plan, reformların başarıyla tamamlanması halinde Filistin devletine giden yolu açabilecek bir formül sunuyor. Ancak bu, Hamas’ın tasfiye edilmesi ve Filistin yönetiminin derin yapısal dönüşüme uğraması koşuluna bağlı.
Trump yönetimi, bu planı bir “taşla üç kuş” stratejisi olarak görüyor: Gazze’de savaşı bitirmek, İran eksenini zayıflatmak ve Arap-İsrail normalleşmesini hızlandırmak.
Sonuç: Trump’ın Nobel Hesabı
Washington kulislerinde konuşulanlara göre Trump, bu planla hem Ortadoğu barış sürecini kendi markasıyla yeniden başlatmayı, hem de Nobel Barış Ödülü adaylığını güçlendirmeyi hedefliyor.
Bir Amerikalı yetkilinin sözleriyle: “Trump, emlak anlaşması yapar gibi düşündü — önce parayı, sonra tapuyu, sonra teslimatı hallediyor. Bu kez rehineler, barış ve çekilme aynı formülle ilerliyor.”
Trump’ın planı başarıya ulaşırsa, hem bölgesel dengeler hem de ABD’nin küresel rolü yeniden şekillenecek.
Kaynaklar: Yedioth Ahronoth, Bloomberg, Washington Post
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]