Genel
🌍 Türkiye, Küresel Nadir Elementler Pazarının Devi Oluyor
Türkiye, Eskişehir-Beylikova'daki 694 milyon tonluk nadir toprak elementi (NTE) rezerviyle Çin'den sonra ikinci sıraya yükseldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "ilk 5 üreticiden biri olma" hedefi doğrultusunda, kritik elementlerin küresel temiz enerji ve savunma tedarik zincirindeki rolü analiz ediliyor.
Türkiye, Eskişehir-Beylikova’daki 694 milyon tonluk nadir toprak elementi (NTE) rezerviyle Çin’den sonra ikinci sıraya yükseldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ilk 5 üreticiden biri olma” hedefi doğrultusunda, kritik elementlerin küresel temiz enerji ve savunma tedarik zincirindeki rolü analiz ediliyor.
Eskişehir Rezervi Türkiye’yi Dünya İkinciliğine Taşıdı
Orta Anadolu’da keşfedilen devasa nadir toprak elementleri (NTE) rezervleri, Türkiye’yi küresel temiz enerji ve savunma sanayii tedarik zincirlerinin kilit oyuncusu haline getirecek potansiyele sahip.
Eskişehir’in Beylikova bölgesinde bulunduğu tahmin edilen 694 milyon tonluk rezerv, Türkiye’yi NTE rezervleri açısından Çin’den sonra dünya ikincisi konumuna yerleştiriyor.
Nadir toprak elementleri (REEs), cep telefonlarından elektrikli araçlara, rüzgâr türbini jeneratörlerinden hassas güdümlü füzelere kadar modern yaşamın görünmez motorları haline gelmiş, son derece değerli 17 metalden oluşuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Hedefimiz İlk Beş Üretici Arasına Girmek”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin NTE sektörünü geliştirmek için uluslararası şirketlerle olası işbirliği görüşmeleri yürüttüğünü belirterek, “Dünyanın ilk beş NTE üreticisinden biri olmayı hedefliyoruz,” açıklamasını yapmıştı.
Bu keşif, ABD ve Çin arasında NTE’ler üzerinden yaşanan ve Pekin’in ihracat kısıtlamalarıyla ABD’nin kritik sanayilerine (otomotiv, telefon, silah üretimi) büyük darbe vuran ticaret savaşıyla aynı döneme denk geliyor.
Gücün Anahtarı: Rafinasyon ve Manyetik Metaller
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral, TRT World’e yaptığı açıklamada, bu yüzyıldaki gücün sadece rezerv büyüklüğüne değil, bu elementleri rafine etme, işleme ve sanayide uygulama yeteneğine bağlı olacağını vurguladı.
Nadir toprak elementleri, elektriksiz manyetik alan üreten sabit mıknatısları güçlendirdiği için küresel tedarik zincirlerinde merkezi bir rol üstleniyor. Bu mıknatıslar, elektrik motorlarını hafifletiyor, türbinleri daha verimli ve hassas silahları daha isabetli hale getiriyor.
Kumral’a göre, neodimyum, praseodim, disprosyum ve terbiyum gibi elementleri içeren bu “manyetik metaller” paketi, toplam hacmin küçük bir kısmını oluştursa da, küresel NTE ticaret değerinin yüzde 90’ından fazlasını temsil ediyor. Bu “manyetik metaller” üzerindeki kontrol, küresel ekonomik nüfuz, teknolojik üstünlük ve jeopolitik etki anlamına geliyor.
🚧 En Büyük Engel: Yüksek Teknolojili Rafinasyon
Kritik mineraller pazarının geçen yılki 325 milyar dolardan 2040 yılına kadar 770 milyar dolara çıkmasının beklendiği bir dönemde, Türkiye'nin bu keşfi stratejik bir fırsat sunuyor. Ancak uzmanlar, madenden ürüne giden süreçteki zorluklara dikkat çekiyor.
Kritik Mineraller Girişimi kurucusu ve madencilik sektörünün duayenlerinden Sait Uysal, NTE rezervlerini "olağanüstü bir hediye" olarak nitelendirirken, paraya çevrilmesinin zorlu bir değer zincirinde ilerlemeyi gerektirdiğini belirtti:
- Yukarı Akış (Maden Çıkarma): Türkiye'nin olgunlaşmış madencilik sektörü sayesinde cevher çıkarma ve temel konsantre üretimi aşaması "en kolay" kısım olarak görülüyor. Hükümet, halihazırda bu süreci başlatmak için bir pilot işleme tesisi kuruyor.
- Orta Akış (Rafinasyon): Uysal'a göre, asıl büyük engel rafinasyon aşamasıdır. Konsantreyi yüksek saflıkta bireysel elementlere ayrıştırma süreci, "son derece karmaşık ve sermaye yoğun" olup, uzun yıllar süren Ar-Ge ve yüz milyonlarca dolarlık yatırım gerektirmektedir. Bu aşama uzun süredir Çin'in tekelindedir.
Uysal, Türkiye'nin stratejik ortaklıklar veya teknoloji transferi anlaşmaları yaparak bu kritik rafinasyon bilgi birikimine sahip şirketlerle işbirliği yapmasının şart olduğunu vurguladı.
Munzur Üniversitesi NTE Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden Doç. Dr. Salih Cihangir ise Türkiye'nin laboratuvar ve pilot ölçekte bazı elementlerin ticari olarak saflaştırılmış fraksiyonlarını ürettiğini belirtti. Ancak asıl değer yaratacak son aşamaya geçiş için bireysel NTE oksitlerine toplu ayrıştırma, alaşım üretimi ve EV'ler için mıknatıs gibi nihai ürünlerin imalatı gibi kilometre taşlarının aşılması gerekiyor.
Cihangir, bu süreçte Çevre, Sağlık ve Güvenlik (ÇSG) protokollerinin proaktif bir şekilde ele alınmasının, gecikmeleri önlemek ve tüm değer zincirinde risk yönetimini sağlamak açısından kritik olduğunu sözlerine ekledi.
